BÖLÜM 1

1K 25 11
                                    

✨FLASHBACK✨

-Saçmalamayın lütfen! Siz kadınsınız.

-Umrumda değil Lalisa

-Ama...

-Ama ne? Daha ne kadar bana duygularını saklıycaksın. korkma lisa çünkü ben öleceğimi bile bile seni sevicem...

12 Mart 1986
Fransa/Paris
Sabah (09:42)

-Aptal Lalisa! Aptalsın sen..

Lisa yine gözünü küfürlerle açmıştı. Çünkü kızımız bugün ilk işine girecekti ve yine gitmesi gereken yere geç kalmıştı. Kahvaltı dahî etmeden yola çıkmış kaçırdığı trenin tekrar gelmesini küfürler eşliğinde bekliyordu.

Ailesinin ölümü üzerine büyük bir yıkım yaşayan Lalisa Monabal geçimini sağlamak için bir tekstil fabrikasında işe girmiş temiz ve sade geçmesini dilediği hayatında daha ilk günden patronunun dikkatini çekmesi ilerideki günlerde sade hayatının yerine kafa karıştırıcı bir hayat yaşayacağının haberdarıydı.

-"Ahh.. tanrı aşkına! Olmaz lütfen bari bu gün olmasın.."

Fabrikaya vardığında dikkat çekmeden dikiş makinasinin bulunduğu masaya oturmuş dikkat çekmediğini düşünerek işe başlamıştı fakat onun bu titiz hareketleri bayan jisoo'nun omzuna dokunması ile son bulmuştu.

-"Bayan lisa"

Lisa omzundaki el ile bir anlık korkmuş arkasını döndüğünde ise güler yüzü ile ona bakan jisoo'yu görmüştü.

Jisoo bulundukları tekstil'deki malları hesaplayan bir nevî oranın muhasebecisi gibi bir şeydi ve oradaki en bilgili insan yine oydu. Ömrünün yarısını bu fabrikada harcamıştı ve o, buranın hem muhasebecisi hem de ablası idi.

-"Sanırım korkuttum."

-"A-ah hayır."

- "sakin ol. Bu senin ilk iş günün bu yüzden bugün görmezden gelicem ama bundan sonra geç kalma tamam mı?"

- "Teşekkür ederim bayan jisoo, söz veriyorum geç kalmayacağım."

-" Bana böyle seslenmene gerek yok resmi şeyleri sevmiyorum bana sadece abla diyebilirsin ufaklık."

-"peki abla"

-" Görüşürüz ufaklık"

-"iyi günler"

Duyduğu cümlelerle biraz olsun rahatlayan Lili sandalyesine oturmuş dikime başlamıştı. Kahvaltı etmediği için aç olan Lisa şimdi ise öğle arasını bekliyordu.

...

Elindeki tepsi ile nereye oturacağını bilemeyen lisa jisoo'nun ona yaptığı el hareketi ile (nah değil) nereye oturacağını anlamıştı.

-"Selam ufaklık"

- "Merhaba"

Üzerimdeki utangaçlığı hala atamamış olan lisa yavaşça yemeğini yemeye başlamıştı.

Ama utanmasının tek nedeni bu değildi o buradaydı..Evet! Bayan rosé'nin yargılayıcı bakışlarını hissetmek zor olmamalı.

Bayan chae yargılayıcı ve sert bir kadındı ve bu onu daha da çekici kılıyordu. Bulunduğu tekstil fabrikasının sahibinin bu denli sexy olması Lisa'nın bile aklını karıştırmıştı ama bu tabiki de mümkün değildi. Çünkü bulundukları çağ eşcinselliğe karşı olup ağır cezalar verirdi. Hayır! Bu ceza hapis değildi eşcinselliğin bedelini canlarıyla ödüyorlardı. Bu yüzden de lili daldığı bu düşüncelerden sıyrılıp yemeğini yemeye koyulmuştu. Bayan chae ise işlerin nasıl gittiğini görmek için fabrikaya gelmiş ilk defa karşılaştığı yüz karşısında garipsemişti. Genç kızın yüzü o kadar güzel ve pürüzsüzdü ki ona bakmadan edemiyordu. Kısa ve kahküllü siyah saçları, büyük kahverengi gözleri, bembeyaz cildi, dolgun dudakları, minik burnu ve uzun kirpikleri ile bir melekten farksızdı. Üzerine giydiği uzun kahverengi elbisesi ve boynuna doladığı fuları ile gerçek bir hanımefendi idi.

Bayan rosé ise çağının tersine kurallara uymayı sevmeyen ve emirlere karşı gelmeyi seven bir yapısı vardı. Sessiz bir kadındı ve sadece gerektiğinde konuşurdu. Böyle bir kadının ise neden bekâr olduğu merak konusuydu

"elini sallasa ellisi sonuçta.."

Altına giydiği siyah uzun tül pantolonu, siyah sivri topukluları, üstüne giydiği beyaz fırfırlı gömleği ve gözlerindeki siyah gözlükleri ile çekiciliğine çekicilik katıyordu. sarı uzun parlak saçları,kapkara gözleri,uzun boyu,ince fiziği,dolgun dudakları,hafif kısık gözleri ve sivri yüz hatları ile O fazlasıyla sexy bir kadındı.

Bayan rosé ufak bir göz gezdirmeden sonra yemekhaneden çıkmıştı.
Lisa'nın ise üstünden büyük bir yük kalkmış gibi rahatlamıştı.

...

Çıkış çanının çalmasıyla hızlıca kahverengi minik kol çantasını alıp kapıya koşan lisa bayan chae'yi bile fark edememiş arkasından sert bir şekilde çarpmıştı.

-"Ah!!"

- Özür dilerim çok özür dilerim efendim."

Derin bir iç çeken bayan rosé kızın gözlerine bakıyor, bakışlarını yumuşatıyor ve hiç bir şey söylemiyordu. Lisa ise o birşey söylemediği tedirgin oluyordu ve bu gözlerinden anlaşılıyordu hatta ellerinden...

Elleriyle bayan rosé'nin gömleğini düzeltmeye çalışan Lisa'nın minik parmakları, genç kızı ne kadar korkuttuğunu anlamasını sağlamıştı. Bayan rosé'nin etkileyici ve yiyecek miş gibi olan bakışları oldukça hoş ve aynı zamanda korkutucuydu.

İşinden olmak istemeyen lisa ise sürekli özür diliyordu. Çünkü bütün geçimini bu işten kazanacaktı.

-" özür dilerim.. gerçekten b-ben sizi görmedim."

- sorun değil. Tamam."

Bu yüz karşısında böyle yumuşak bir ses beklemeyen lisa tekrar özür dileyip başını eğerek bayan rosé'nin önünden hızlıca geçmişti.

Üzerindeki siyahlıklardan kurtulduğunu düşünerek...

Yazardan; ilk chalisa ficim bu "tarihte gözlük mü vardı, kadınlar çalışıyor muydu sanki amk" demeyin olay tamamen benim hayal ürünüm olup çevredeki povlarla yaptığım bir kitap olucak benzeri varsa bilmiyorum.

KAFESLENMİŞ KALBİM (CHAELİSA +18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin