Bölüm 3

170 15 1
                                    




"Şimdi de senin için milkshake alıyorum," Jungkook onun için cümlesini bitirdi. "Ve patates kızartması da." Sigarasının külünü çırptı. "Bana kalırsa ilk randevu için oldukça iyi." dedi göz kırparak.

"Ne- ne randevusu ?  Jimin tıkanıp kaldı, genişlemiş gözleri ve açık kalan ağzıyla Jungkook'a bakmak için döndü.

Jungkook sadece sırıttı, tekrar omuz silkerek tekrarladı "İlk randevu"

Sakin bir şekilde söylemişti, sanki bu Jimin'i eve bırakmayı teklif etmesinin tek nedeniymiş gibi- böylece ona milkshake ve kızartma alabilir sonrasında bunun ilk randevu olduğunu iddia edebilirdi. Birbirlerini tanımıyorlardı bile. Jimin  Jungkook'u sadece partide Hester'in anlattığı kadar biliyordu ve Jungkook ona henüz adını bile sormamıştı.

"Adımı bile bilmiyorsun."

"O halde söyle bana."

Jimin gözlerini kıstı ve sırtını koltuğa yasladı, ama Jungkook hiç de  özgüvenini kaybetmiş gibi görünmüyordu.Sadece orada oturmuş Jimin'i izliyordu. Jungkook'un kendisine bakma şekli gergin hissetmesine sebep oldu ve konuşurken elinde olmadan kekeledi."J- jimin ."

"Jimin " Jungkook tekrarladı, ve söyleme tarzı Jimin'in içinin titremesine sebep oldu. Yanakları kızarmıştı ve midesinde kelebekler uçuşuyor gibi hissediyordu.

"Yani beni yoldan alma sebebin bu muydu? Bir restorana getirip milkshake ve biraz kızartma ısmarlamak mı?"

"Aslına bakarsan, evet öyle." Jungkook da koltuğuna dayandı,  çok umursamaz görünüyordu, sanki dünyadaki hiçbir şeye önem vermiyor gibi. Jimin ile dışarıda birlikte olmayı önemsiyor gibi görünmüyordu, ona yemek ısmarlamak ve bunun 'ilk randevuları' olduğunu sesli söylemeyi de.

"Seni partide gördüm ve sen ilgi çekiciydin. Ama sonra seninle konuşamadan gittin. Gitmene izin verecektim, ama sonra 'neden olmasın ki?' dedim, sonuçta bir kere yaşıyoruz değil mi?"

"Beni eve götürmeyi düşünmüyordun bile değil mi?"

"Hemen değil."

Jimin hafifçe güldü, pencereden tekrar dışarı bakmak için dönerken başını salladı. Lamba ışıkları yürüyüş yolunu zar zor aydınlatıyordu.

"Bu şekilde çıkma teklif edilmez."

"Ne?" ve bu kez, Jungkook bocalamıştı.

"Kibarca sorman daha hoş olur. Eve bırakmayı teklif edip onu başka bir yere götüremezsin."

"Pekala, aslında sonrasında seni eve götürmeyi planlıyorum, durumu iyileştirecekse."

"Onun sayılacağını sanmıyorum."

Jungkook kısa süreliğine bir şey söylemedi, Jimin ona bakmak için döndü ve Jungkook'un ağzının yarım açık şekilde öylece durup ne söyleyeceğini bilemediğini gördüğünde içtenlikle gülümsedi.

"Ama bilirsin, bu iyi . Oldukça acıkmıştım zaten." Jimin omuz silkti ve Jungkook duruşunu dikleştirdi ve önceden yaptığı gibi sinsice sırıttı.

Jimin parmağıyla gözlüklerini geriye doğru itti ve eliyle masada ritim tuttu, gergin bir sessizlik ortama hakimdi.

"Söyle bana Jimin , senin hikayen ne?" Jungkook birkaç saniye sonra sordu, sigarasının kalan kısmını kül tablasına sıkıştırdı, bir kolunu koltuğun üzerine attı. Konuşması için teşvik ederek başını Jimin'e doğru eğdi. Jimin parmaklarını masaya vurmayı bıraktı ve söyleyecek bir şeyler düşünmeye çalıştı. Hikayesi olan tarzda biri değildi- sadece okula gidiyordu. Doktor olacaktı. Boktan bir dairede yaşıyordu ve partilerde kızlara dokunuyor numarası yapıyordu.

Twist and Shout | Jikook Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin