BÖLÜM 18

183 12 7
                                    

İyi okumalar..

~6 ay sonra~

Tamam biliyorum 6 aydır nerede olduğumu size söylemedim doğal olarak 'ne 6 ayı' dediğinizi duyar gibiyim. Bu yüzden size bu 6 ayda neler yaşadığımı kısaca özet geçeceğim.

Sınavdan bir ay sonra sonuçlar açıklanmış ve tıpkı beklediğim gibi istediğim yeri kazanmıştım. Parisin gözdesi olan bir hastanede doktorluk yapıyordum. İşim gerçekten zordu. Bazen gece geç saatlere kadar mesai yaptığım bile oluyordu. Ameliyattan çıkıp hastalarla ilgileniyor, sorun çıkartan hasta yakınlarını sürekli sakinleştirmeye çalışıyordum. Böyle böyle aylarım geçiyordu.

Gelelim biricik sevgilime, Rosé'me;

Rosé ile hala sevgiliydik. Hala dediğime bakmayın ona hala deliler gibi aşıktım, o da bana aşıktı tabikide.

Rosé hala fabrikalarıyla ilgileniyor yoğun bir şekilde çalışıyordu. Ona kızamıyordum çünkü benim ondan kalır bir farkım yoktu. Sabah kalkıyor, evden çıkmadan yanağımı öpüyor ardından akşam saat 18:00'a kadar çalışıyordu. Ben ondan erken çıkıyordum böylece eve erkenden gidip yemeği hazırlıyor, hastalara ait evrakları inceliyor,hank'la ilgileniyor ve sevgilim gelene kadar çalışıyordum. O geldiğinde ise yemeğimizi yiyip birbirimize sarılıyor bazen dışarı çıkıyor bazende evde yaramazlık yapıyorduk.

Herşey çok güzel ilerliyordu. Evli olmasak bile evli bir çift hayatı yaşıyorduk -ki bu bazen dedikoduların çıkmasına neden oluyordu- fakat rosé en ufak bir dedikoduda kim çıkardıysa buluyor, işten kovuyordu.

Jennie'ye gelirsek, sevgili jennie'min şuan bir erkek arkadaşı vardı. Kai denilen bir çocukla çıkıyordu ve ciddi bir ilişkileri vardı. Çocuk iyiydi ve de yakışıklıydı bu yüzden kardeşimi üzmeyeceğini biliyordum.

Her neyse gelelim şuana.

Yine her zaman ki gibi işten erken çıkmış eve gelmiştim. İşlerimi hallettikten sonra koltuğa genişçe yayılmış biricik sevgilimi bekliyordum.

Kapının aniden açılması ile gelenin rosé olduğunu anlayıp hank'ı kucağımdan indirip rosé'ye sarılmıştım. Dudağına küçük bir öpücük kondurmuş ve geri çekilmiştim. O ise elini yıkamaya gitmiş ve ne olduğunu anlayamadığım gergin ve de hafifçe kızgın yüz hatlarıyla masaya oturmuştu. Bir şeyler olmuştu fakat söylemiyordu. Eli yine elimi okşarken gözlerine bakmış ve sormuştum;

-"bebeğim. Bir sorun mu var? Kızgın gibisin"

-"iyiyim güzelim sadece.. sadece biraz kızgınım evet"

-"neden? İşçiler sorun mu çıkartıyor"

-"hayır öyle bir şey değil"

Derin bir iç çekmiş ve devam etmişti.

-"ailem.. biliyorsun sana daha önce onlardan bahsetmiştim"

Bundan bahsetmeyi unuttum size. Rosé'nin ailesi ile ilgili herşeyi öğrenmiştim ve ailesi beklediğimden daha kötü insanlar çıkmıştı.

Rosé'nin annesi yoktu.Babası,üvey annesi ve üvey küçük bir erkek kardeşi vardı. Öz annesi o daha çocukken vefat etmişti ve babası zaten umursamadığı kızını daha da boşvermişti.

Rosé annesinin ölümünün ardından oldukça yıpranmış zaten içe dönük bir çocuk olduğu için iyice donuklaşmıştı. İşte tam bu sıradada tonton'la tanışmıştı zaten. En ihtiyaç duyduğu vakitlerde tonton hep yanındaymış. Bu yüzdenmiş bu samimiyeti.

KAFESLENMİŞ KALBİM (CHAELİSA +18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin