Dikenli Kraliçe

bilgi zamanı

Sabah olduğunda maya'nın beni uyandırmak için içeri girmesiyle kalktım.

Bugün o gün kendi kişisel şövalyemi seçeceğim gün. Düşündümde neden Dük'ün malikanesindeki şövalye- lerden seçmiyorum.

İlkte güvenilmez olduklarını düşünmüştüm ama sonra novelde okuduğum bi sahne geldi aklıma. Judy'nin yeni bir kişisel şövalye seçeceği bölüm.

Seçiceğim şövalye gremline dük'lüğünün şövalyelerinin en yeteneklisi normalde judy için ayrılmış biri ama kimin umrunda, kardeşimin oyuncaklarıyla oynamaktan zarar gelmez.

Maya beni sabah kahvaltısı için hazırladı beyaz ve bebek mavisi renklerinde günlük bir elbise giydim,
Saçımı ise prenses topuzu şeklinde yaptırdım, takı olarak bir tek bebek mavisi tonlarında küpeler taktım.

Kahvaltıyı ayrı yapıcağım tıpkı normalde olduğu gibi şimdilik malikanede benim birazcık daha iyi olduğum ve sosyalleştiğim hakkında dedikodular başladı tabi ne kadar güzel olduğum hakkındada. (ego+5)

Kahvaltı yaparken aklıma bir plan geldi. Baloda judy'nin içmesi için bir koktey hazırlatıcam, tabi bu kokteyde aşırı derecede alkol olucak bu sayede judy sarhoş olucak ve yapmaması gereken hareketler yapıcak.

Tabiki bende iyi abla olarak bu davranışları konusunda onu uyarıp herkesten ' veliaht dahil ' özür diliycem ama judy susmayacak ve itibarı ciddi şekilde zedelenecek. Tabi birazcık parayla hizmetçi ayarlayabilirsiniz. Bu sayede kimse sizi ispiyonlamaz.

Ahh hadi bakalım zaman geldi!

Masadan kalktım ve batı kanadına doğru yavaş ve zarif adımlarla gittim.

Batı kanadı hizmetçilerin, askerlerin, v.s. kaldıkları yer. +Antreman sahasıda batı kanadında.

Antreman sahasına ulaştığımda bazı askerler beni selamladı bazılarının umrunda bile olmadı.

Peki ben onları böyle bırakır mıyım bırakmaam.

Ah işte yeni kişisel şövalyem, neden onun için küçük çaplı bir şov yapmıyorum.hehe

"Leydim buraya sizi hangi rüzgar attı?"

Ah işte bana lazım olan kişi. ' sir Albert Hall ' kendisi gremline şövalyelerinin başı ve tabi benim en sevdiğim kişilerden biri.

"Ah, sadece şövalyeleri denetlemeye geldim ama görüyorum ki bazı çürükler var..."

Bunu beni umursamayan lara bakarak söyledim ve sir Albert hemen anladı.

"Sizler hemen buraya gelin!"

Sir Albert'ın demesiyle hepsi buraya geldi.

"Leydim izin verin cezalarını vereyim."

"Oh, gerek yok Sir Albert onlara cezalarını ben vereceğim."

Irıs'ın belirsiz bir yüzü olabilir ama kızdığında gerçekten belli oluyor.

"Sizler önce beni doğru düzgün selamlayın."

Hepsi önümde beni selamladı tabi bundan pek memnun değillerdi çünkü ben bir düşes değilim.

Ah, değilim çünkü canım 'babacığım' bu büyük pozisyonu judye vermeyi düşünüyor.

"Şimdi size ne yapsamm."

Biri hemen öne atıldı dur biraz bu benim kişisel şövalyem. Ahhhh hadi ama her neyse, affedelim bari.

"Leydim, arkadaşlarımı cezalandıramassınız, lütfen onları affedin.."