《1》

3.9K 360 329
                                    

"Orospu çocuğu!"

Yaklaşık on dakikadır aralıksız sövüyordum. Sinirden ellerim titriyor, doğru düzgün nefes bile alamıyordum ve tüm bunlar aptal bir kız yüzündendi.

"Yalakalık yapıyor işte amcık kız, takma bu kadar kafana Lix." Hyunjin titreyen ellerimi avuçları arasına aldı, bunu yapmasa ve konuşmasa birkaç dakikadır yanımda oturuyor olduğunu tamamen unutacaktım.

"Ulan sümüklü Soo bile gidip Felix beni dövdü demiyor bu piç ispiyonluyor beni." sesim tekrar yükseldi, bahçedeki birkaç bakış bize döndüğünde Minho kaşlarını çatıp bize bakan aptallara işlerine donmeleri için öldürücü bakışlar gönderdi.

"Sanki haksız yere dövdüm, ya orospu evla-"

"Felix bir sus amına koyayım!"

Jeongin aniden çıkıştığında sustum, ayakta tam karşımda dikikiyodu, başımı kaldırıp dik dik baktım ona. "Şiddetin bahanesi olmaz." dedi yalnızca.

"Siktir piç, bendim zaten Hyunjin'i boğarak siken." zaten çatık kaşlarımı iyice çatıp Jeongin'e sert sert baktım. Söylediklerime cevap vermedi, gözlerini devirdi yalnızca.

"Rızam var benim salak." Hyunjin söze girdi bu kez. Sevgilisini koruması gerektiğini hissetmişti herhalde, Jeongin'e toz konudurmuyordu.

"Rıza mıza dinlemem ben." dedim Hyunjine dönerek, çok geçmeden tekrar Jeongin'e çıkarttım bakışlarımı. "Şiddetin bahanesi olmaz." dedim az önce söylediğine ithafen.

Jeongin sabır diler gibi bir nefes aldı. Hemen önümde dikildiğinden birkaç adım geri çekildi, Hyunjin'in yanına oturdu sonra.

"Müdür ne dedi?"

Jisung nihayet umursamazca okuduğu kitabından kaldırdı başını, kitap okuyup aynı zamanda konuştuklarımızı dinleyebiliyor olması gerçekten garipti.

"Annem gelecek." dedim omuz silkerek. "Cezama annem gelince karar vereceklermiş." bakışlarımı kolumdaki saate indirdim. Müdür annemi arayalı on dakika olmuştu çoktan, annemin çalıştığı hastane de bizim okula oldukça yakındı, şimdiye gelmiş olması gerekirdi.

"Hay sikeyim ya!" dedim bu kez sinirle. Başımı geriye atıp bulutlu gökyüzüne baktım. Fazlaca sinirli olduğumdan yanımdaki dörtlü de sessizdi.

Gözlerimi kapattım. Hafif ancak soğuk esen rüzgârı siyah uzun tutamlarımda hissettim, rahatlatıyordu bu beni. Yılın bu zamanları kuşkusuz ev sevdiğim havaydı. Terletmez, yakmaz, üşütmez...

Acaba nasıl bir ceza alırım diye düşündüm sonra. Soo'yu biraz hırpalamıştım, dövmek değildi kesinlikle. O aptal okulun alt katındaki kullanılmayan tuvette sigara içtiğimi görmüş ve hocalara söylemişti. Zaten kullanılmayan bir yerdi amına koyayım ne diye batıyordu sigara içmem?

Ben onu hırpalarken de adını dahi bilmediğim sikik kızın teki bizi görmüş ve bir de o gidip şikâyet etmişti beni. Başım sık sık belaya girse de ilk kez bu kadar boka batıyordum sanırım.

Yine de biraz rahattım. Annem saygın bir kadındı, okuldaki çoğu öğretmenle arkadaştı, daha önce de uzaklaştırma alma tehlikesiyle karşı karşıya gelmiştim ancak annem duruma el atıp kurtarmıştı beni.

Bu devirde işler biraz tanışıklık ve de parayla rahatça çözülebiliyordu. Başkaları için iyi midir bilmem ama ben bu ikisini sonuna dek kullananlardandım.

Bay Min annemi aradığında ilk başta fazlaca gerilmiştim. Bugün nöbet günüydü, fazla yoğun çalıştığı zaman yoruluyordu ve biraz sinirli oluyordu, yine de kıyamıyordu bana. Annem babamla boşandıktan sonra sahip olduğum tek şeydi.

be my daddy / seunglixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin