9.bölüm

247 43 11
                                    

"Haklısın,neden yapasın ki."
Nefesini çocuğun saçlarına üfleyip geri çekilirken,üzerindeki işlemeli hanboku düzelterek yarım ağız sırıttığı ifadesiyle arkasını döndü.
"Sen en iyi kral Jung'a ruh eşinden falan bahset,değil mi?"
Çocuğun bir şey demesini beklemeden ilerlerken Jungkook yutkundu.

Her şeyi duymuştu

Kralın kendisine yaptığı imaları,sözcükleri ve kendisinin rahatsız olup bir ruh eşi olduğunu söylemesi.

***

Kral Hoseok'un kendisine olan imalarını duyması bir nebze rahatsız etmişti vitayı,lakin ruh eşinden bahsetmesini öylesine yaptığının kendi de farkındaydı ve umduğu üzere kral da.

Henüz yolu bulamadığı tuhaf koridorda dururken,sıcaktan ve heyecandan hafif terlemiş yanaklarına dokunurken,gözüne dökülen uzun saçlarını geriye attı.Buradan ayrılmak için ihtiyacı olan tek şey sanırım kralın gittiği taraftan gitmekti.

Siyah kalın taban botları buraya ait olmadığını bağırsada bunu umursamayarak büyük adımlarla bir kere geçtiğini hatırladığı koridordan ilerledi.Tabloları izlemek hoşuna gidiyordu ayrıca birkaç kitaplık görmüştü acaba izin isteseydi kullanmasına izin verilir miydi?

Nefesini sertçe vererek yürümeye devam ederken damarlarındaki tuhaf hissiyatlardan ötürü tek isteği Jimin'i bulup olan biten her şeyi anlatmaktı.Özellikle bir Vita oluşu ve Kral Hoseok'un kendisine alelâde farklı bir arkadaşlık teklifinde bulunmasıydı.

Dumanlı zihni kendisine kızmasına sebep oldu bir an,saraya neden gelmişti ve neler düşünüyordu.En kısa zamanda köyüne de gitmeliydi.Neler yapıyodu kim bilir hepsi.

Loş koridorda yürümeye devam ederken karşısına çıkan dönemeci kendini durduramayarak döndü lakin çarptığı beden biraz irkmişti bedenini.Nasıl duymamıştı adım seslerini zihni o kadar mı doluydu?

Kalçasının üzerine düşerken acısan ses çıkarmamak için dişlerini dudaklarına geçirdi.Karşısındaki neden durmamıltı.Henüz kafasını kaldırmadan durmaya devam ederken kendisiyle birlikte düşen pembe ve mavi hanbok giymiş kişi de hızlıca yerinden kalkmıştı.

Ellerinden yardım alarak doğruldu ve deri pantolonuna ister istemez bulaşan tozu silkeledi.Burayı temizlemeyi unutmuşlardı sanırım.İşi bittiğinde hala bir şey demeden duran ve başında bekleyen kokusu omega olduğunu bağıran bedene dönerken ikisinin de sinirli olduğunu anlamak zor değildi.

Min Deokhye.

Saray'a geldiğinden beri birkaç defa gördüğü,enerjilerinin asla uyuşmayacağını düşündüğü ve kesinlikle bu karanlık koridorda ne yaptığını anlamadığı prenses.

Ve duyduğu kadarıyla Deltaya takıntılı bir gecmişi vardı.

Vitasının ister istemez sahiplenici iç güdüsü de araya girdiğinde şu an kendisine kolları bağlı bir biçimde dik dik bakan kızı bir çimdik sevdiği söylenemezdi Jungkook'un.

"Önüne bak omega,karşında kim olacağını bilemezsin bu yüzden önüne bak."
Kadının sert çıkarmaya çalıştığı ve yükselttiği sesi Jungkook'u rahatsız ederken bir adım geri çekildi,yakın temastan hoşlanmamıştı.

"Haklısınız,umarım ki herkes verdiği tavsiyelere uyar."
"Ne dedin,bana mı laf çarptın sen?"
"Ne münasebet,siz yanlış anlamışsınızdır? Lakin burada ne işiniz olduğunu da merak etmiyor değilim."
Konuyu kapatıp daha fazla bir muhabbete girmemek için merak ettiği şeyi sorarken oldukça içi rahattı.

Kaşları anbean çatılan kadın yutkunarak bakışlarını kaçırdı.
"Seni ne alakadar eder? Buraya hizmetçi olarak geldin ve öyle kalacaksın.Bu arada ufaklık gözüme batıyorsun seni şifa hane dışında bir yerde hah özellikle kralın yanında görmeyeyim."

Little Burglar | TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin