20. FİNAL

109 9 0
                                    


Üzgün sahne yazmaktan nefret ediyorum.

Kendimi aşırı aptal hissediyordum. Ben olduğumu nasıl anlamıştı bilmiyorum zaten benim gibi birisinide kimse sevmezdi. Lisa'yı gönderdikten sonra kendimi koltuğa attım. Şarkı açmak için telefonumu alacaktım ama ben daha almadan bildirim sesi geldi. Rosedir diye düşünmüştüm çünkü çok fazla iyi olup olmadığımı sormuştu. Zaten çok fazla arkadaşım yoktu dışarıdan çok sosyal biri gibi gözüküyordum ama çoğu kişi ile samimi değildim. Telefonumu aldığımda Sana'dan mesaj geldiğini gördüm. Partiden kaçtığımı anlamış olmalıydı. Lütfen çok kızmasın lütfen. Şifreyi girip mesajlara tıkladım.

İllegal Sana

Sanaa: Partiden kaçtığını biliyorum Jen

Jen: cidden iyi değildim. Özür dilerim

Sanaa: Çok şanslısın çünkü sana bir telefi şansı veriyorum
Sanaa: Bu gün bir arkadaşımın araba yarışı var. Ben tek gidiyordum
ama artık sende geliyorsun

Jen: Sana bak cidden
Jen: Nasıl anlatılır bilmiyorum ama moral açısından
müsait değilim

Sanaa: Ya Jennie
Sanaa: Tek gitmek istemiyorum
Sanaa: Araba ile alırım seni
Sanaa: Lütfen en azından düşün

Jen: Eh peki tamam

Sanaa: Çok sağol seviyorum senii

Jen: bende seni

Telefonu kapatıp aldığım yere koydum. Yine yasal olmayan işler yine Sana. Neyseki sadece izlemeye gidiyordu. Bende gitsem daha iyi olur muydum? Ben yarışlardan ne anlarımki! Daha düşünmek için vaktim vardı. Kızlarada haber vermem gerekiyordu. En iyisi oraya gidip hayvan gibi içerek bedenimi boka çevirdikten sonra kömür kızım için ağlamaktı. Kızlara mesaj yazdım ve dolabımın önüne geldim. Yarışlar gece oluyordu havanın soğuk olacağını düşünerek altıma ten rengi kargo pantolon üzerimede lacivert bir sweat geçirdim.
Jennienin kombini :

Sanaya mesaj yazıp beyaz ayakkabılarımı giyinip çıktım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Sanaya mesaj yazıp beyaz ayakkabılarımı giyinip çıktım. Dışarıda 20 dakika bekledikten sonra sana geldi ve siyah Range Rover'a bindim. Yolda giderken Lisa aradı. Telefonu elime alıp aramayı cevapladım.

J: Alo efendim lili
L: Sana daha önce ablan star demiş miydim?
J:ne yaptın yine?
L:bir dakika bir dakika! Sen üzgün değil miydin?
J: Hala kötüyüm ama kafamı dağıtmaya çıktım. Söyle sen
L: Jisoonun nerede olduğunu öğrendimm
J:NEY
bağırmamla Sana biraz irkilmişti ama elimle sorun yok işareti yapıp aramaya geri döndüm.
J:Lan niye yaptın bunu?
L: Oraya gideceksin ve ona hesap soracaksın. Hem belki öpüşürsünüz. Ay ne kadar mükemmelim
J: dışarıdayım diyorum Lisa. Herneyse nerde söyle
L:**** kulübündeki araba yarışına gidiyor.
Duraksadım. Bizde araba yarışı izlemeye gidiyorduk ve şu an geri dönemezdim. Yolun yarısını geçmiştik. Aramayı sessize alıp Sana'ya döndüm.
"Biz hangi kulübe gidiyoruz Sana?" Sana gözlerini yoldan ayırmadan beni cevapladı.
"**** kulübüne" Dondum. Aynı yere gidiyorduk. Lisanın "nerdesin mal oğlu balçık" diye bağırmasını umursamadan Sana'ya bakıyordum. Şansımı sikeyim gerçekten. Aramayı sessizden çıkarıp Lisa'ya cevap yetiştiriyordum.
J:bağırmasana maymundan gelme düdük
L:Şükür ağzına sivrisinek ilacı sıktığım şükür
L:ne oldu? Neden duraksadın demin?
J:Jisoo ile
Dedim. Devamı zor gelecekti
L:Jisoo ile evet
J: aynı yere gidiyormuşuz
L: ABLAN STAR BEBEĞİMM
J: BAĞIRMA ANGUT
"KAPA TELEFONU GÖT KAPA" her Lisa ile konuştuğumuzda böyle oluyordu. Salak. Hala inanamıyordum. Aynı yere gidiyorduk. Ama bir dakika. O da izlemeye mi geliyordu? Yoksa yarışacak mıydı? Ya kaza yaparsa. Aptal jennie sana senden nefret ediyorum dedi ona rağmen o kadar safsın ki.. Düşünce balonunu patlattım ve Sana'nın bizi götürmesini bekledim.
...
"Uykucu domuz kalk geldik" sarsılarak uyandırılmayı hiç sevmezdim. Şu an Sana'ya sinirli olsamda arabanın kapısını açtım ve çıktım. Nasıl uyuduğumu bilmiyordum ama bir kaç gündür zaten uyumaya ihtiyacım vardı. Önümüzde demir bir kapı olduğunu gördüm. Böyle yerleri hiç bilmezdim ama Sana kapıdaki adamla konuşup beni sürükleye sürükleye içeri sokmuştu. Dikkatlice etrafıma baktım. Filmlerdeki gibi bir yarış pisti vardı. Etrafta maç sahasını hatırlatan gri daire şeklinde seyirci koltukları vardı. Umarım başımız belaya girmezdi. Ben etrafı seyrederken bir çift göz bulmuştum benimkilere bakan. Kim Jisoo. Tek bir sorun vardı. İzleyiciler kısmında değil pistin oradaydı. Bana baktıktan sonra hızlı adımlarla yanıma geldi. Kalbim duracak gibi Sana nerde? Neden beni yalnız bıraktı? Jisoonun yaklaştığı her saniyede bacaklarım titriyordu. En sonunda yanıma geldi ve gözlerime baktı. Ağzını araladı ve "konuşacağız" dedi. Konuşmak? Ne konuşacağız? Kulaklarım çınlıyor Lisa beni andı sanırım yada ben o kadar delirdim ki halüsinasyon görüyorum. En sonunda salak gibi beklemek yerine cevap verdim. "Konuşacak konumuz yok. Bana benden nefret ettiğini söyledin. O kadar. Hakkımda bir bok bilmeyen insanlar ile konuşmuyorum" Jennie kızım sen neler diyorsun. Rose burada olsaydı benimle gurur duyardı. Jisoo sabır dilenir gibi nefes aldı ve konuştu. "Hakkında bir şeyler bilmesem bile öğrenmek için çabalıyorum. İzin ver de sevdiğim kadına açıklama yapabileyim." Demişti. O an kendimi nasıl hissettiğimi bile hatırlamıyorum. Jisoonun sözlerini düşünebilme fırsatım yoktu. Tek bir kelime vardı aklımda. Bana zamanı durdurmak isteten tek bir sözcük. "Sevdiğim kadın" onun güzel yüzüne baktım. Gözlerine, gözlerinin tam içine baktım. Ağzımı açmaya çalışıyordum ama kekelersem konuşamazsam korkusu ile sadece bakıyordum. "Jisoo" dedim ona ilk defa adıyla seslenmenin verdiği mutlulukla. "Sen ne diyorsun" Jisoo bana gülümsedi. Görebileceğim en güzel manzaraydı bu. Sevdiğiniz insan sizin saçma hallerinize bile güldüğü zaman çok güzel hissediyordunuz. Eli koluma temas etti ve beni bir tür içicek satan bir büfenin arkasına götürdü. Kelimeler hızlıca dudaklarından dökülüyordu. "Sana'nın partisi. Hatırlıyorsun değil mi?" Başımı aşağı yukarı salladım. "Biz partiye çok erken gittik. Jihyo daha parti başlamadan içmeye başladı ve partinin başlarında saçma sapan konuşmaya devam etti." Jihyo? Okulda bir tane siyah kısa saçlı koyu kahve gözlü buğday tenli bir kız vardı. Lisa ile eskiden arkadaştı. Jisoo konuşmasına devam etti. "Nereden öğrendi bilmiyorum. Ama bana mesaj atam kızın sen olduğunu söyledi. O an kafamda her şeyi çözmeye çalışıyordum. Sana yemin ederim Jennie masadan telefonumu alıp o sana yazmış." Jihyoyu sevmezdim o da büyük ihtimalle beni sevmiyordu. Karşınızda Jisoo varken odaklanmak çok zordu ama bir şekilde onu dinlemiştim. Bana açıklama yapmaya çalışırken çok tatlı gözüküyordu. Ona tabiki inanıyordum. "Senden tek bir kelime duymak istiyorum Jisoo" dedim. "Bana karşı hislerin var mı? Eğer beni sevmiyors- dudaklarım da bir boğukluk bir baskı hissettim. JİSOO BENİ ÖPÜYOR KİM JİSOO BENİ ÖPÜYOR sıkıca gözlerimi kapattım ve karşılık verdim. Benden ayrıldıktan sonra alnını alnıma yasladı. Bu kızın yanındayken gözlerimi kırptığıma bile pişmanım. "Seni seviyorum Jen"

EVEEET BU BOLUMU YAZARKEN CİLDİRDİM

Oncelikle bu kitap ilk kitabimdi ve asiri eglenerek yazdim ama bolum sayisinin cok olmasini istemiyorum ki zaten aklimda yeni bir kitap fikri var ve duz yazi olacak(ship yine jensoo) bakmanizi oneririm  tamamen eglence icin yazdim zaten konusu cok klasikti ama 2. Kitap daha iddali olucak ve o kadar guzel seyler biriktirdim ki kitaplarim yine komik icerikli olacaklar ama tabiki duygusallik falan olacak HOSCA KALİN JENSOO İLE KALİN

Jensooer/yarı textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin