Cumartesi günü, 23:30
Günaydın okuyucu,
Bugün birkaç kütüphane dolaştım, geçmişime dair bir iz bulmaya çalıştım ama birkaç kelime dışında ne gözümün önünden gitmeyen annemin güzelliğinden, ne de benim ihanetimden bahsediliyordu. Tozlu sayfalara geçmeyecek kadar önemsiz ama hayatımı karartacak kadar büyük bir hamle ile yola çıkmıştım.Harold gerçekten iyi bir kral olmuştu ama bu uzun sürmemiş, sağ kolu, en yakın arkadaşı ve yoldaşı Drew tarafından kanlı bir savaşla tahtından edilmişti. Ben ise aslında bir kraliçe olabileceğimi yeni öğreniyordum. Kalsaydım, annemin dizlerine bu sefer nir kraliçe olarak başımı yaslar ve dışarıdan gözükmeyen, sevgili eşimin bana miras bıraktığı kanlı ellerimi izlerdim ama bunun yerine büyük ihtimalle çok yakınlarında bir şekilde bulduğun kalbimi okumanı izliyorum.
Ja, ürperdiğini hissetti. Garip bir hava dalgası vücuduna esmiş ve ihtimal vermemiş olsa bile etrafı izletmişti. Dizüstü bilgisayarını kendine çekmiş ve Jawaad krallığında kaçan bir gelini aramaya başlamıştı. Harold ve başına gelen trajik olaydan bahsediliyordu, Drew ise yeni kral tacıyla çizdirdiği portreden gülümsüyordu ama gelin yoktu. Ja kafasını iki tarafına sallayıp kendine güldü ve tarihini araştırarak kitabına başlayan bu yazarı takdir etti.
Merak etme, seni görmüyorum. Uzun ve acı dolu yıllar yaşayacağım evet ama özelliklerim sadece bu kadar. Zamanında sokakta tanıştığım bir taraftan içkisini içerken diğer taraftan benimle konuşan bir kadın vardı. 'İnsan tek başınaysa ve ölümsüzse ne yapar' diye sordum. Bana 'delirir.' dedi. Kendisi de deliymiş. O kadar heveslendim ve üzüldüm ki, Lanet olası Drew kralımızın benimle birlikte tüm kadınları lanetlediğini sandım, gözümün önünden bu zamana kadar binlerce ceset geçmişken ama umut ettim işte aptalca, delirmemek için.
'Herkesin ölümsüzlük kavramı kendine göredir.' dedi. 'Ben ölümsüzüm ve delirdim.' Bu sözünden sonra kalkıp gittiğini hatırlıyorum. Öylece hüsranla ve tek başıma düşünürken beynimin içinde, bırakıp gitti beni. Bir daha da görmedim öyle bir deliyi.Uzun bir zaman sadece yürüdüm. Bazen garip işlerde çalışıp eski halime kıyasla gülünç paralar kazandım ama hayatta kaldım ve beni bulmanı istiyorum okuyucu. Beni bul ve anladığını söyle. Daha bir kaç sayfa bitirmişken gel ve sırtımı sıvazla. Bunun için sana ipucu bırakacağım.
Ja, defterin diğer sayfasını açtı. Düzgün, biraz da eğik bir el yazısıyla yazılan şehirlerin, mahallelerin, otellerin ve bir kaç mekanın bulunduğu haritaya baktı. Her bir detayı el ile kusursuz denecek şekilde çizilmişti. Belirli bir yer aradı. Uzun süre gözlerini haritada sonu bulunmaz çizgilerde gezdirdi. Özellikle işaretlenmiş bir yer göremeyince sayfalarda okuduğu otel adını buldu ve en yakınındaki kütüphaneyi işaretledi.
Heyecanla atan kalbiyle, uzun süredir monoton geçen hayatına bir kaç renk satın alabilmek için yola çıktı.
![](https://img.wattpad.com/cover/136462893-288-k524327.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Escape/
Teen FictionAynı dönemdeysek ve günlüğümün devamlı sayfalarında 'sen' olacak olan hitap şeklim sizi rahatsız ederse, kalbimin ve beynimin sözcüsünün tozlu kapağını kapatın. Devamı sikimde değil, kurallara göre uzun yıllar yaşadım.