10.bölüm

249 38 12
                                    

Gelen ciddi askerle birlikte kaşları çatılırken,yataktan çıkan gıcırtı ile adamın bakışları o yöne döndü.
"Yalnız siz olacak şekilde."
"Saat çok geç olmadı mı?"
"Kral Kim nasıl emrederse."
Adamın dişlerini sıkarak konuşması vitayı sinirlendirsede arkasındaki çocuğa sakince döndü.

"Geliyorum hemen,beni merak etme uyu."
"Dikkat et kendine ve feromonlarına."
Bir şey diyemeden kapının kenarında kendisine sinirle bakan askerle göz göze gelirken kendi kendine mırıldanarak odadan dışarı çıktı.
"Ne istiyormuş bakalım."

***

Askerin arkasından yürürken ellerini pantolonuna sürttü.Aceleyle çıktığı için kolsuz kısa tişörtünün üzerine ceketini alamamıştı ve geceleri krallık olduğundan çok daha soğuk oluyordu.

Kralın kendisini neden çağırdığını tam olarak bilmese de ruh eşi olmaları hakkında konuşacaklarını biliyordu.Hatta neredeyse emindi çünkü kralın bu olaya olumsuz baktığını düşünmüyordu.Kendisinin aksine.

Başından beri tek olmaya adamıştı kendini,sadece omegalara sahip çıkmak ve artık daha fazla edilmelerini engellemek istiyordu.Lakin şimdi en beklemediği zamanda ruh eşini bulması ve bunun ülkenin kralı olması biraz tuhaf geliyordu.

Ayrıca ya diğer krallıktaki krallar gibi ruh eşini bulmasına rağmen haremindeki omegalar ile sabahlayan biriyse ya da kral olmaya layık olmayan biriyse.Her şeyden önce adamı tanımıyordu üstelik kendisini öpmüştü ve bu kesinlikle deltaya olan karşıt düşüncelerini arttırıyordu.

Gecenin bir yarısı ayağına çağrılmanın siniri de üzerindeyken adımlarını hızlandırarak önündeki askeri geçti ve adama bakmadan kralın kapısında durdu.
"Yeterli ben hallederim."

Tekrar bir cevap beklememiş bu aralar çalkantılı sinirlerine hakim olmaya çalışarak kapıyı açmıştı.Normalde bir kralın odasına destursuz girilemeyeceğinin farkındaydı lakin düşünmek istemiyordu.

Perdeleri açık ve camın bir kısmı acık olduğundan tam karanlık olmayan odada ne bir mum ne de herhangi bir ışık göremese de aldığı kokulardan güzel bir tütsü yakılmış olduğunun farkındaydı.İlk defa girdiği odayı ışıkta incelemek istesede şu an bunu nasıl yapacağı hakkında bir fikri yoktu.

Aldığı yoğun feromonlar burnunu sızlatsa da bozuntuya vermeyerek birkaç adım daha attı ve odaya girdi.Arkasından örttüğü ağır kapının kapanma sesine rağmen hala içeriden bir hareket almamış olması garibine gitse de omzunu silkeleyerek biraz daha ilerlemesine sebep oldu.

Her ne kadar ay ışıklarının büyüleyici parçaları odaya düşse de,loş bile yapmamıştı odayı ve Jungkook henüz mühürlenmemiş ayrıca kızgınlığa girmemiş bir kurttu.Velhasıl kelam Kürt özellikleri çok da gelişmemişti.

Kral Kim'in aksine.

Öylesine nereye gittiğini bilmeden pencereye doğru yürüyen vita,bacağını çarptığı tahta ile homurdanarak ayağını tuttu.Bu adamın lanet yatağı neden buradaydı ve niye bu kadar büyüktü.

Kendi kendine söylenmeleri sinirini daha da arttırırken dışından sesli bir sabır çekti.
"Tanrım,ben kimlerle uğraşıyorum.Şeytan diyor sık yumruğunu."
Kafasını sağa sola sallayarak kalan son birkaç adımla pencereye vardığında camı biraz daha aralayarak etrafın aydınlanacağını düşündü.

Hiçbir fark olmadığını görmesiyle tekrar sıkıntılı bir iç çekmiş ardından tam da sarayın bahçesini gören cama gözü kaymıştı.

Tam da kralın kendisini öptüğü yere.

Little Burglar | TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin