6. Bölüm: Asgardlı

267 20 15
                                    

Patricia bir kaç saniye için zihnindeki sorulara yanıt ararken karşısındaki kişi kayboldu. Boğazında büyük bir acı ve soğuk hissederken neden böylesine saçma davrandığını düşünmeden edemedi. Yapabildiği kadar başını eğdiğinde arkasındaki adamın elindeki hançeri görmesiyle yutkunması bir olmuştu.

Patricia adamın güldüğünü duydu, ama sanki bir zafer gülüşüydü bu işittiği. Eğer öyleyse, bu adam kesinlikle kendisini tanımıyor olmalıydı. Bir Stark ve yenilmek, çok uzak şeylerdi. Lakin Patricia kulağının dibinde bir ses duyunca tüm vücudu kaskatı kesildi.

"Stark soyundansın ha? Bu işime yarar küçük Midgardlı."

Kız bu sözlerle zihninin okunduğunu anladı ve düşüncelerine hakim olamaya çalıştı. Eğer zihin okuyabiliyorsa, büyücü falandır diye düşünmeye başladı bu kez. Haklıydı tabi, lakin haberi yoktu.

"Ben Asgard'dan Loki, Midgardlı. Ve şanlı bir amaçla beraber doğdum."

Loki.

Bu isim Patricia'ya tanıdıktı.
Sanki...
Kulede O'ndan bahsetmişlerdi.
Ama Patricia'ya asla Loki'nin kim olduğunu söylememişlerdi.

"Belki bir anlaşmaya varabiliriz Bay Loki?"

"Bence de öyle. O zaman, yapalım şu anlaşmayı. Sen bana planımda yardım et, ben de canını bağışlayayım. Ne dersin? Yaşamak isteyen biriysen gayet mâkul bir teklif."

"Ah- üzgünüm ama şu son olanlardan sonra yaşamak istediğim pek söylenemez o yüzden...
Rahat bırak beni."

"Bu ne cürret! Ben bir tanrıyım seni düşük varlık! Ben ne dersem o olacak!"

"Düşük varlık falan ayıp oluyo AMA-
tamam yeter bastırma şu hançeri."

"İşte böyle itaatkâr olmalısın ölümlü. Bu sizin doğanızda var. Yönetilmek ve hükmedilme-"

"Aynen aynen felsefe yapma ne istiyorsun onu söyle."

"Midgard'ı."

"Saçmaymış vaz geç bence."

"Ölmek istemezsin değil mi?"

"Aslında duruma bağlı."

"Ne? Ne tür bir aptalsın sen? Her ölümlü yaşamak ister o kısacık hayatlarını. Yalan söylediğini anlamayacağımı mı sandın?"

"Ah canım... Sen bilmiyordun değil mi? Ölümsüzüm ben ya. Berbat cidden. Hatta 479 yaşıma girdim geçen hafta."

Loki kızın omuzlarından tutup kendine çevirdi. Yüzüne ciddi ciddi bakmaya başlayınca Patricia alayla gülmeye başladı.

"Sen benim  dediklerimi ciddiye mi aldın? Ay yazık, şakadan da anlamıyor."

"KAPA ÇENENİ VE NE YA DA KİM OLDUĞUNU SÖYLE!"

"Tamam be, ben Patricia Stark, 17 yaşındayım, boyum 1.67 kilomu boş ver, yarı Rus'um, telekinetik ve büyü güçlerim var. Taliplilerimi bekliyorum."

"Dalga mı geçiyorsun benimle ahmak! Karşında tanrı var, Yaramazlık Tanrısı!"

Loki Patricia'yı boğazından tutup kızın yatağına 'fırlattı'. Kız boynunu ovmaya ve sinirle bakmaya başlayınca, bu kez gerçekten zafer kazanmışçasına gülümsedi yaramazlık tanrısı. Biraz daha yaklaşıp elindeki asayı kızın boynuna doğrulttu.

"Bana yardım edeceksin, veya..."

Loki asayı Patricia'nın boynundan göğsüne indirdi. Tam kalbinin olduğu kısma gelince şeytanice sırıttı, fakat sırıtışı yüzünde soldu.

"Bu genelde işe yarar."

"Bilirsin işte, performans sorunları. Her beş kişiden birinde-
Hey! Nereye şimdi? Daha cümlemi bitirmedim bile!"

Loki Patricia'nın en sevdiği kısma doğru gitmişti. Makyaj aynası. Aslında makyaj yapmayı pek sevmezdi Patricia ama o masanın özelliği soldaki kolu çekince makyaj malzemelerinin yerine çeşitli tabancalar, hançerler, zehirli oklar ve daha onlarca silahın gün yüzüne çıkmasıydı. Ne şans ama... Loki bu odaya ayak bastığı ilk anda o kolu görmüştü ve şimdi, kolu çekmeye hazırlanıyordu. Ta ki Patricia'nın "SAKIN ONLARA DOKUNMA" diyişini duyana kadar.

Loki arkasına döndü, gözlerini kısarak kıza baktı. Bir yandan Patricia'ya odaklanmış gibi görünürken diğer yandan bir elini küçük kola doğru attı. Makyaj masası birden 'silah masası' olunca, Loki bir adım geri gitti. Masadaki silahları görünce kelimenin tam anlamıyla gözleri parladı. 

O sırada Patricia, Loki'nin arkasında durmuş, gözlerini silahlarına dikmişti. Gerçekten mükemmel görünüyorlardı. Özellikle renk skalasına göre dizilmiş, elmas gibi parlayan hançerleri. Lakin Patricia bu manzaraya zaten alışık olduğundan ufak adımlarla Loki'nin yanına yürüdü. Tam hizasına gelince başını biraz sağa çevirdi ve kendisine oranla epey uzun olan adama baktı.

"Güzel, değil mi?"

"Hayır. Tam anlamıyla berbat."

"Hadi ama! Senin de hoşuna gittiğini biliyorum, şunlara bak! Ayrıca, gerçekten bir Stark'ın hoşuna gidenleri beğenmeyecek kadar zevksizsen, bu senin sorunun."

Loki yalnızca gözlerini devirdi. Bu silahlar -özellikle hançerler- çok güzeldi evet ama işine yaramazdı. Ve burada geçirdiği dakikaların ardından şuna kanaat getirdi: Bu kızdan alabileceği bir şey yoktu. Tabi onu kaçırıp babasından Midgard'ın yönetimi zorla da alabilirdi fakat böyle çok kolay olacağını düşündü. Çünkü Loki, kendisine itaat edilmesini istiyordu. Fakat kararını verdi ve kıza bir baktı, sonra önüne döndü ve

''Son kez soruyorum Stark, bana katılır mısın?''

''Üzgünüm Bay Ben Tanrıyım ama suç işlemek için çok küçüğüm. O yüzden-''

''Pekala, sen istedin.''

''Bekle- Ne?''

Loki tek elinde yeşil büyüler oluşturdu ve diğer eliyle de çevik bir hareketle Patricia'nın boynunu asasıyla duvar arasına sıkıştırdı. Kız nefes alamazken Loki büyüyle zihinini kontrol etmeye çalışsa da başarısız oldu. Öfke ve şoku aynı anda yaşarken bir yandan da nefesini kestiği Patricia'nın zihniyle oynadı ve dahi Midgardlı, hırsla yanıp tutuşan Asgardlının kollarına düşüverdi.

°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°

A-

Merhaba yine.

Yaklaşık 2 veya 3 haftadır yeni bölüm atmadım. Neden ben de bilmiyorum üşendim sanırım.

Bu bölümü yayınladığım anda Sibling of Romanoff' a yeni bölüm yazacağım. Aklımda onlarca senaryo var o kitap hakkında ve şu an yazmak için sabırsızlanıyorum.

Öyleyse,

Hoşça kalın:)

Whatever It Takes| Loki LaufeysonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin