Gözlerimi açtığımda etrafıma bakındım. Galiba bayılmıştım. Gözlerim etrafta gezdirdiğimde depo gibi bir yerdeydim. Burasının neresi olduğu bilmiyordum. Ama deli gibi korkuyordum. Ellerim arkadan sandalyeye bağlanmıştı. Zor hareket ediyordum.
Bir anda gürültüyle açılan depo kapısına baktım korkuyla. Üç adam bana doğru ilerliyordu. Öndeki kişi gülerek el çırptı.
"Ooo. Uyanmışsın iyi uyudun mu bari"
Bu adam deliydi. Saçma sapan gülüyordu. Galiba yanındaki iki adamda korumasıydı.
"Bırakın beni! Benim burda ne işim var!?"
"Ne bırakmak mı? Seni bırakacakdımsa neden yakalıyordum ki?"
Yine gülmeye başladığında göz devirdim. "Ne istiyosunuz benden?" Sesimdeki korku kendini ele veriyordu buda karşımdaki kişinin dahada keyiflenmesini sağlıyordu.
"Ne o yoksa beni tanımadın mı? Ha gerçi unutmuşum hafızanın silindiğini. Yoksa sen Jungkookuda mı hatırlamıyorsun?"
Keyifle gülerek söylediği şeyde takılı kalmıştım. Ne hafıza kaybından bahsediyordu. "Neden bahsediyorsun? Jungkooku nerden tanıyorsun?"
"Bakıyorum eski sevgilini çabuk unutmuşsun. Halbuki Jungkook sana kendini hatırlatmak için ne kadar uğraşmıştı."
Gerçekten neden bahsediyordu anlamıyordum. Ben hafızamı mı kaybetmiştim? En önemlisi Jungkook benim sevgilim miydi?
Karşımdaki adam cebinden telefonu çıkararak birisini arayıp mikrofona koydu. Arama açıldığında karşıdan gelen ses Jungkookun sesiydi.
'Alo?'
"Merhaba benim sevgili düşmanım. Bil bakalım burda kim var? Çok sevgili eski sevgilin var karşımda. Ve seni hatırlamıyor ah ne üzücü. Yoksa ona gerçekleri söylemedin mi? Benim söylememi ister misin?"
'Soojin! Yemin ederim Jimine tek kelime edersen ve ya onun tek teline zarar gelirse seni doğduğuna pişman ederim piç herif!'
"Eğer bir şey yapmamamı istiyorsan belgeleri bana getir! Aksi taktirde biricik sevgilinin başına her an bir şey gele bilir."
'Yemin ederim ki seni bulduğum an ilk önce sikip sonra öldürücem!'
Jungkook:
Lanet olası herif Jimini kaçırmıştı! Bu yüzden sabahtan beri ulaşamıyordum. Ahh siktirr!! Ne yapacaktım ben?! Lanet olası herifin sadece belge istemeyeceğine adım kadar emindim. Ama yapacaktım Jimin için yapacaktım. O benim her şeyimdi. Onu ordan kurtardıktan sonra herşeyi anlatıcam ona.
Onu yıllardır sevdiğimi, geçirdiği kazanı, hafızasını kaybetmesini, sevgili olduğumuzu herşeyi anlatacaktım.
Elimdeki telefonla Yeongun numarasını aradım.
"Yeong çabuk ol tüm adamları topla Soojinin mekanını basmaya gidiyoruz! Adamlara söyle dikkatli olsunlar Jimin orda"
Yeong onaylandıktan sonra telefonu kapatarak çalışma masamın yanındaki çekmeceden gerekli dosyayı çıkardım. Elime aldıktan sonra bir hışımla şirketten çıktım.
Soojin benim en ezeli düşanımdı. Bu güne kadar bana düşman olan herkesi yenmişimdir fakat Soojinden başka. O hep güçlü biriydi fakat bende en az onun kadar güçlüydüm.
Soojinle ben arkadaştık eskiden. Çok yakın iki arkadaş. Fakat bilmediğim bir şekilde Soojin bana düşman olmuştu. Beni en savunmasız anımda vurmuştu. Jiminin yaşadığı kazada onun payı vardı. Herşey onun yüzünden olmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Jeon
FanfictionYer altı dünyasının en bilinen isimlerinden Jeon Jungkook ve kardeşinin sevimli arkadaşı Park Jimin.