2. bölüm, Onu hâlâ tanıyamadım...

36 3 1
                                    

Aradan 20-25 dakika geçmişti hâla kasadaydım, bulunduğum kata çok fazla müşteri gelmemişti. Gelen müşterilerinin hepsi üst kata çıkmışlardı çünkü onlar buranın devamlı müşterileriydiler. Bulunduğum kata sadece bir müşteri gelmiş o da bir çay ve 2 poğaça isteyip 10 dakika sonra kalkmıştı. Bu katta sadece 5 müşteri vardı onlarda kızıl saçlı gildi (evet o 5 li gruba bundan sonra böyle diyecektim.)

Bana tanıdık gelen kişi, beni azarlyan kişinin biraz sağında kalıyordu, buradan bakılınca sağ profili gözüküyordu onu biraz inceledim, bana nerden tanıdık gelmişti anlayamamıştım. Onu incelerken bi an bana doğru baktı, sanki onu izlediğimi anlamıştı, 1-2 saniye birbirimize baktık, o da benim gibi sanki beni tanıyordu da nerden tanıdığını o da benim gibi anlayamamış gibiydi.

Cebimde titreşen telefonla, ona bakmayı kestim, arka cebimden telefonu alıp telefona baktım, annem arıyordu.
-Alo, efendim anne
-Alo kızım nasılsın, napıyosun
-İyiyim anne, napıyım bildiğin gibi çalışıyorum sen napıyosun
-Bende aynı kızım napıyım, bugün işten erken çıkıcam onu haber vereyim dedim.
-Niye, birşeyi mi oldu?
-yok, yok birşey olmadı, teyzenler akşam bize gelicekmiş, gidim de evi toplıyayım dedim
-Hangi teyzemgil gelecek' hem sen nasıl bu saate işten izin aldın
-Nevin teyzengil gelecek, 2 haftadır izin kullanmadım kızım unuttun mu, bugünde yarın içinde izin aldım çıkıcam birazdan
-Tamam anne, benim kapatmam lazım hadi görüşürüz, teyzem gile selam söyle. diyip kapattım.

Çünkü, bana tanıdık gelen kişi hızlı adımlarla buraya doğru geliyordu.
"Pardon, bizim hesap kaç tl tuttu?" dedi. Hesabı sormasını beklemiyodum, aslında evet çocukta zengin havası vardı ama sadece çay içip, bütün hesabı ödemeye gelmesi beni şaşırtmıştı. Bilgisayar'a bakıp
"108 tl" dedim, cebinden 140 tl çıkarıp bana uzattı parayı alıp, para üstünü ona uzattım. Para üstünü alıp rafın üstünde duran bahşiş kutusuna attı, bu hareketi yüzümü buruşturmama neden oldu, aslında hemen hemen buradaki bütün müşteriler, hesabı ödedikten sonra bahşiş kutusuna, para atarlardı onun atması neden garibime gitmişti anlıyamadım.

Tam arkasını dönüp gidecekken, bi anda bana doğru döndü, yüzünde bir belirsizlik ifadesi vardı, bana biraz baktıktan sonra, "Yanlış anlamassanız size birşey sorabilirmiyim?" "tabikide"dedim. "Bana biyerden tanıdık geliyorsunuz, sizinle aynı ortamda bulunma veya hiç konuşmuş olma ihtimalimiz varmı?" tam tahmin ettiğim gibi bir sorudyu. "Bilmiyorum ama sizde bana tanıdık geliyorsunuz" dedim.

Tam ağzını açıp bana birşey söyliyecekken, oturdukları masadan bu tarafa doğru bir ses geldi "Ekin hadi gidiyoruz, şu an asılmanın zamanı değil" dedi, yılan dövmeli çocuk, içimden sessizce güldüm, bir yandanda sinirlendim çünkü laf aynı zamanda bana söylenmişti. Arkasını dönüp "Tamam, siz gidin geliyorum" dedi, ve bana dönerek "Umarım bir daha ki görüşmemizde tanışabiliriz ve birbirimizi hatırlarız" dedi, son söylediği kelimeyi hafif gülerek söyledi, bana elini uzatarak"Ben Ekin"
elini sıkarak "Ben de İpek" dedim. "Memnun oldum, kolay gelsin" diyip arkasını dönerek gitti. Arkasından bakarken sessizce, kolaysa başına gelsin zengin züppe dedim. Bir dahaki görüşmemizde tanışcakmışız sen bi daha o arkadaşlarınla gelirsen pek tanışamayız canım dedim keni kendime.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Nov 11, 2022 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Güneş doğarken yanımda olHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin