BÖLÜM 10

306 16 12
                                    

~Lisa~

Sabah ilk defa bu kadar erken kalktığımı hatırlıyordum. Sabaha kadar başım ağrımıştı -ki hala sabah denemezdi- Gözlerimi açtığımda her yer karanlıktı yanımdaki saate göz ucuyla baktığımda saat daha 4'tü ve ben ağzımın kuruduğunu hissediyordum. Bu yüzden aklıma gelen ilk isimle arkamı dönmüştüm. Yanı başımdaydı ve bu neden bilmiyorum ama çok huzurlu hissetiriyordu. Sarı saçları camdan içeri sızan mayhoş sarı ışıkla pırıl pırıl parlıyordu. Tıpkı bir melek gibiydi. Hatta bu yüzden kaldırmamayı düşünmüştüm ama bu kadar yanarken böyle düşünmemeliydim.

-"rosé"

Fısıldayarak söylememe rağmen yine de uyanmıştı. Sanki o da bunu bekliyormuş gibi.

-"bir sorun mu var güzelim?"

'Güzelim' bu kelime yüzünden kalbim deli gibi çarpıyor, yanan bedenim daha da yanıyordu.

-"Susadım"

-"tamam bekle getiriyorum"

Karşı çıkmamıştı veya 'kalk al' gibi bir tabirde de bulunmamıştı. Bu hareketi karşısında dolduğumu hissetmiştim, ağlamak istiyordum. Hasta olduğumdan mı bilmem ama gözlerim yanıyordu.

gözlerim acının yansımasıydı ve geçmişim bu acının en büyük sebebiydi.

Annemle kendimi bildim bileli hep iyi anlaştım en büyük neşelerimin kaynağıydı o. Ama babam.. o benim en büyük kabuslarımdı.

Babam alkolikti ,İçmediği gün yoktu sürekli içer içer ve evin huzurunu kaçırırdı. Tek yaptığı şey akşama kadar içmek,parası bitince anneme şiddet uygulayarak ondan, kazandığı iki üç kuruşu da zorla almaktı.

Ta ki o güne kadar..

İş yemeği için gittikleri lokantada babam tekrar sarhoş olmuş ve direksiyonun başına geçmiş. Annem her ne kadar onu uyarsada babam işte dinlememiş, keşke dinleseymiş.
Karşıdan gelen tırı görmeyip üstüne sürmüş ve sonuç

İkisinide kaybettim..

Sarhoş olduğu için de dava düştü, suçlu babam görüldü ve ben hiç bir şey yapamadım.

Onlardan geriye sadece anıları ve bir kaç eski eşyaları kaldı.

Rosé ise sanki geçmişimi temizlemek için gönderilmiş bir melekti. Yanında herşey,herkes silikleşiyordu. Bütün dertlerimi alıyor tıpkı annem gibi sürekli yaralarıma merhem olup beni eğlendiriyordu.

Herşey gözlerimin önündeydi ve bu kalbimi acıtıyordu.

Hayır hayır ağlamamalıydım.

İçeriye elinde bir bardak su ve ağrı kesici ile gelen rosé ile bu düşüncelerimi kafamdan atmaya çalışmıştım ama olmuyordu. Sesini duysam yine de ağlardım bunu biliyordum.

-"iç bunları"

Elini alnıma koyarak ateşime bakmış ve kaşlarını çatmıştı. Alev alev yanıyordum ama üşüyordum da. İçim yanıyordu -her anlamda-

Elindeki ilacı ağzıma atıp suyu üstüne içtim.

-"bünyenin bu kadar hassas olduğunu bilseydim seni oraya götürmezdim. Özür dilerim"

Dileme

-"hayır böyle düşünme. Yine olsa yine giderdim. Özür dileme. Kendimi uzun zaman sonra ilk defa bu kadar mutlu hissettim. Teşekkür ederim.. herşey için.."

KAFESLENMİŞ KALBİM (CHAELİSA +18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin