Bu sefer sanırım yılmamaya kararlıyım. İsterse hiç kimse okumasın hikayemi ama asla başladığım işi bu sefer bırakmayacağım. :)
Zilin sesini duyduğumuz zaman içeriye doğru yöneldik. Kapıda gülüşen ve sigara içen bir erkek grubuyla karşı karşıyaydık. Ama içlerinden biri vardı ki nefesini kesecek derecedendi. Sanki beni duymuş gibi bizim tarafa döndü bir bakışı vardı ki gözlerinin en derinine bakan.
************
Bu ismini bilmediğim şahıs bize doğru mu geliyor yoksa bana mı öyle geliyor. Yok arkadaş vallahi billahi bize geliyor. "Naber abi ?" ve Kaan'la tokalaşma faslı. " İyidir Ali senden naber ?" bir yandan cevabı dinlerken yere bakıyordum ve bir çift gözün beni süzdüğünü fark edebiliyordum. O kadar da salak değilim. Aslında salaktım ama Kaan bu taktiklerin hepsini zamanında öğretmişti. E her zaman kandırılmaya yatkın bir kişiliktim. Dikkatinizi çekerim di - di'li geçmiş zaman- ama benim bu manyak odun kardeşim bana erkekler hakkında ne kadar bilmem gereken şey varsa hepsini öğretmişti. Dikkat çeken bir kızdım özellikle kızıl saçlarımla ama alışmıştım ve ben hani o kendini beğenmişlerden değildim. Tamam belki azıcık beğeniyordum ama tam anlamıyla egosu tavan yapmış insanlardan biri değildim. Özgüvenim yüksekti orası ayrı tabi. " İyidir ne olsun. Sevgilini hiç görmemiştim doğrusu. " evet Kaan'dan öğrenmiştim bunu da bu bir taktik demişti. Sevgililer mi arkadaşlar mı öğrenme yolları. O sırada Kaan'a döndüm ve "Geç kalmak istemiyorum yukarı çıkalım mı ?" Kaan ne yapmak istediğimi anlamış olacak ki " Tabi sonra görüşürüz Ali " merdivenleri çıkarken" Kimseyle uğraşmak istemiyor musun yoksa etkiledi mi doğruyu söyle ?" gözlerimi merdivene dikerek " Aslına bakarsan adının Ali olduğunu öğrendiğim için kaçmak istedim." baygın gözlerle bana bakarak " Hadi ama Berrak sadece tesadüf öncekini boşver sen o öldü diye başkasına tutulmayacak değilsin hem başka bardaktan su içiyormuş gibi düşüneceksin kapiş bebeğim" Kaan eğer arkadaşım olmasaydı belki aşık bile olabilirdim çünkü muhteşem bir gülüşü harika konuşması ve sakinliği vardı. Kaan'ın ses tonunu taklit ederek " Kapiş bebeğim" dedim.
Sınıfa geçtiğimde sıramda bir kızın oturduğunu fark ettim ve yanına geçtim. Bir kaç dakika ikimizde sessiz kaldık. Sonra bana doğru dönerek " Merhaba ben Asu sen yenisin galiba" yüzüme bir tebessüm yerleştirerek " Ben de Berrak memnun oldum evet öyle." Asu'nun açık kahve saçları ve esmer teni vardı. Çok esmer değildi ama benim yanımda öyle kalıyordu, kapının kapanma sesiyle düşüncelerimden arındım. Hafif kırlaşmış saçlarıyla uzun boylu bir adamdı. Gözlerini bana dikmiş bakıyordu.. " Gençler aramıza yeni birisi daha katılmış sanki yoksa ben mi yanılıyorum. Sen sanırım şu kızıl saçlarıyla ilk dersten öğretmen odasını karıştıran kızsın. Evet evet o kesinlikle sensin." konuşmasını bitirip güldüğünde Asu lafa girdi;" Hocam derse geçsek diyorum, eksiklerimiz fazlasıyla var" sakin ama bir o kadar da imalı söylemişti bunları. Umarım ilk günden kimseyle tartışmak zorunda kalmam ama eğer benimle ilgili söyleyecek bir şey olursa kesinlikle cevabımı da verirdim. Her ne kadar insanlarla aramı iyi tutmaya çabalasam da hakkımı ararım yada bana olan yanlışı düzeltmek için elimden gelen her şeyi ama her şeyi yaparım. Dersler su gibi hızla akıp giderken günümün çoğunu Kaan'la geçirmiştim. Kaan kendimi iyi hissetmeme sebep olmuştu bile ama yine de korkuyordum ben neyden mi babamı unutmaktan.. Ahh hadi ama Berrak kim ailesini unutmak ister ki. Dershane çıkışında Kaan'la bir kafeye oturduk.
" Berrak iyisin değil mi yani en azından sana soracaklarıma hazır mısın ?"
" Hazır değilim desem ne fark edecek ki sor bakalım " merak ediyordum aslında ne sormak istediğini ama tahminde ediyordum azıcık, biraz tereddüt ettikten sonra konuşmasına başladı.
"Neden benden kaçtın ? Biz bu kadar yakınken, seni teselli etmeme bile izin vermedin, uzaklaştın. Biz her sorunu birlikte çözmedik mi evine geliyorum bazen kapı duvar bazen halan beni içeriye almadı, arıyorum seni telefonun kapalı. Okula gelmemeni anlıyorum kimseyle görüşmemeni ama beni yalnız bıraktın sen yapayalnız sensiz." haklıydı aslında ona çok fazla söyleyecek bir şeyim yoktu. Bir yudum su içtikten sonra sadece günlüğüme yazdığım hayatımı birisine anlatma vakti gelmişti." Neden Kaan biliyor musun ? Kimi istesem beni terk etti. Anne sevgisine muhtaçken o beni bıraktı ve başka bir adamla evlendi üstüne bir de çocuğu oldu. İlk defa aşık olduğumu hissettiğim adam öldü daha küçücüktüm belki evet ama o acıyı asla unutamıyorum. Sonra en güvendiğim adam; babam.. Naptı beni bıraktı o da gitti. Şimdi neden bıraktığımı anlıyor musun? Sen de gitme diye o an böyle düşünüyordum. Aklıma başka çıkar yol gelmedi."
"Çıkar yol gelmedi ne dem- ya bir dakika sen ne dedin biraz önce annem evlendi ne demek nasıl ya bir dakika böyle bir habere beyin fonksiyonlarımın çalışmasını bekleyemem"
"Benim de çalışmadı zaten bana da halam söyledi neymiş beniml-" gördüğüm yüzle olduğum yerde kalmıştım hayır hayır hayır bu olamazdı değil mi ondan bahsederken o burada olamazdı. Derin bir şekilde yüzüme baktı ama başka masaya geçip oturdu. Nasıl yani beni bilmiyor muydu ?
" Berrak ne oldu suratın bembeyaz oldu ne gördün kimi gördün ?" ağımdan dökülen sözcüklerle Kaan'ın kasılan suratını görebiliyordum.
"Annem. Kaan annem burada"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mavi İmza
ЧиклитHani tüm umudunuzu kestiğiniz anda biri çıkagelir ve tüm hayatınız değişir ya.. Bir bakışı, bir gülüşü, gözlerinin en derinine bakması aşık olmak için yeterli sebepti belki de.