4.bölüm

321 51 26
                                    

Sabahın ilk ışıkları daha birçok kişinin yüzüne vurmamışken,gözüne girmesin diye elini siper etti beyaz tenli beden,kesinlikle bunu neden yaptığını içten içe sorguluyor sonundaysa liderlik özelliği baskın gelip ormandaki yoluna yanında sırdaşı ile devam ediyordu.

Park Jimin.

Jungkook'un en yakın iki arkadaşından biri,omega kaçakçılarının elinden beraber kurtulduğu yandaşı.

Yaklaşık 10 yıl kadar önce ailesinin ölümüyle yıkılan Jungkook,akrabaları tarafından da istenmeyince sokakta kalmış,o zamanlar şimdikinden de kötü eşitsizlik ve kaçakçılığın hedefi olmaktan geri duramamıştı.

12 yaşında,birkaç iri bedenin elinde çırpınan anıları doldu tekrar aklına,sertçe yutkundu.Bir at arabasında birkaç küçük omega ile samanların arasında otururken yanındaki kendinden yaşca büyük lakin vücutca küçük olan bedenle kaynaşmış,onu da ikna ederek ufak bir plan yapmışlardı.

Birkaç dakika içerinde atladıkları yükseklikten dizlerine aldıkları ufak yaralarla kaçmış,iki ufak elin birbirini bırakmadan bilmedikleri bir yoldan ilerlemesi ile güçlenmişti saatler önce başlayan dostlukları.

Ah tabii sonradan Jin ve annesiyle tanışmışlar,onlara kucak açan iki insanla birlikte ölen kocasından kalmış eski ve ufak evde yaşamışlar,Bayan Kim'in önderliğinde birkaç yıl aynı yastığa baş koymuşlardı.Elbette her mutlu şeyin bir sonu vardı,bu da..

Bayan Kim ölene dek sürmüştü.

Evdeki tek alfanında ölmesiyle üç genç beden köyde istenmemiş,evlerine el konulmak istenmişti.Her ne kadar Jeongguk'a göre inat edip kalmaları gerekse de artık iş çığırından çıkmış eski kralın da ülkedeki iç karışıklıklardan çok yeni topraklar kazanmaya çalışması hiç yardımlarına dokunmamıştı.

Ellerindeki ufak torbalarla buldukları ormanın güzel yerine taşınmış,orada hayatlarını sürdürmeye çalışmışlardı.Tabii ölmeden ya da tecavüz edilmeden kurtardıkları omega ve birkaç betayla.

"Saraydan Jungkook'a,beni duyabiliyor musun? Yine nereye daldın?"
Tombul ve ufak elini gözüne doğru sallayan çocuğa dönerek gülümsedi.Her zaman pozitif olmayı nasılda güzel başarıyordu.
"İyiyim,ilk tanıştığımız zamanlar geldi aklıma."
"Tanrım Jungkook,benden küçük olup boyunun daha uzun olması bana çok koyuyordu gıcık oluyordum sana."
"Hala öyle Jimin."

Sınırlı gibi gözükmeye çalışan bedenden,omzuna aldığı ufak darbeyle gülerek çocuğu göğsüne çekmiş saçlarını karıştırırken yürümeye devam etmişti.
"Mhm çok güzel kokuyorsun,tatlı ve bir omegadan beklenilmeyecek şekilde sert birkaç silik koku."
Arkadaşının kokusuna hayranlığını biliyordu ve her seferinde aldığı iltifatlarla keşke feromonlarımı koklayabilseydim demeden edemiyordu.

"Kan,vahşet kokusu o.Abartma."
Omzundaki bedenin göz devirdiğine emin olsa da yürümeye devam etmemiş yüzünde ki silik gülümsemeyle tatlı kokuyu soluyup durmuştu.
"Hayır,kook.Sen de alsaydın bu kokuyu,anlardın ne dediğimi."
"Abartma,bildiğin omega kokusu.Ah hadi gel köye geldik."
Elinden çekiştirerek tezgahlara götürdüğü arkadaşıyla ikisi de susmak zorunda kaldı.

"Lara,doğum yapacaktı.Şu otlardan almamız lazım giderken."
Jungkook'un sıkıntılı sesiyle kıkırdayan Jimin,otların satıldığı tezgaha yaklaşıp cilveli bir şekilde satıcı alfaya gülümsedi.
Ne yapmaya çalıştığını bilen çocuk ellerini belinde bağlayarak duvara yaslandı ve arkadaşını izlemeye devam etti.

Biraz feromon,omuza yapılan birkaç ufak dokunuş ve kendinden geçen adam.Bir eli adamdayken diğer eli birkaç otu cebine doldurmuş,adama göz kırpıp bir şeyler mırıldanarak koşar adım Jungkook'un yanına dönmüştü.

Little Burglar | TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin