Zümrüdüanka'nın ahesli gözlerine kapılan Albatros,sanki ruhen bu dünyayı terk etmiş kadar çaresizdi,onun gözlerine baktığı her bir anda.
Nevzat'ın şans taşları vardı,bu taşlarr ona Zehra'yı getirmişti.Yada o öyle biliyordu,ansızın,bir hediye gibi karşısına çıkmıştı Zehra,Nevzat'ın.Zümrüdüanka ve Albatros'un kavuşması böyle başlamıştı,hayaller ülkesindeki en tehlikeli 7 vadiden geçmesi gerekiyordu Albatros'un Zümrüdüanka'ya ulaşması için,yoluda zorluydu.
Gözlerdeki buğu yerini dudaklardaki neft denizine bırakırken,Nevzat ve Zehra birbirlerinin vazgeçilmezi olmuşlardı,birbirlerine delilerce aşık iki kuş olmuşlardı.Aşkları diğer kuşları kıskandırıcak ve aşık olmaya imrendiricek türden bir aşktı.
Bütün masallarda karanlık ormanlara,fısıltılara,tehlikelere çağıran bir ses vardır bizi.Kötü kraliçeler bütün cazibesiyle o tehlikeli maceraya çağırır bizi.Kendi ormanına soktuğu an kalbini parçalıcağı gerçeğini bilerek gider prensler,o kötü kraliçelere.Peki ben bu masalın neresindeyim,bahtıma ne çıkarsa kabullenicekmiyim,yoksa kalbimi parçalıcak kötü kraliçeye kapılıp gidicekmiyim?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk Bazen
RomantikÇoğumuz debelenir ve herşeyin ayağımıza sunulmasını bekleriz,hayat kolaylığı gibi. Ama bazende biz başka birşey için uğraşırız,bu öyle birşeydir ki,bunu hisseden kişinin canı yanar. HİÇ BİR İLAÇ O ACIYI DİNDİRMEZ. Aşk bazen acıdır,bazen ise tatlıdır...