5. ''Geç Kalınmışlıklar"

4.4K 478 211
                                    

Syml - Where's My Love

5.Bölüm: "Geç Kalınmışlıklar"

Hayat hep bitti dediğimiz yerden mi başlar?

Gözlerimi açtığımda sıcak bir odanın içinde ama bilmediğim eşyaların tam ortasındaydım. Elimi alnıma koyduğumda hissettiğim ağrı gördüklerimi arka plana attıramamıştı. Üzerimdeki pikeyi kendime çekerek doğrulduğumda hafif bir korkuyla sağa sola bakındım.

Neredeydim?

Gözlerimi ovuştururken dağılmış saçlarımı da yüzümden geriye ittim. Üşümüyordum ve bu garip bir şekilde sadece somut olarak hissettiğim bir durum değildi. Dudaklarımı ıslatarak yüzümü sol tarafa çevirdiğimde duvar kenarında bir gitar gördüm. Çatık kaşlarımı esneterek ayaklandığımda çıplak ayaklarımı sürükleyerek gitarın başında dikildim ve elimi uzatarak dokundum. Nerede olduğumu biliyordum ama ne hissettiğimi bilmiyordum.

''Erkencisin,'' diye içeri girdi Emre bir anda, elinde iki bardak kahve ile.

İrkilerek kendimi geri çektiğimde kuru bir sesle, ''Uygun durumda olmayabilirdim neden habersiz girdin?'' diye sordum. Evet sanırım gayet mantıklı bir karşılamaydı.

Emre kahve bardağını gözlerimin içine bakarak uzattığında birkaç saniye bekledim ve öyle aldım. Geri çekildi ve arkasını dolaba yaslayarak kahvesinden bir yudum aldı. ''Korkma,'' dedi. ''Sana zarar vermem ya da senin müsait bir durumda olmadığını bilmesem girmem... Rahatsız ettiysem özür dilerim.''

''Hayır,'' dedim kafamı öne eğerek. ''Ben aslında...''

Gülümsedi. ''Günaydın.''

Afalladım.

Daha çok gülümsedi. ''Gün aydı ya o sebepten ötürü.''

''Ha,'' dedim kafası karışmış bir halde. ''Kusura bakma biraz dalgınım.'' Kahvemden bir yudum aldım. ''Teşekkür ederim.''

''Rica ederim.''

''Her şey için teşekkür ederim aslında.''

''Ezgi,'' dedi yüzüme baktığında.

''Emre,'' dedim gözlerine. İkimiz de duraksadığımızda dudaklarımda kırık bir tebessüm çerçevelendi. ''Bak, adını unutmamışım, unuttum sanmıştım ama unutmamışım.''

Bakışlarını kaçırıp tekrar gözlerimde toplandı. ''Ben de gözlerini unuttum sanıyordum ama hatırladığım en güzel şey onlar.''

Zaman kısacık bir an için boğazımda tıkanmış bu kahve kadar acı geldiğinde başımı öne eğdim ve kelimelerimi seçmek için bekledim. Bunu fark etti ve benden hızlı davrandı. ''Birçok soru işareti var aklında biliyorum, dün akşam...''

''Dün akşam sadece üşüdüğümü hatırlıyorum,'' dedim kafamı kaldırıp. ''Bir de sıcak bir yatağa girdiğimi.''

''Biliyorum,'' dedi Emre kafasını sallayarak. ''Yanındaydım ama seni rahatsız etmedim. Sen konuşmadın ama ben anladım ve ne istiyorsan yaptım.''

''Garip.''

''Olan ne?''

''Ben konuştuğumda bile insanlar anlamaz beni.''

Gülümsedi ama neşeli değildi bilakis benim gözlerimdeki o acıdan pay almış gibiydi. ''Belki de hep yanlış insanlara konuşmuşsundur bu vakte kadar Ezgi.''

Gülümseyiverdiğimde kaşlarını çattı. ''Ne oldu?''

''Adımı söyleyince tuhaf hissediyorum.''

EZGİ'NİN HİKÂYESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin