3.Bölüm

30 2 0
                                        

Ela'dan

Mete'nin yaptığı sürprizin hala etkisindeyim. Bana yaptığı şarkı çok güzeldi. Biz sonbaharda tanışmıştık. Şarkının bir kısmında:

Ağaçlar yaprak dökerken

Hüzünler çoğalırken

Sen girdin hayatıma, aniden

gibi bir şey diyordu :D Belki çok güzel değil ama benim için çok anlamlıydı. Mete hayatıma giren en anlamlı şey. Çok yakın arkadaşım olmadı okulda, çevremde. Tek bir şansım oldu o da Mete işte. Bugün de onun sahne aldığı bara gidiyorum. Her zaman beni çağırır "Senin gözlerine bakıp söylemeyince anlamsız oluyor şarkılar." der. Üzerime siyah beyaz desenli hanım hanımcık elbisemi giyip çıktım evden. Bara gitsemde ona uygun giymem gerekmiyor. Sevgilimi dinleceğim zaten ondan başka kimseyle ilgilenemiyorum. Okuldakilere dedikodumuz epey yayılmış. Herkes Mete'yi merak ediyor. En çokta nasıl tavlayıp bu kadar sevdirdiğimi. İşte bu yüzden okuldan çoğu kişi bugün o barda olacak. Acaba Ada'da gelir mi? Bu ara onunla çok tebessümleşiyoruz. Epeydir onla arkadaş olmak istiyordum. Okula ilk geldiği günden beri. Nakil öğrenci olarak gelmişti. Benim yanım boştu oturacakken o üç süslü kız onu yanlarına çağırdı bizimde arkadaşlığımız başlamadan bitmiş oldu işte. O kızlarla nasıl takılıyor bilmiyorum. Hiç onlar gibi süslü ya da kendini beğendirme çabasında değil. Kızlar onu her yere sürüklüyorlar eminim, onların yanında doğal kalması da ayrı bir yetenek. Bunları düşüne düşüne barın kapısına geldim. Burda çalışanlar beni tanıdığı için selam verip içeri geçtim. Mete ortalarda yoktu. Bende onların grubunda gitarist olan Burak'ın yanına gittim. Beni görünce "O yenge hoşgeldin."dedi. "Hoşbuldum Mete nerde?" dedim. "Dışarda Volkan da gelmişte ona bakıyordur gelir birazdan." dedi. "tamam bizde bekleyelim bakalım." diyip Mete'yi beklemeye başladım.

Ada'dan

Bara girer girmez bizim kızlar hemen içki sipariş ettiler. Görende her gün bara gelip içtiğimizi sanır. Bu isimlerini söyledikleri içkilerin ne olduğunu biliyorlar mı acaba? Ben bilmiyorum da. Bende yanlarına oturup onları yavaşlatmaya çalıştım. Gözlerim etrafa kaydığında Ela'yı gördüm. Ne kadar masum olmuştu. Hiç bara gelen bizim kızlar gibi değildi. Yanına baktığımda bir meteor göreceğimi nerden bilebilirdim ki. Ela'nın sevgilisi bu mu ki? Kızların dediği kadar çok yakışıklı. Ama insan sevgilisiyle niye bu kadar mesafeli olur ki? Ama bu çocukta çok taş hani. Hemen aklımdan bu fikirleri sildim sonuçta o Ela'nın sevgilisi diye düşünmeye çalıştım beynim error verirken. Düşünme yetimi kaybettim çünkü bu çocuk harbi çok yakışıklı. Aslında benim beğendiğim tiplere çok aykırı. Kumral ve sanırım bal rengi gözleri var. Sanırım diyorum çünkü benim gözlerim bozuk. Uzağı çok net göremem ama saçlarının önünün fönlü olduğunu çok net gördüm. İşte çok tarz siz anlayın. Ben bunları düşünürken sahneye uzun boylu esmer tenli bir çocuk çıktı. Gözlerim Ela'ya dönerken heyecanlandığını gördüm. Niye böyle heyecanlı ki? Ayrıca bu çocuk niye Ela'nın gözlerine bakıp söylüyor bu şarkıyı? Sanırım bu sahnedeki çocuk Ela'nın sevgilisi diyip abuk subuk mutluluk hareketleri yaptım. Çok mallaştığımı anlayıp yerime oturdum. Ben onlara dalmışken bizim cici kızlardan biri ayaklandı. Sanırım midesi kötü oldu. Arkasından koşarken ayağımın takılmasıyla bulduğum cüsseye sarılmam bir oldu. Kurtuldum diye şükrederken kafamı kaldırdığımda bir erkeğe sarıldığımı fark edip utanmadım. Ben utanamam ki hiç . Çocuk benim ona mal mal baktığımı görüp "Hayırdır güzelim takılmak mı istiyorsun?" dedi. Ben tabi mallığı bir kenara bırakıp delirdim ama önceliğim tuvaletteki kızdı. O yüzden kibarlık gösterip "Pardon beyfendi." diyip arkamı dönmüşken "Çokta kibarmış yesinler seni." demesiyle bir hışımla yanına gittim hiç durur muyum? "Hayır anlamıyorum nerden geliyor bu özgüven?" tabiki içkiden. Ben hiç içmedim ama sanırım insanları biraz aptallaştırıyor karşımdaki hödükten gördüğüm kadarıyla. "Kızım iyi misin sen?" şimdi burada o bulaşıyor bana ben kibarlığımı göstermiştim halbuki. "İyi sen nasılsın anangiller babangiller nasıl?" dememle tabi bu saf saf yüzüme baktı. Şuan kavga etmeliyim biliyorum ama midesini boşaltan bir arkadaşım varken bu hödükle uğraşamayacağım. Arkamı dönüp gidecekken ağzını açtırmadan "Barmen beyfendiye bir içki daha malum takılmalık biriymiş onla çok iyi anlaşacağına eminim." diyip bastım gaza. Son sözü ben söylerim aga. Tuvalete girdiğimde ha bu arada lavabo demediğim için kusura bakmayın hiç o kadar kibar olamadım. İşte bizim kız bir baktım hala öğürmekle meşgul. Yanına gidemedim çünkü benimde midem hassastır o yüzden çıkmasını bekledim. Çıkıncada elini yüzünü yıkadım. Sonrada bizim masaya taşıdım. Bizim diğer iki kızda da kafalar gitmiş, birbirlerine sarılıp uyumuşlar kafa kafaya. Masaya oturup etrafı seyretmeye başladım. Biraz gözlerim etrafı taradıktan sonra taş çocuğu gördüm. Telefonuna bakıp gülüyordu. Sevgilisi mi vardı acaba? Hay ben kendi şansıma tamam küfür etmiyorum. Aslında beni ilgilendirmiyor dimi? Daha bir gündür ne bir günü 2 saattir gördüğüm çocuktan banane. Ama çok yakışıklı be. Normalde hiç benim tipim değil. Kumral saçları uzun boyu var daha detayı anlatamam çünkü henüz bende yakından görmedim. Uzaktan bile böyleysem yakından kim bilir ne olur? Sevgilim olsa çok mu kötü olur? Gözlerimi ayırmak istemesem de titreyen telefonuma bakmak zorunda kaldım. Annem arıyordu başka kim olacak gizli hayranım falan mı? Bir senedir gizli numaradan bile işletmiyorlar o kadar yalnızım. Bunları kafamdan atıp telefonu açtım. "Efendim anne" "Ada hadi saat geç oldu eve gel." dedi. "Tamam anneciğim bizim kızlar biraz içti onları eve bırakıp geliyorum." dedim. "Sen içtin mi Ada?" dedi. "Saçmalama anne sana söz verdim." dedim. "Tamam kızım fazla geç kalma." "Tamam anne görüşürüz." diyip telefonu kapattım. Ama bizim kızlar iyice dağıtmıştı kendilerini. Onlar için geliyorum dağılan onlar oluyor. Ben bunları nasıl taşıyacağım şimdi. Ela ile göz göze geldim ve bana gene o muhteşem gülüşünü bahşetti. Millette kıza yavşıyorum sanacak :D Tabi o bana gülümseyince karşılık vermek yerine yanına yürüdüm. Ela'nın sevgilisiyle de yakın olmalıyım şu taş çocuk için. Bunu sonra düşünmeliyim diyip "Nasılsınız gençler?" dedim. Biliyorum fazla samimi ama bende sevdim mi samimi konuşurum. Ela şaşırmış bir vaziyette "İyi Ada sen nasılsın?" dedi ve gülümsedi. "İyi ama şu kızlar sızmasa daha iyi olacaktım." diyip bizim kızları gösterdim. "İşin zor." Gel onu birde bana sor be. "Bilmem sanırım öyle aman bilmiyorum alıştı bünye napıcan" dememle hep beraber güldük. Ela'nın sevgilisine bakıp "O meşhur şarkıyı yazan sensin demek." "O kadar meşhur değil sadece sevdiğim kıza sevgimi göstermek iştemiştim." "Fazlasıyla gösterdin kardeşim." dedim. Bildiğiniz abi gibi hissettim kendimi. Konuyu değiştirip "Ben Ada." diyip elimi uzattım Ela'nın sevgilise. Elimi sıkıp "Bende Mete." dedi. Ela'ya bakıp "Senle tanışıyoruz güzel kız ama tekrardan başlayalım hiç başlamasakta ben Ada." dedim gülümseyerek. "Bende Ela tanıştığıma çok memnun oldum."dedi. Bizim kızlar dans etmeye başlayınca "Benim korumalık işine dönmem gerek gençler." diyip koştum bizim kızların yanına. Bu arada düşmemek için tutunduğum öküz hala bana bakıyor. Şeytan diyor git koy ağzının ortasına bir tane. Üç kızı taşımakta çok zor be. Biri içmeseydi bari. Ben bunları düşünürken "Yardım gerekiyor sanırım sakar kız." dedi biri arkamı döndüğümde bizim öküz bey karşımda. Bana sakar dedi. Ne kadar zor üç kızı idare etmek bilmiyor tabi. Belki de biliyordur sonuçta erkek. "Yok sağolasın kardeş ben hallederim." dedim. Tabi nereye hallediyorsun Ada üç kızı nerenle taşıyacaksın? Ama bunlar böyle cıbıldakken bu öküze emanet edemem eller falan. Ela nerde acaba tam bunu düşünürken Ela ile göz göze geldim. "Ela yardım et öleceğim." ben bunu diyince bizim öküz bey "Ela bu sakar senin arkadaşın mı?" ben tabi durur muyum "Bu nedir arkadaşım adımız var bizim." dedim. "Siz kim kim oluyorsunuz." Senle kimle uğraşıyorsun dedi iç sesim ve dışımdan "Ben ve içimdeki çocuk." dedim. Biliyorum iğrençti ama tutamadım kendimi ne yapayım? Tabi bu öküz garip garip bakarken sarışın kız üzerime düşmesin mi? Napayim bende insanım daha fazla taşıyamadım. Kızım anan ne ile besledi seni. Dışından hatunsun içinde neler var acaba ki bu kadar ağırsın? Acaba kaplama mı kullanıyor güzel olmak için? Öküz bey bir yandan gülerken elini uzattı gururlu kızımdır hayırdır bakışı atıp Ela'nın uzattığı ele minnetle baktım. Beni kaldırırken "iyi misin" demeyi ihmal etmedi bende kafamı sallamakla yetindim. Kızları hep beraber taksiye taşıdık. Öküz beyde yardım etti her ne kadar istemesemde Ela'nın arkadaşı diye ses etmedim. Tabi arada yokladım elliyor mu diye. Kızları taksiye bindirdiğimiz için bir şükür duası etmediğim kaldı. Arkamı dönüp Ela'ya sarılıp kulağına "teşekkür ederim." dedim o da güzel gülüşünü bahşetti. Mete'ye de bir baş selamı veripo öküzü es geçip taksiye bindim. Kızları tek tek evlerine bıraktım. Hepsinin annesi teşekkür etti. Onlar için melektim ben. Tabi kızlarının peşinden ikinci ana gibi dolaşınca haklılar. Eve girip kendimi odama atıcakken annem yolumu kesip beni koklamaya başladı. "Anne valla içmedim." diyip yüzüne hohlayınca yolu açtı. Odama gidip üstümü değiştirmeye fırsat bile vermeden uykuya teslim ettim kendimi.
(Multimedia: Ela'nın kıyafeti)

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 08, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Kalpten KalbeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin