tw: kan, bogulma, intihar
sunghoon, ona gelmemesini istediğini açık ve net şekilde belirtmiş olmasına rağmen heeseung'ın evine habersiz gitmişti. kapıyı çaldığında ise aldığı ilk cevap heeseung'in şu an işi olduğu, daha sonra gelip gelemeyeceğiydi.
"uzaktan geldiğimin farkındasın değil mi?"
"evet, ama işim var şuan."
"iyi bitirirsin?"
"gelme demiştim."
"e geldim artık."
"sinirlerimi bozuyorsun gerçekten."
"özür, girebilir miyim yoksa kapıyı açmadan burada donarak ölmemi falan mı bekleyeceksin?"
"gitmeyeceksin, değil mi?"
"o kadar yol gelmişim hayatta gitmem."
"biraz bekle o zaman."
ve sunghoon bekledi, yaklaşık olarak bir saat ara ara kapıyı çalarak. heeseung bir saatin sonunda ancak kapıyı açmaya tenezzül etmişti.
"beni ölüme terk ettiğini falan düşünmeye başlamıştım."
"etraf dağınıktı topladım işte."
"dağınıklığa laf etmezdim."
"görmeni istemedim."
"tamam. tuvalete gitmem lazım."
"benim odamdakine git, aradaki arızalı çalışmıyor."
"nasıl çalışmıyor?"
"bildiğin. bozuk."
"iyi tamam."
sunghoon koridordan geçerek heeseung'in odasına giderken ister istemez artan mide bulantısıyla kusma arzusunu zor dindirmişti. koridor evin diğer yerlerinden daha korkunç bir şekilde çürük kokuyordu. kanalizasyon boruları patlamıştır, diye düşündü sunghoon. aklına yatan tek mantıklı açıklaması buydu.
tuvalette işini gördükten sonra oturmak için heeseung'in yanına döndü. heeseung hayatında hiç hissetmediği kadar gergindi. sinirli değildi, gergindi. yakalanmak onu germişti. bilmesini en istemediği, tek istemediği, kişinin fark edebileceği bir durumda bulunmak onu germişti. gerginliğinden ayağını yere vuruyor, ritimli bir şekilde yaptığının farkına bile varmıyordu. kendisini en çok rahatsız eden hareketi yaptığını fark edemeyecek kadar stresliydi.
"ayağını yere vuruyorsun."
"efendim?"
"bana yapma demiştin, ayaklarımı yere vurmamın rahatsız edici olduğunu falan söylemiştin. şimdi sen yapıyorsun da, şaşırdım."
"dalmışım herhalde, fark etmedim."
"tuhaf. tuvaletin sadece bozuk olduğuna emin misin? korkunç kokuyor."
"evet, bozuk. borularda bir sıkıntı varmış."
"tesisatçı çağırdın mı?"
"evet."
"ne zaman onaracaklar?"
"bilmem."
"tuhaf birisin heeseung."
"sağol."
"ee, yiyecek bir şey var mı?"
"getireyim."
"yardım ister misin?"
"hayır. otur sen."
"tamam."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
✓ neurasthénie ⌗ heeseung × sunghoon
Fanfictionkorku; tehlike, acı veya zarar tehdidinin neden olduğu hoş olmayan bir duygudur. [angst, story] ©jadedstilll - 2022 !!, psychological disorder, abuse, homicide, suicide