Otelin su kanalının bu kadar uzun olduğunu ve gerçek bir akarsuya bağlandığını bilseydim bu kanoya tekrar biner miydim? Evet, kesinlikle binerdim.
Hector'la birlikte kürek çekerken, etrafımızda dolanan su kuşları ve farklı notalarda titreşen sesler çıkaran kurbağalar çok uzun süre bize yoldaşlık etti. Ne zaman bu güzel canlıların sesleri uzaklaşarak azaldı, işte o zaman su akışının hızlanacağını anladık. Yani... Hector anladı. Ben henüz doğayı okuyamıyordum. Sözde en güçlü koruyuculardan biriydim. Pöh...
Neyse ki üzerinde ilerlediğimiz nehir, bizim gibi acemiler için yeterince sabırlıydı.Sazlıkların arasına yerleştirilmiş tabelaları takip ederek başladığımız yerin çok yakınına döndük. Görevliler tekrar karaya çıkmamıza yardım etti ve elimize bir harita tutuşturdular. Orman patikasını tasasız adımlarla yürüdük. İkimizde enerjimizi atmış ve kesinlikle ferahlamıştık. Odamıza döndüğümüzde ilk işimiz kendimizi yataklara atmak oldu, akşam yemeği için daha üç saat vardı.
Biraz kestirdikten ve hızlıca duş aldıktan sonra Hector bilgisayarı çantadan çıkarıp küçükken oynadığımız oyunlardan birini açtı.Daha küçük yaş grubu çocuklar için düzenlenmiş basit bir oyundu ama biz her bölümde bile bile yandık. Her öldüğümüzde kahkahalarla güldük, oyundaki canavarlarla dalga geçerken bu dünyadaki en zorba çocuklar bizdik.
Sonra ben eskiden olduğu gibi ekrana bakmaktan sıkılıp resim takımımı çıkardım ve Hector'un yanına, biraz önce kalktığım yere oturarak resim yapmaya başladım.
Bir taraftan Hector'un oyununu izlerken diğer taraftan tüm renkleri kağıtta kavuşturdum.
Içimdeki bir sürü acı soğuyup yaralar yavaşça kabuk bağlarken, kalbim yeni doğan güneşin yumuşaklığıyla ısındı. Son fırça darbesiyle eş zamanlı derin bir nefes verdim.Kafamı kaldırıp Hector'un bilgisayardan yansıyan ışıkla aydınlanan yüzünü izledim uzun uzun. Bir an orada dağınık ve kabarık saçları, kocaman gözleri, prüzsüz teniyle ilk tanıştığımız zamanki küçük çocuğu gördüm.
Yüzüme kocaman bir gülümseme yayıldı.
Hector bölümü geçince heyecanla bana döndü ve yüzümdeki ifadeyi yakaladı. Bir an ne olduğunu anlayamamış gibi duraksadı. Çok uzun bir süre, oyunun garip müziği arkada çalarken birbirimizi izledik. Hemen sonra ise aramızdaki ufacık mesafeyi kapatıp alnını alnıma yasladı."Geldiğin için teşekkür ederim fındık burun."
Hafifçe uzaklaşıp kafamı küt diye onunkine vurunca yüzünü buruşturdu.
"Böyle şeyler için teşekkür mü ediyoruz?"
Güldü. Iki elini başımın yanlarına yerleştirip saçlarımı dağıttı. Gülerek yerimden kalktım ve kapıya yöneldim.
"Hadi bakalım, yemek saati."
Yazarın Anlatımıyla
Kalabalığın arasında, saatlerdir beklediği yüzü görünce dikkat kesildi genç adam. Kapıdan çıktıkları anda gözleri yakalamıştı o kımıl kımıl, sinir bozucu enerjiyi. Asker botunun topuğu masanın altında hızlı bir ritim tutturdu . Onu göremezlerdi. Onlarca kez diplerine kadar girmesine rağmen fark etmemişlerdi. Karakterinin aksine, kalabalığın arasında göze batmayacak kadar silik bir tipti giyiniş tarzıyla. Gölgelerde saklanmayı iyi becerirdi. Başparmağı alt dudağında gezindi.
Genç kızın, o esmer çocuğun elini nasıl tuttuğunu gördükçe siniri tepesine zıplıyordu. Ne kadar saf olduğu fazlasıyla açıktı. İşini bitirmesi kolay olacaktı.Öfkesini bastırmaya çalışırken başını eğdi ama gözleri, ellerindeki tabakları dolduran ikiliden ayrılmadı. Karar vermesi gerekiyordu, iyi bir planı da yoktu. Fakat vakit kaybediyordu. Görevi riske atamazdı.
Kendi düşünceleri yüzünden tüm vücudu gerildi. Kızın kahkahasını dinlerken çatılan kaşları düzelir gibi oldu ama hemen sonra bakışları daha da keskinleşti. Belki de tam şu an çekip gitmeliydi. Neden umursuyordu ki?
Ayağa kalkıp sessizce otele girdi, kendiyle çelişmekten nefret ederdi. Dengesini sarsabilecek tek kişi yine kendisiydi ve bunu yapmamayı ona yıllar öğretmişti.
Odasına girdiğinde geniş adımlarla pencereye yöneldi ve perdeyi tamamen çekmeden önce son kez aşağı, genç kızın kuzgun siyahı saçlarına baktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KORUYUCULAR 2
FantasíaALFA YÜKSELDİ Fakat Zoe'nin bölünmüş ruhu, onu alfa olma yolunda zorlayacak gibi görünüyor. Özgürlük, sürü bağlarının karşısında ve savaşmaya hazır. Kuzey Kurtları yeni bir devrin eşiğinde. Bu sefer hiç olmadıkları kadar dikkatli olmak zorundalar. Ç...