Bay Park:
Baekhyun, umarım gecikmen için iyi bir mazeretin vardır?Byun Baekhyun:
Bay Park, üzgünüm.
Trafikte kaldım...Bay Park:
O zaman toplantıyı erteleyeceğim.
Eksik kişi varken toplantı yapamayız.Byun Baekhyun:
Varır varmaz son sürat koşacağım,
Bay Park.
Bir şey söylemeliyim size...Bay Park:
Nedir?Byun Baekhyun:
Sizi seviyorum|
Sizi s|
Gecikme için özür dilerim, efendim.Bay Park:
Yüzüme dersin bunu, acele etme.
Koşarken de falan düşüp incinme.Byun Baekhyun:
Tamam efendim, dikkat ederim.Telefonu kapattım ve cebime koydum, ona eskisi gibi sarılmak ve dokunmak, eskisi gibi öpmek istiyordum. Onunla eskisi gibi olmak istiyordum. Daha doğrusu bu zamanda eski olur, geçmişteki gibi diyelim, geçmiş hayatımızdaki gibi.
****
Sonunda şirkete vardığımda koşarak toplantı odasına ilerledim, ayağım ıslak zeminle buluşunca hızla kaydı. Gözlerimi kapattım, canım acıyacaktı. Aniden kolumda birinin elini hissettim, gözlerimi açtığımda karşımda sevdiğim adamı gördüm.
"Dikkat ederim, dememiş miydin? Sakin ve dikkatli gelmeliydin. Niye bu kadar panik yaptın?"
"Zaten... Benim yüzümden toplantıyı ertelediniz, daha da gecikmek istemedim."
"Erteleyen benim, demek ki bunu sorun etmiyorum. Baekhyun, sadece kendine dikkat et. Laflarımdan kendine göre sonuç çıkarıp ona göre hareket etme."
O beni yerden kaldırınca ayak bileğimde bir ağrı hissettim. "Bir yerin mi ağrıyor? Düşmedin ama ters bir hareket mi yaptın?"
"Bileğimi kastım sanırım, iyiyim ama sorun yok. Açılır şimdi, kolumu bırakabilirsiniz."
O hala bana bakarken içeri Sehun girdi, "Hyung, o geldi." Ben hiçbir şey anlamazken, Chanyeolun kaşları çatıldı. "Adam gerçekten laftan anlamıyor mu?" diye sordu. Bir patırtı koptu ve içeri giren babam ve arkasından koşan danışman Chanyrolum tam karşısında durdu. Neler oluyordu?!
"Bay Park, lütfen beni affedin." Babam, geçmişte kendi oğluna ve oğlunun sevdiği adamı gözünü kırpmadan öldürmüş bir cani şuan benim karşımda geçmişte öldürttüğü adama yalvarıyordu.
"Midemi bulandırıyorsun, Hyungseok." Chanyeol, sert bir ses tonuyla babama adıyla seslendiğinde iyice merak etmiştim. Babam beni gördüğünde hızla benim önümde eğilmeye başladı, "Oğlum lütfen, lütfen bana yardım et" diyerek ağlamaya başladı. Normalde çok vicdanlı ve merhametli biriyimdir ama geçmiş hayatında beni ve sevdiğim adamı öldürten bu babam olacak adama merhamet gösteremiyordum.
"Oğlum mu? Bu çöp sizin babanız mı, Bay Byun?"
"Evet, bana ve sevdiğim adama acı çektiren babam."
Duygusuzca söylediğimde Chanyeol, kolumdan tutup beni kendine çekti ve arkasına geçmemi sağladı. Babamı da ittiğinde babam yere düştü. "Ne yaptığınızı sanıyorsun? Acıyı böyle yok ettireceğini yada unutturacağını falan mı sanıyorsun?" diye sordu.
Dakikalar sonunda babam gittiğinde Sehun odaya girdi, "İyi misiniz hyung?" diye sordu. "Ben iyiyim ama," dedi ve bana döndü. "Baekhyun gözlerindeki pırıltı bir anda söndü, sen iyi misin?" diye sorduğunda daha fazla dayanamadım ve Chanyeola sarılıp ağlamaya başladım. Evet, babamın öldürdüğü sevgilime sarıldım. O hiç bir şeyi hatırlamasa da...
Chanyeol birden sarılmamla şok oldu ama bozmadı ve o da bana sarıldı, "Tamam geçti..." dedi sakin bir ses tonuyla. "Ben buradayım." dedi.
Ben buradayım.
Evet, bu sözü ondan duymaya çok istiyacım vardı...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Love Again | ChanBaek
Fanfic16. Yüzyıllarda Kore Hanedanlığı Kralının dört oğlundan biri olan üçüncü prens Byun Baekhyun, babasının emri altındaki Komutan Park Chanyeol ile ilişki içindeydi. Bunu öğrenen Kral, Park Chanyeol'u Baekhyun'un gözü önünde idam ettirir. Daha sonra iş...