sekiz

869 103 50
                                    

Heeseung koliyi kucaklayıp önündeki apartmana yöneldi. Asansöre binip üçüncü kata çıktı. Asansörden inip kapısı açık duran daireye girip koliyi salona bıraktı. "Bu da sonuncuydu." Jake başını salladı. "Teşekkürler hepinize. Çok yardımcı oldunuz." Sunghoon mutfaktan bağırdı. "Ne yardımı amına koyayım!? Yarım saat önce geldiler zaten! Üç saattir ikimiz uğraşıyoruz burada!" Jake, Sunghoon'a güldü. "Biz olmasak bir üç saat daha uğraşırdınız ama! Kes sesini!" Sunoo bağırdığında Sunghoon susmuş, geri cevap vermemişti.

Geçen hafta Jake ve Sunghoon büyük bir adım atıp beraber yaşama kararı almıştı. İkisinin de evi iki kişi için küçük olduğundan bütün hafta güzel bir daire aramış, sonunda da istedikleri gibi ve uygun fiyata bir yer bulmuş, hemen de taşınmışlardı.

"Artık gidebilir miyiz?" Riki sıkılmış bir şekilde Jake'e baktı. "Hayır." Riki sıkıntıyla ofladı ve kendini plastik paketle kaplı koltuğun üzerine attı. "Nakliyeciler mobilyaları kafasına göre koymuş bir yerlere. Yerleştirmemize yardım edersiniz, değil mi?" Tabiki de arkadaşlarını kırmayıp yardım etmeye başladılar.

Sunghoon ve Jay salonda koltukları Jake'in komutasında onun istediği gibi yerleştirirken Riki ve Jungwon mutfak kolilerini açmış rafları dolduruyor, Heeseung ve Sunoo da nasıl olduğunu bilmedikleri bir şekilde yatak odası kolilerini boşaltıyordu.

"Bizim burada ne işimiz var?" Sunoo gülerek başını iki yana salladı. "Hiçbir fikrim yok." Heeseung önündeki koliye uzandı. "Eğer görmekten hiç hoşnut olmayacağım bir şey görürsem kendimi şu camdan atarım." Sunoo da diğer koliye uzanırken Heeseung'a hak verdi. "Al benden de o kadar." Korkarak ilk kolileri açtılar ama korktukları şeyler çıkmadı. Bir kolide birkaç nevresim diğerinde ise küçük biblolar ve birkaç da kitap vardı. "Kitapların burada ne işi var?" Heeseung Sunoo'nun elindeki kitaplara baktı. "Jake'in yatak odasında büyük sayılabilecek bir kitaplığı vardı. Onları buraya koymuş sanırım." Sunoo başını sallayıp koliyi boşalttı.

Heeseung başka bir koliyi açtığında içinden bir fotoğraf albümü çıktı. Hemen açıp sayfalarını karıştırmaya başladı. Tahmin ettiği gibi üniversite zamanında anı olsun diye doldurmaya başladığı albümdü bu. "Sunoo, buraya gel." Sunoo merakla Heeseung'ın yanına geldi. Heeseung albümü gösterdi. "Jake'in üniversitedeki fotoğraf albümü." Sunoo heyecanla Heeseung'ın yanına oturdu ve albüme bakmaya başladı. Sayfaları tek tek geçip fotoğrafı çekildikleri günü anımsıyorlardı.

"Bu günü hatırlıyor musun? Bay Kang dersine son beş dakika kala girdiğimiz için bize çocuk gibi bahçede tek ayak üzerinde durma cezası vermişti." Heeseung gülerek bir fotoğrafı işaret etti. "Geç kalmıştık öğle arası çıktığımız randevuda zamanın nasıl geçtiğini fark etmemiştik." Heeseung, Sunoo'nun cümlesini tamamlamasını beklemiyordu. Bunu bu kadar rahat söylemesini de beklememişti.

O gün cidden çok güzeldi. Öğle arası, arkadaşlarının yanından ayrılmış ve marketten aldıkları atıştırmalıklarla kampüsün yakınındaki bir parka gitmişlerdi. Kısa, tatlı bir randevu yapmayı planlarken saati fark etmemiş dersi kaçırmışlardı. Dersin bitmesine on dakika kaldığını fark edip koşarak kampüse gelseler de pek bir işe yaramamıştı.

"Neden dersin yarısından fazlası geçmesine rağmen yine de derse girdik ki sanki? Adam küçük çocuk gibi bize ceza verdi." Heeseung gülerek Sunoo'ya baktı. "Ceza aldık çünkü dersliğe girerken her şeyi devirdin ve bütün sınıfın dikkatini dağıttın. Yerimize oturduktan sonra da telefonunun çalması adamın sinir kat sayısını arttırdı tabi." Sunoo Heeseung'ın omzuna vurdu. "Susar mısın?" Heeseung gülerek başını salladı ve sayfayı çevirdi.

Bir sonraki sayfada Heeseung'ın doğum gününden ard arda çekilmiş iki fotoğraf vardı. Fotoğrafların birinde herkes normal bir şekilde poz verirken diğerinde ise Sunoo Heeseung'ı tutmuş öpüyordu. İkisi de bir süre diğerinin de aynını yaptığından bir haber fotoğrafa baktılar. Daha geçenlerde oyun oynarken öpüşmemişler miydi zaten? Neden şimdi şimdi garipsediler?

ex || heesun ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin