Kalbi kırık kız çocuklarını yalnızca kalbi kırık kız çocukları anlar.
Bugün kırgın yaşımdayım. Bugün bir yaş daha büyüdüm ben. Bazen insanlar keşke çocuk kalsak diyorlar. Ben ise keşke çocukluğumu silip atsam diyorum. Sonra annem geliyor aklıma, silersem çocukluğumu annemde gider. Anneciğim kırılır mısın bana böyle düşündüğüm için? Acılarla dolu bir kundağa saracağını bilsen yine de getirir miydin beni dünyaya?
Belki de getirmezdin. Kızının canı çok yanıyor anne. Bazen oturup düşünüyorum bu kadar sevilmeyecek ne yaptım ki? Bu sefer de abim geliyor aklıma. O beni seviyor değil mi anne? Peki neden yanımda değil ki? Böyle söyleyince de nankörlük mü ediyorum anne? Ne zaman arasam gelir sever koklar beni. Peki içimde ki bu yalnızlık hissi neden anne? Benim bu dünyayla savaşım ne?
Biliyor musun anne kızın yanaklarında hiç çizgi yok. Hiç gülmüyorum diyemem ama çok gülüyorum da diyemem. Ama çok ağlarım anne o kadar çok ağlarım ki bazen neden ağladığımı dahi bilmem. Biri bir şey dese yada yalandan baksa oturup saatlerce haftalarca ağlarım. Öyle işte anne. Sana söylecek anlatacak çok şeyim var aslında anne. Sen gittikten sonra çok şey değişti ama ben hala bıraktığın yerdeyim anne. O dar ağacında sallanan bedenini kurtarmaya çalışan küçük kızınım hala. Ben hala bacaklarına sarılıyım anne.
O gün bir suskunluk çöktü üstüme anne. İnsanlar bana çok sessiz olduğumu söylüyor. Aslına bakarsan ben çok konuşuyorum onlar duymuyor anne. Bir Yuva var beni duyan oda olmazsa delirecekmişim gibi.
Bugünler de aklım sürekli geçmişe kayıyor anne. Senli günleri özledim sanırım. Neydi ki geçmiş? Geçmemiş miydi? Neden o zaman yüreğim de bir köz varmış gibi anne? Geçmiş kayıplarla dolu anne. Çocuk ruhumdan birer parça bıraktım takvim yapraklarına. Belki biri denk gelir anne. Boğulduğum bu yalnızlıktan çekip alır beni. Kim bilir?
Belki de gelecekte en az geçmiş kadar acılarla doludur. Sahi bu kör kuyu kalbim daha kaç aldanışa, kaç acıya, kaç darbeye daha katlanabilir? Ben bilmiyorum anne?Sanki kendime yüküm anne. Gündelik işlerle kendimi ne kadar meşgul edersem edeyim gece olunca tüm acılar göz pınarlarıma doluyor. Tutamıyorum anne onları akıp gidiyorlar. Ama hala içimde bir parça umut var anne. Sonuçta üstümde ki bu hüzün sonsuza kadar sürecek değil ya. Değil mi anne? Elbet bir gün güneş doğar şafak söker. Yani sönmeyen umutlarım bana bunları fısıldıyorlar anne. Doğru olmasını istiyorum ama alnıma yazılan yazgım sanki buna engel oluyor. Çünkü ruhumda yeni yaralar açıldı anne. Yaralarımın iz bırakmasını istemiyorum anne ama bir çok yara izim var. Bu beni çirkin yapar mı anne?
İnsanlar bana güzel olduğumu söylüyorlar. İnsanlar iki yüzlü şeytanlar onlar yalan söylüyor anne çünkü ben çok çirkinim. Ruhum tıpkı günlerce beklemiş bir ceset gibi kokuyor. Kokusu burun deliklerimden bana ulaşıyor anne. Duyuyorum o kokuyu. Yoksa deliriyor muyum anne?
Bunu istemiyorum anne. Ben yaşamak istiyorum anne. Senin yaşayamadığın yıllarını yaşatmak istiyorum anne ama üzerimde bir güçsüzlük. Sanki gücüm tükendi. Ne kadar çabalarsam çabalıyayım gücüm yetmeyecek gibi? Bu geçici bir durum değil mi anne? Bu hayat bana bir parca huzuru mutluluğu borçlu bana anne. Çünkü seni benden aldı.
Tüm bunları bir pencere kenarında üzerimde eskimiş mor hırkanla, bir yağmurlu yaz akşamında yazıyorum anneciğim sana. Ciğerlerim de yine bir iç çekiş. Ama bu sefer toprak kokusuyla dolu. Neyse ki bu koku içime bir nebze de olsa dinginlik katıyor
Seni özledim anne. Çok özledim. Bugün bir yaşımı daha geride bıraktım anne. Kutlanmaya değer bir gün değil. Bir kaç dakika sonra akrep ve yelkovan kavuşacak ve bugün bitecek. Ben bir yaş daha bitireceğim ve sende tekrar öleceksin. 23 Haziran saat 00:00 bugün ben doğdum sen öldün anne...
............................................................................
•Instagram: desperatevera
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mühürlü Tutkular
JugendliteraturO benim kirli yanımdı ............................................................................ +18 yaş sahneler olacaktır. Okuyacaklar ona göre okusun lütfen.