2.bölüm

121 34 16
                                    


Multimedya: Alp GÜLTEKİN ve Marya TANRISEVER.

5 yıl önce 17.06.2011

'' Marya'yı gören oldu mu?' diye bağırıyordum.Ama kimse Marya'yı görmemişti.Marya nerdesin be güzelim.

En son aklıma gelen eve bakmak olmuştu.

Marya kıyafet değiştirmek için yukarı çıkmıştır .Çünkü bugün Marya'nın doğum günü ve üzerindeki dar elbise onu sürekli rahatsız ediyordu.

İçerideki odalara bakmaya başladım.Biraz daha alt kata baktıktan sonra üst kata çıktım.Odalardan birinden inleme sesleri geliyordu.Seslerin geldiği odanın kapısını sessiz bir şekilde açıp içeri baktım.Keşke bakmasaymışım.İçerde Marya bizden 5 yaş büyük,bizim okulun az çok bildiğim kadarıyla en popüler 2 çocuğuyla birlikte oluyordu.İşte şimdi gerçek anlamda Marya' dan tiksindim.Çünkü biz daha 6.sınıftaydık ve benim abi dediklerime bekaretini vermişti.Başka bir kız olsa neyse der geçerdim ama bu Marya'ydı benim tek dostum,tek arkadaşımdı.Ben babama söz vermiştim düzgün arkadaşlıklar kurucam her zaman diye.Şimdi ne yapıcaktım? Ne yapabilirdim ki?

------Olaydan 1 hafta sonra------
Kapının zili ile ayağa kalktım.1 hafta evden hiç dışarı çıkmamıştım.Aslında Marya ile barışırdım -yalan asla barışmazdım -beni kapıda görüp o iğrenç cümleyi kullanmasıydı.

" Ahh...Marya sende gelsene hadi"

İşte o zaman bitmişti,bitirmiştim arkadaşlığımızı.Bana öyle dememesi gerekiyordu. Ama işte laf ağızdan bir kere çıkar.Marya benim dostumdu ama asla sırlarımı söylemezdim.Çünkü her zaman ata sözlerine inanırdım.

' Sırrını söyleme dostuna,Dostun söyler dostuna.'

Marya'nında tek dostu ben değildim.Marya'nın benden daha değerli dostu İlayda vardı.Nedense anlatıcağım her şeyi İlayda'ya anlatacak gibi hissediyorum.Marya dostum desemde annemin sözleri yüzünden hiçbir zaman güvenemedim.Annem bana her zaman 'Kızım onlar senin gibi değil,zenginlikleri ile bir gün herkesi ezmeye başlayacaklar.Güvenme onlara'demişti.

Paytak paytak yürüyüp kapıyı açtığımda karşımda bana pislikmişim gibi bakan Marya'yı beklemiyordum.Beni kenara itip içeri geçti.
"Elçin kusura bak ama fakirlikten evinizede mi bakamıyosunuz.Ailen nerden bu kadar çok para bulupta seni İstanbul'un en pahalı okuluna gönderebiliyor daha anlamadım."dedi
Bu dedikleri kalbimi çok acıttı işte.-Annem zamanında ne kadar doğru bir şey söylemiş.-Ne oldu da Marya kısa sürede bu kadar değişti.

Keşke zamanında babamı dinleseymişim. Bundan sonra oyunlarla yaşamak yok.Gerçek ailemin yanında yaşamanın vakti geldi.Ama ben zenginlikten hoşlanmam ki nasıl onların yanında yaşayabilicem.

Okula başlamadan önce ne kadar çok ağlamıştım "ben zengin gibi gözükmek istemiyorum." diye. O zamanlar zenginim, dışlanırım diye düşünmüştüm.Gerçek dostluk kuramam.Hepsi para için arkadaşım olurlar sanmıştım. Daha sonra anladımki burada ezikler dışlanıyordu.
Bunları anlamama rağmen ben yinede zengin olduğumu belli etmek istemedim.Marya var nasıl olsa diyordum.Şimdi kimim var.Koca bir HİÇ.

"Ve şimdi bir daha Marya ile arkadaş olmamaya yemin ediyorum Sevgili Günlük..."

------Şimdiki Zaman------

Kenarda hâla öylece durmuş Marya ile Alp' in arkasından bakıyordum.Okulda ki herkes beni hâla fakir sanıyordu.

Ben yalnızlıkla mutluyum.Gereksiz insanlar istemiyorum çevremde ve en iyi yol bu oyunu devam ettirmek.Tek bir farkla.Öncede yalancı bir ailenin yanında yaşıyordum şimdi ise ailemin yanında yaşıyorum.Ailemgilin yanında yaşasamda annem ve babamın arkadaşları,tanıdıkları onların sadece bir kızları olduğunu biliyorlar.Kızlarının kim olduğunu nasıl birisi olduğunu değil.Ama suç onlarda değil tamamen bende.

Alp ve Marya'yı umursamamaya çalışarak sınıfıma çıktım.Moralim bozulmuştu. Ama Raki ile Sercan düzeltirdi eminim.
Koşarak sınıfta laf dalaşına giren Rukiye ile Sercan'nın yanına gittim.Ne kadar birbirlerini çok sevselerde hep böyleler.

'Raki gel kızım yanıma' diye bağırmamla Rukiye'nin saçıma yapışması bir oldu.Aha şimdi edecek ağzıma.

Saçlarım hâla elindeyken "Ne dedin sen bir daha desene."diye bağırdı.Bizimkide kulak be Raki'm.
Sercana "Yardım etsene!" diye bağırdığımda daha çok gülmeye başladı.
En sonunda Sercan gelip "Raki dursana altı gözüküyor." dedi.Off niye şimdi böyle dedi ve ben neden böyle şeylerde bile hemen kızarıyorsam.

Son ders bitmişti.Bende aşağı bahçeye indim.Araz abim beni bekliyordu. (Şimdi diceksiniz bu şoför,araba ne ayak?) Araz abimi gerçek abim sanıyorlar.Zaten o da bu oyunu bildiği için lüks bir araba ile değil düşük model bir arabayla geliyordu.

"Araz abiş hadi gidelim." dedim ve direk kendimi arabaya bıraktım.

Eve gittiğimde annemler benimle acilen bir şeyler konuşmak istediklerini söylediler.Ne olmuştu acaba?
Üzerimi değiştirdim ve aşağı indim.Oturma odasında beni bekliyorlardı.

"Otur şöyle Elçin" babamın gösterdiği koltuğa hemen yayılarak oturdum. Gene ne saçmalicaklardı acaba.

"Benimle konuşmak istediğiniz acil konu ne" dedim.
"Artık bizim kızımız olduğunu açıklamanı istiyoruz Elçin."dedi annem sert çıkan sesiyle ama bakışları yalvarır gibiydi.İlk defa böyle bakıyordu annem.

Çok şaşırmıştım hayatım boyunca istediğimi yapmama izin veren ailem şimdi bu saçma fikri nerden çıkardılar Allah bilir.

"Neden."dedim."Neden böyle bişey istiyorsunuz."
"Çünkü okulda seni ezikliyorlar bitanem ve biz bunu istemiyoruz." dedi babam.

"Hayır!"diye bağırdım. Babamın "Sen istedin ufaklık." diye bağırmasıyla boku yediğimin garantisi verildi.

Sessizliğe GömülHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin