bu bolum final.. minific olmasi uzuyor su an
- - -
işten çıkıp eve yürüyerek dönmeye karar verdim. zaten çok uzak sayılmazdı. kulaklıkla son ses müzik dinlerken bile duyduğum siren sesleri yüzünden endişelenip kulaklığın tekini çıkardım.
kafamı kaldırdığımda yanan binayı gördüm. bu bina bizim hyunjin'le kaldığımız binaydı.
yanan kat ise bizim katımızdı.
gördüğüm alevlerle çığlık atıp binaya doğru koşturdum. binanın önünde duran polisler elbette ki içeri girmeme izin vermemişlerdi.
"bırakın beni! sevgilim içerdeydi. yalvarırım bırakın!" polisler bunu yapamayacaklarını söyleyip beni binanın yanından uzaklaştırmaya çalıştılar.
ne zaman ağlamaya başladığımın bile farkında değilken yanan evimize bakarak son bir çabayla "hyunjin!" diye bağırdım.
sanki beni duyup cama çıkacakmış gibi bağırmak istedim ona.
bir taşın üstüne oturdum ve başımı ellerimin arasına aldım.
evet, kesinlikle bunlar gerçek olamazdı.
son zamanlarda çok fazla kabus görüyordum. bu da bir kabus olmalıydı. kabus olmalıydı. kabus olmak zorundaydı.
delirmek üzereydim. ellerimi saçlarıma geçirip çekiştirmeye başladım. gerçek olamazdı.
şu an gerçekten evimizin yanıyor olduğuna inanmak istemiyordum.
insanların koşarak binanın önüne toplandığını fark edince ayağa kalktım. bina önündeki kalabalığın arasından geçerek en önlere gittim.
bedeni örtülmüş, sadece kafası açık bırakılan hyunjin'i siyah ceset poşetinin içine koyuyorlardı.
"durun lütfen durun!" polisleri geçerek gittim yanına. örtüyü üstünden korkarak çektim.
yarı yanmış bedeni gözler önüne serildi. kalbinde ve karnında bulunan bıçak darbelerine takıldı gözüm.
ayrıca boynunda boydan boya kocaman bir morluk vardı. sanki biri veya bir şey tarafından boğulmuş gibi bir izdi bu.
ayrıca bedeninin bazı yanan kısımlarından iskeletini görebiliyordum.
doktorlardan biri "muhtemelen önce kendini asmış sonra da biri tarafından bıçaklanmış. elinde bu notu tutuyordu." diyerek elindeki notu amire uzattı.
"lee minho kim?" dedi amir. tutmayan bacaklarımla zorla ayağa kalkıp "benim." dedim. elindeki notu bana uzattı. "mektubu okuyana kadar ölünün bedenini götürmeyeceğiz."
akan gözyaşlarım ve titreyen kollarımla aldım notu elime. notu okumadan önce el yazısını kontrol ettim. kesinlikle hyunjin'in yazısıyla aynıydı.
bu notu yazan kişi hyunjin'di. titrek bir nefes verip korkuyla okumaya başladım notu.
"merhaba sevgilim. bu notu okuyorsan seni bırakıp gittiğimin farkındasındır demektir. özür dilerim. sana her şeyi açıklamadan önce özür dilemek istiyorum. seni tehlikeye atmamak için bunu yapmam gerekiyordu."
elimle ağzımı kapatarak kusma isteğimi bastırdım. ölü bedenini gördüğümde midem boğazıma gelmemişti ama bu notun sonunda ağlarken kusmaktan çok korkuyordum.
"sana söylemediğim için affet beni. nişanlımı seninle aldatıyordum. öğrendikten sonra seni öldürmemek için iki seçenek sundu bana. ya ona dönecektim ya da ölecektim. minho, ben o kızı hiçbir zaman sevmedim. onunla olmaktansa seninle geçirdiğim bu kısacık hayatımla ölmeyi yeğlerim."
hıçkırıklarımı bastırmadan okuyordum mektubu. ben mektubu bitirene kadar hyunjin'in bedenini alıp götürmeyeceklerini söylemişlerdi. o yüzden biraz daha rahat hissediyordum. gözüm hyunjin'in bedenine kaydı istemsizce.
notun sonunda "ayrıca zaten ölecektim sevgilim. kanserin son evresindeydim. kemoterapi görmeyi hep reddettim. eğer iyileşirsem o kızla beraber yaşamak zorunda olacağımı biliyordum. seni çok seviyorum minho. bensiz daha güzel bir hayatın olacağına eminim. benim yüzümden hep kabuslar görüyordun ama artık özgür olabilirsin. elveda, sevgiler hyunjin." yazıyordu.
notu cebime sıkıştırıp yere eğildim ve hyunjin'in bedeninin üstüne koydum kafamı. bedeninden gelen kan ve yanık kokusu herkese mide bulandırıcı geliyordu ama ben bu kokuyu unutamayacaktım.
"amirim! ölen çocuğun yemeğinde uyuşturucu tespit edilmiş." hyunjin bugün dışarıda yiyeceğini söylemişti.
belki de kendini öldürme kararını kendisi vermemişti. yemeğine konulan uyuşturucu yaptırmıştı her şeyi. hyunjin'in ölmesini istemişlerdi.
ben ise onlara izin vermiştim. dışarda yemek yemesine izin vermiştim.
iş yerine gelip beni almayı teklif etmişti ama reddetmiştim.
arayıp beni çok sevdiğini söylemişti ama ben benimle uğraştığını sandığım için suratına kapatmıştım.
hyunjin bana aşık olduğu için nişanlısıyla kavga etmiş ve muhtemelen nişanlısının sabotajı sayesinde kendisini öldürmeyi seçmişti.
benim suçumdu. hyunjin'in ölümüne ben sebep olmuştum.
yaşadığım onca şeyin yükünü kaldıramıyordum. rüyalarımda gördüğüm onca olay sadece bir rüyadan ibaret değilmiş meğerse.
ben kendi ellerimle hyunjin'i ölüme sürüklemiştim.
ayağa kalkıp hyunjin'in bedenini arkamda bırakarak kalabalığın arasından geçtim ve olay yerinden uzaklaştım.
sağıma soluma bile bakmıyordum. öylece yola atlayarak geçiyordum karşıya. ölmek istiyordum.
hyunjin'in yanına gitmek istiyordum.
beni bırakmayacağına söz vermişti. ben de onunla her yere gideceğime söz vermiştim.
yanına gitmeliydim.
hemen yanına gitmeliydim.
tekrardan buluşmalıydık.
yanına gitmem gerekiyord-
duyduğum korna sesleri kafamın içinden çıkmama sebep oldu. düşüncelerimden uzaklaşıp kafamı sağdan gelen ışığa çevirdiğimde ise her şey tekrardan silinmişti.
en son hatırladığım şey başıma üşüsen insanların ambulansı aramaktan bahsetmeleriydi. ardından göz kapaklarım ağırlaştı ve dayanamayıp kapandılar.
sanırım artık hyunjin'le tekrar kavuşabilecektik.
- - -
ozellikle belirterek gostermedim ama farkettiyseniz yasanan olaylar minho'nun ruyalarıyla baglantiliydi..
heRR neyse böylelikle ilk angst kitabımı sizlerle bitirmis bulunuyorum. umarim severek ve aglayarak (saka) okumussunuzdur.
sizlere duyguyu hissettirebildiysem taslaktaki diger angst ficleri de yazip salabilirim ki daha cok aglayin. tamam bu da sakaydi aglamayin kiyamam
evt bitti yani finisto destek oldugunuz icin cok ama cok tesekkur ederim sizin yorumlariniz benim gercek mutlulugum
duygularimi daha cok ifade edebilirim ama uzasin istemiyorum o yuzden simdilik hepinize gorusuruz diyorum umarim bir sonraki ficlerimde yine beraber oluruz
kocaman opuyorumm muaah :3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
i'm lonely bc of u ≠ hyunho
Fanfic"her gece terk ediyorsun beni kabuslarımda. günün birinde gerçekten bırakıp gidecek misin?" "daha fazla dayanamıyorum. çok üzgünüm minho." minific başlama tarihi: 09.10.2022 yayınlama tarihi: 07.11.2022 bitiş tarihi: 21.11.2022