Ateş ve Su.

692 74 123
                                    

Selaammm. Sizlerden ne kadar özür dilesem az. Fakat bizim de kaderimiz böyleymiş. Müsaadenizle yeni tanıtımımızın, yeni hayatımızın ilk adımlarınızı atalım?

🔥❄

Duygu denen histen eser kalmamış, kalbi ölen iki kız çocuğu.

Ve bu gece iki kız çocuğu ruhen ölecek, bedenleri yıllarca ayakta kalacaktı, kalmak zorundaydı.

Bugün özgürlüğüne ve gökyüzüne düşkün genç kızlardan birinin doğum günüydü.

Nisa Demir.

Nisa bugün 17 yaşına giriyordu.

Babası, kızının doğum günü için yaşadıkları müstakil evde küçük bir parti düzenlemişti. Nisa her ne kadar kendisi için hazırlanan sürprizden haberdar olsa da babasının hevesini kırmamak için bir şey bilmiyormuş gibi davranıyordu. Babası onun her şeyiydi. Tüm zorlukların çaresini onun göğsünde, kalbinde ki sıcaklıkta arardı.
Aradığını da bulurdu. Babası ondan sevgisini esirgemeyecek tek kişiydi.

"Hadi Nalan, gidip öğrenmek istiyorum artık."

Nisa kalçasının biraz yukarısında kalan acı kahve saçlarına benzeyen gözlerini gelmemek için direten Nalan'a diktiğinde, Nalan bir kez daha sıkıntıyla soludu. İstemiyordu, belki de hissediyordu.

"Nisa son 3 aydır bir telefon sapığın var farkındasın değil mi? Evinin ormanla dip dibe olduğunu bilecek kadar takip etmiş seni. Hava karardı, ormana girersek-"

Nisa, Nalan'ın çok fazla evham yaptığını düşündüğü için sözünü kesip gözlerini devirdi. Nisa korkmazdı, korku vücuduna hiç ilişmemişti.

"Kızım niye anlamıyorsun, annemle ilgili saçma sapan mesajlar attı. Öğrenmem lazım, sen gelmiyorsan ben kendim gidiyorum." Nisa gitmeye mecbur hissediyordu kendini.

Nisa, Nalan'ın arkasından geleceğini adı gibi bilirken ona sırtını dönerek arka bahçenin dış kapısından ormana doğru yürümeye başladı.

Nalan hissediyordu, bu gece her şey bir daha eskisi gibi olmayacaktı.

Nalan doğal, iri dalgalı kahverengi saçlarını kulağının arkasına sıkıştırdığında omuzları yenilgiyle çökmüştü. "Tamam geliyorum dur."

Nalan, Nisa'ya yetişerek yanına vardığında ormana doğru giden adımlarıyla birlikte birbirlerine yandan bir bakış attılar.

Nisa kendinden emindi, bakışları merak ve cesaretle yanıp kavruluyordu.

Nalan olacakları biliyormuş gibi içinde ki susmak bilmeyen sesle savaşıyordu, can çekişiyordu.

Nalan ve Nisa'nın adımları tehlike çanları çalmaya başladığında, Nisa "Dur kulübenin orada durmamızı söylemişti mesajda." diye fısıldadı.

Nisa'nın annesi yıllarca ölü gibi yatağa bağlı yaşıyordu. Nisa çocukluğundan beri annesinin yaşanan bir kazadan dolayı bu halde olduğunu bilirken 3 ay önce aldığı mesaj ona tam tersini söylüyordu.

Nisa'nın telefonundan gelen mesaj sesi bir anda ormanın içinde yankı bulurken Nalan olduğu yerde sıçradı. Genç kızın bakışları telefonuna kaydığında, ekrana düşen mesaja tıklayarak yazılanları okumaya başladı.

Özel numara:

"Kimseye güvenmemen gerektiğini umarım anlamışsındır. Dört duvar arasında babana bile güvenmemen gerektiğini anlaman dileğiyle."

Ateş ve SuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin