*Günümüzde*
- sen neden bahsediyorsun Irıs.
-Herşeyden.
- Herşey ne?
- hmm, bir düşünelim... Mesela 2. Prens'in annesi veya imparatoru zehirle öldürmeye teşebbüs ya daaa, karaborsadan alım ve satım-
İmparatoriçe'nin yüzü bembeyaz kesildi ve bir çığlık kopardı.
- YETER! İMPARATORİÇE'Yİ NASIL TEHDİT EDERSİN, YERİNİ BİL!
Çığlıktan sonra sadece bir kaç saniye duraksadı.
Yüzünü indirdi ve bir kaç dakika öylece kaldı.
ikimizden de çıt çıkmıyordu.
Bir kaç dakika sonra bir eliyle yüzünü kapatıp bir eliyle oturduğu koltuktan destek aldı ve bir deli gibi kahkaha atmaya başladı.
Bir yandan da kafasını tavana çevirdi.
Kafası tavana baktığı sırada İmparatoriçe elini yüzünden çekerek gözlerini bana dikti.
- Sence de biraz salak değil misin?
İmparatoriçe beni daha iyi görebilmek için yüzünü yüzüm ile hizaladı ve pişkin pişkin sırıttı.
- bir düşün, kim sana inanır Irıs? Baban, kardeşin İmparator?
Sessizliğimi sürdürdüm.
- şu anda bile benim bölgemdesin eğer istersem seni şuracıkta bile öldürebilirim.
Sonlara doğru ima yapar gibi çıkmıştı sesi.
Pekii.
Şu anda tehdit edilen kim?
Hadi ama sence de birini annesine olanlarla tehdit etmek biraz fazla değil mi.
- eh emin olun bunu yapmak istemezsiniz.
- nedenmiş o?
Ayağa kalktım ve İmparatoriçe'nin arkasına geçtim.
Ellerimi omuzlarına koyarak kulağına yaklaştım.
- bir düşün Rosemary, sence ben buraya hiç birşey yapmadan gelecek kadar salak mıyım?
İmparatoriçe'den ses çıkmıyordu ama şu anda yüzünün gergin bir hal aldığı belli oluyordu ki.
Sesimi biraz daha alçalttım ve ciddileştirdim.
- bak Rosemary, eğer ben buradan akşama kadar çıkamazsam elimdeki bütün belgeler İmparatora ulaşır ve Gazetelere sızdırılır.
İmparatoriçe susmuş beni dinlemeye devam ediyordu.
- ha bu arada sevgili oğluşunu da bir düşünmen gerekli şimdi, sonuçta onun hayatı benim hayatım.
Bu sefer daha imali konuşmaya dikkat etmiştim.
İmparatoriçe daha fazla dayanamayarak yerinden fırladı.
- DOKUNMA BANA!.
yüzü kireç gibi olmuştu, oğlunun ölümünü aklına getirmek onu hayli korkutuyordu.
Gözleri tamamen yaşla dolmuştu.
- SEN DELİRMİŞ SİN!
Deli mi? Ben mi?
Hmmm.
Belki.
İmparatoriçe'nin yanına yaklaştım.
Yüzünü daha iyi görebilmek için biraz eğildim ve parmak uçlarım la İmparatoriçe'nin yüzünü bana bakması için yukarı kaldırdım.
Sesim alay eder gibi çıkmıştı.
- belki evet belki hayır kim bilir. Ama emin ol... Judy kadar olamam.
İmparatoriçe dilini yutmuş gibi tek kelime etmiyordu.
Sadece gözlerinden göz yaşları akıyordu.
Buna ağlama denilemez di çünkü göz yaşları sadece bir kaç damla akıyordu.
Bir kaç saniye hiçbir şey demeden öylece kaldık.
En son İmparatoriçe'ye küçük bir gülümseme yolladım ve kafasını serbest bıraktım.
- ee ne yaparsın, buradan bana yardım çıkmadı.
- Ah! Şimdi hatırla galiba 2. Prens buradaydı onu bir ziyaret etmek hiç de fena olmaz öyle değil mi.
Tam doğrulup kapıya yönelmiştim ki İmparatoriçe ayak bileğimin birini tuttu.
- bekle!
- evet?
- ne tür bir yardım lazım.
İşte adamı böyle yola sokarlar.
Hafifçe gülümsedim.
- neden bunu masada konuşmuyoruz, sizin gibi birine bu durum hiç yakışmıyor.
~~~~~~~~~~~~~~
- Leydim!
Maya beni kapının hemen dışında bekliyordu.
İmparatoriçe odadan çıkmadı sonuçta ona yaptıklarımı sindirmesi gerekliydi.
Maya sesini alçaltarak konuşmaya başladı.
- İmparatoriçe ne dedi Leydim?
- herşey planladığımız gibi Maya.
- harika!
- Maya.
- özür dilerim Leydim.
Maya biraz garip gibiydi, sanki sabahtan beri kafasında bir düşünce vardı.
- bir sorun mu var Maya?
- şeyyy...
- şey ne?
- Leydinin kararlarını sorgulamak bana düşmez ama sorun şu ki Veliaht Prens ne olucak.
Hangisinden bahsettiğine bağlı.
- hangisi? Kurt mu ejderya mı?
- Kurt.
- neden, ne oldu ki?
- hani siz bu konularda casusluk yapacaktınızya.
- eee ne olmuş?
- İmparatoriçe ile anlaşma yapmanız Veliaht Prens'e ihanet ettiğiniz anlamına gelmez mi?
Hadi ama Maya çok safsın.
- Maya o anlaşma hala geçerli.
- ama-
- hem İmparatoriçe sadece bir kukla.
- kukla mı?
- evet kukla. O sadece kullanıldıktan sonra eskiyecek olan bir kukla.
Kısacası onu kullandıktan sonra atacağım.
- O kadın bana sadece Dukallığın başına geçerken lazım, sonrasında ona ne olduğu beni ilgilendirmiyor.
- ah anladım.
Maya biraz gerilmiş gibiydi, galiba onu da artık işe yaramaz olduğun da atacağımdan korkuyor.
Şu anlık kullanışlı ve onu atmayı da düşünmüyorum.
Tabi bana ihanet etmezse.
Her neyse sonuçta her şey hazır ve plana uygun ilerliyor yani sıkıntı yok demektir.
Artık sadece planın başlamsı için beklemek kaldı.
______________∆°
(Yazar: justnovelion)Selamlaaar!
Hikayeyi yarı uyur yazdım yani çok fazla yazım yanlışı varsa kusura bakmayın.
Bir de köye gidebiliriz o yüzden bi 15-20 gün olmayabilirim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dikenli Kraliçe
Fantasyjudy novel de kont gremline nin beyaz saçlı mavi gözlü bir melek olarak bilinen kızıdır. 3 erkek ana karakteride tatlı, kibar davranışlarıyla kendine aşık etmeyi başardı. Ama kimse onun aslında ikizini zehirlemeye çalışan ve kendi annesini öldüren b...