Diline genç anılarından bir türkü seç
Beş yıl büyüdüğüm okulun önünden geç
Islanırsa anıların güneşte kurut
Gözünde gözümde gözlerinde bin umutYeşildir artık yüreğinde kara bulut
Bugün anneler günü annem beni unutBölüm şarkısı
Edip Akbayram - Anneler günü ( Pikapta Raks)...
Ömür Şura ' dan
" Dış teğet çemberin merkezinden bu iki açı eşit oluyor ve cevabı yirmi dokuz buluyoruz." Kalemin kapağını kapatın gözlerini bende tutmakta zorlanan çocuklara döndüm. Bir kaç tanesi çoktan uyku moduna geçmişti bile. Seksen dakika aralıksız matematik dinlemek her yiğidin harcı değildi.
Duvardaki saate baktığımda dersin bitmek üzere olduğunu gördüm. "Hadi,bir elinizi yüzünüzü yıkayın. Bu akşamki işkenceniz bitti." Nisan' a kadar sayıları bir bir azalan sınıfım çantalarını toplamaya başladılar. Sene başında yalvar yakar açılan tüm kurslar sene sonuna kalmadan kapanmaya mahkumdur. Biz de sınırlaydık. Biricik onbirlerim bunu kanıtlamak adına olsa gerek devamsızlık yapıyorlardı.
Eşyalarımı toplarken bir yandan da çocuklara haftaya olan kurs takvimini anlatıyordum. İşim bitince hep birlikte sınıftan çıktık. Onlar servislerine bende siyah Micrama bindim. Hava kasvetli bir griye bürünürken evime sürdüm. Eve vardığımda eşyalarımı kapının yanındaki pufa bırakıp mutfağa çay suyu koymaya gittim. Bugün kıyafetlerim rahat bir kot ve saten bir gömlekti.
Çayımı demleyip bir yandanda kahvaltılıkları masanın üzerine çıkartmaya başladım. Canım özellikle bir şey istemedikçe akşamları yemek yapmıyordum. Tek olunca öpün geçiştirmek kolay oluyordu.
Çıkarttığım kahvaltılık karı yerken bir yandan da telefonuma bakıyordum. Geçen hafta yaptığım alışverişin ürün takibini inceledim. Yazana göre haftasonu burada olacaktı. Geldiğinde hediyesini ona nasıl ileteceğimi bilmiyordum. Çünkü bu hafta onu hiç görmemiştim. Geçen cuma
markette karşılaştığımızdan bu yana altı gün olmuştu. Belli ki beyimiz olur olmadık yerlerde karşıma çıkmaktan vazgeçmişti. Belki de gerçekten dediği hepsi bir tesadüftü.Çayımdan son yudumu alıp ocağın üzerindeki çaydan bir bardak daha doldurdum. Yerime yerleşir yerleşmez kapı çaldı. Sanki duyacakmış gibi geldim diye bağırmaya ihmal etmeden kapıyı açmaya gittim. Karşımda gördüğüm kişi beni şaşkına uğratmıştı. Bunun ne işi var burada beh.
-
Yazar'dan
Ömür Şura mutfak tezgahına yaslanmış ayağını hızlı bir ritimle yere vururken karşısında oturan kişiye bakıyordu. Önünde birleştirdiği kolları neden burada olduğunu sorar gibiydi. Babaannesi in her sabah dualı nefesini üflediği güzel gözleri onun aksine son derece rahat bir şekilde oturan kişideydi.
Hareketlerinin sorduğu soruya yanıt alamayınca sesli bir şekilde sormaya karar verdi. "Ne işi var burada? " Karşısında bilmiş bir tavırla onu izleyen yüz, genç kadına özlemle bakıyordu. Üzerindeki pahalı kıyafetlere rağmen bu eve hemen adapte olmuştu. Nasıl olmasını? Sonrasında kazandığı şan, şöhrete rahmen oda en dipten gelmeydi. Kendisi böyle diyordu tabi... en dipten...
Kaç yıl olmuştu bu güzel kızı görmeyeli diye geçirdi içinden yabancı. En son gördüğünde bir çocuktu. Ona sorsalar hala öyle derdi. Her daim narin bir kız olmuştu. Şu an ona öfkeyle bakan gözlerin ardında özlem vardı, biliyordu. Bu tavrı tamamen çocukluktandı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FERD-İ TENHA
ChickLitHuzuru yalnızlıkta aramış bile isteye kendini yalnız bırakmış bir adam Sungur Esat DEMİRBÜKEN Sevdiği herkesi bir bir kaybeden yalnızlığını öğrencileriyle unutmaya çalışan bir kadın Ömür Şura ÇAKIR ... Eskiden babası bir elinde çayıyla kızını izler...