Bölümü beğenmeyi unutmayın
Keyifli okumalar
~~~~
Günler acımasızdı. Öleceğini bilerek yaşamaksa daha acıydı. Kum saati çevrilmişti ve zaman geçiyordu. Önemli olan kalan zamanın nasıl geçtiğiydi benim zamanım dibe batmayı bekleyen ölü balıktı.Saatlerdir hastanenin tüm hastalarını ziyaret etmiş ve çiçekler dağıtmıştım. Bunu her ayın 20'sinde yaparım. Bu günün beni aldığı kötü duygulardan çiçekler dağıtarak iyiliğe dönüştürürdüm. Çok fazla çiçek sevmezdim. Ama
Beyaz karanfil severdim temiz ruhu ve iyiliği temsil ediyormuş.
Bakışlarım elimde kalan son karanfile kaydı bu son odaydı. 200.üncü oda.Elimi kaldırdım ve tıklatım içeriden gelen sesle kapıyı açtım. Bu odanın diğer odalardan daha temiz ve büyük olması gözümden kaçmamıştı.Yatakta uzanan kişiyi görünce duraksadım
Aras mıydı?
Arda?
-"Eğer adımı düşünüyorsan ayaz adım"
He doğru
-"hayır tabi ki de sadece seni görünce şaşırdım"
Kesinlikle iyi yalan söylemiyordum.
Karanfiller aklıma gelince elimde kalan karanfili ona uzattım.
-"hastanedekilere dağıtıyordum buda sana"
Yüzümde oyalanan bakışları karanfile kaydı yüzünde samimi olup olmadığını anlamadığım bi tebessüm belirdi.
-"kırmızı gül tercih ederdim ama buda olur"
Kırmızı gül mü!
Yok papatya!
Sevgili miyiz biz?!
Iıyy
İç sesimin susması gerekiyordu
"Ben hep karanfil dağıtırım" konuştuğum sırada yerinden kalkarak elime yönelmişti. Önüme gelip karanfili aldığında ellerimiz sürtünmüştü. Kahve hareleri gözlerimden elindeki çiçeğe kaydı.
-"Pekala teşekkürler"
Ona kafamı sallayıp kapıya yönelmiştim ki kulağımı sağır edecek şiddette patlama sesiyle ellerimi kulağıma koydum. O kadar şiddetliydi ki yere düşmüştüm ve odada devrilen eşyaların sesini duyuyordum. Şok olmuş gibi. Elim kulaklarımda yerde öylece duvara bakıyordum ki omuzlarımı saran ellerle ayağa kaldırıldım.
-"Hey Aden iyi misin"
Girdiğim şoktan çıktığımda bakışlarım endişeli güzel yüzüne kaydı.
-"Ne oldu? O seste neydi."
Yüzünü arkamda kalan kapıya döndü.
Düşünüyordu
-"Galiba büyük bir patlama oldu"
Etrafda gelen çığlıklar ve ağlama sesleri beni endişelendiriyordu
Ya birine bir şey olduysa
Ani bir hızla omuzlarımdaki elleri elime kaydı ellerimizin sıcaklığı birleştiğinde beni arkasına alıp kapıyı açtı.Ve felaket başlıyordu.
Koridara çıktığımızda gelen yoğun duman kokusuyla öksürmeye başladım. Etrafta insanlar dışarı çıkmaya çalışıyor koşuyorlardı başımı koridorun sonuna merdivenlere çevirdiğimde yükselen turuncu alevlerle şoka girdim.
Daha erken değil mi dedi A.
İçimde bir yerlerde konuşan başka biri vardı. Bazen benliğimi ele geçirir ben gibi davranırdı bazende şuan ki gibi karamsar sözleriyle daha fazla öldürdürdü beni.
Ayaz elimi sanki yanındayım mesajı verir gibi sıktı.
Sahi Aden bu adamı ne zamandır tanıyorsun-"sus!"
-"Aden! Kendine gel çıkmalıyız burdan Anlıyor musun beni ölmeye hiç niyetli değilim."
Bende erken ölmeye...
Bir elim ağzımda diğer elim ayazın elini tutmuş bir şekilde koşmaya başladık.
Amaçsız bir şekilde bir oraya bir buraya çıkacak bir yer arıyorduk.
Artık ayakta kalacak halimin olmadığını hissediyordum.
-"Ayaz niye kimse yangını durdurmuyor"
Fısıltı ile sarf ettiğim sözler bir an kendime acımamı sağlamıştı. Yüzünü bana döndü elimi hâlâ bırakmamıştı o kadar yakındık ki kirpiklerinin ne kadar uzun olduğunu yeni fark ediyordum.
Etrafımız yangın içindeydi
Peki niye yanan benmişim gibi hissediyordum.
Yüreğimi yakan duygular bana çok yabancıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ölüm Çiçeği
TeenfikceKitaptan kesit ~ -"şimdi söyle niye ağlıyorsun" Kaşlarımı çatarak -"Ben ağlamıyorum ayrıca sanane" Elini abartılı bir şekilde göğsüne koyup -"Ağlamıyor musun o zaman niye yüzün Behlülün evleneceğini öğrenen Bihter gibi?" Tek kaşımı kaldırıp -"B...