1.6

4.8K 206 177
                                    

" Anne ben götürürüm işte versene şunu."

" Kız sabahın körü daha saat ben sonra pazara giderken uğrar veririm sana noluyor ? "

Annemle Hanife teyzeye pekmez götürmek için savaş veriyorduk resmen. Hadi be kadın bırak şu keçi inadını.

" Ben zaten dışarı gidiyorum sana zahmet olmasın işte anneciğim önce Hanife teyzelere uğra sonra pazara git yorulursun ben sana kıyamam. "

" Yolumun üstü zaten Nurhayat. Kız desene sen yakışıklı mühendis damadını görmek istiyorum ne can cekisiyorsun cama yapışmış arı gibi. "

" Damadın mı? "

Ay hadi inşallah be annem.

" E tabi benim deli kızı isteyecek kadar kafayı yediyse damadım olacaktır illaki değil mi ? "

Annem bana göz kirpip çay koymaya başladı. Seviyorum lan kadın seni. İdolümsün.

" Anne şey ya ? "

" Ney Nurhayat? "

" Sanırım beni istemiyor. "

" Haa öyleyse bir şey diyemem. Bak kızım seni gönlünde taşıyana değer ver yoksa çok üzülürsün anneciğim. Böyle çırpınıp çırpınıp elin boş oturur kalırsın "

" Vazgeç mi diyorsun yani ? "

" Kim kimden vazgeçiyormuş bakiyim he ? "

Bu son cümleyi duyup ortama dalmakta moda oldu herhalde. Babam çizgili pijamasiyla durmuş soran gözlerle bize bakıyordu.

Evet Nurhayat seni dinliyoruz.

" Hiç bir şey babacığım ya aman öyle havadan sudan konuşuyorduk kim neyden vazgeçiyor bilmiyorum ama ben şu pijamalarla bile manken gibi duran babamdan vazgeçemem. Maşallah sana."

Yılın en iyi kıvıran oryantal ödülü Nurhayat'a gidiyor. Tebrikler Nurhayat.

" Hee öyleyim valla manken gibiyim. "

Annem sen şeytansin bakışları eşliğinde babama cevap verdi.

" Maşallah kocama. "

" Tütütü nazar değmesin neyse ben tokum siz yersiniz alıyım anneciğim o pekmezi de ben bırakırım zaten yolumun üstü. Afiyet olsun günaydın ve de güle güle çekirdek ailem."

Hızlı hızlı konuşup bir yandan da kapıya doğru yürüyüp tehlikeli alandan alnimin akıyla çıkmayı başardım.

Şimdi gamzeli yârim güzel yârimi görme umuduyla yürüyordum. Misafirliğe gittiğimizden beri ne görmüştüm ne de yazmıştım.

Aradan sadece bir gün geçti çünkü Nurhayat.

Seniha kardeş o bir günün bir asıra denk düştüğünü sen nereden bileceksin ki.

Biraz sonra vardığımda, kapıyı gayet naif bir şekilde çalmaya başladım.

Alacaklı gibi olmasın bir dur bir sakin belki insanlar daha uyanmadı sabah saat sekiz şu an farkındaysan ?

Kapı aniden açıldığında karşımda Gökay duruyordu. Üstünde simsiyah bir takım elbise vardı. Bu yakışıklılık halis midir hocam ? Tutmayın anam bacım düşüyorum.

" Ne var Nurhayat sabah sabah?"

Ne kadar da kibar (!) Allah'ın hanzosu.

" Ben şey -"

Cümlemi tamamlamadan Hanife teyzenin gülümseyen yüzünü gördüm.

" Oğlum o nasıl konusmak öyle biz seni böyle mi yetiştirdik kibar ol kibar. "

HOCANIN OĞLU | TEXTİNGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin