!! tw: taciz, kan
"o yaz sırtım ağrımamıştı. ya da diğer ağrıların acısından sırtımı hissetmemiştim. bilemiyorum. ev sahibi taciz etti beni. o yaz boyunca. kimseye söylemememi söyledi ama yine de babama söylemiştim. canımın acıdığını ve eve dönmek istediğimi. ama bunu söylediğimde babam saçmaladığımı söyledi. inanmamıştı. o yüzden anneme anlatmaktan çekindim, o da inanmaz diye düşündüm, anlatsam inanır mıydı? bilmiyorum. sanırım hiç de öğrenemiyeceğim. babam o şekilde saçmaladığımı söyledikten sonra dövdü beni. zaten canım yanıyordu. üzerine bir de dayak yemiştim. her neyse, bu iğrenç şeye 3 ay katlanmak zorunda kaldım. 3 ay... bana ömür boyu gibi gelmişti. nasıl delirmedim bilmiyorum. buna nasıl dayanmışım aklım almıyor şimdi... evet bu kadar sanırım, bir şey diyecek misiniz?" diye sordum psikoloğuma büyük bir soğukkanlılıkla anlattığım taciz hikayemden sonra.
sakince anlattığım için şaşırmış gibiydi. sakin değildim. yumruklarımı öyle çok sıkmıştım ki, sanırım sağ avcumun içi kanıyordu. ağlamamak için ise kendimi kasmıştım. düşününce bile o küçük, 7 yaşındaki çaresiz çocuk oluveriyor, aptal gibi saatlerce ağlayabiliyordum. bu sefer kendimi gerçekten çok kasmıştım.
"su iç" dedi bana sadece. gözlerimi açıp ona baktım. "su iç heeseung, kendini çok sıkıyorsun." dedi. okulunu boşa okumamıştı sanırım. kalkıp bana su doldurdu. ben bardağı alıp su içerken peçete getirdi. "elini kanatmışsın, yıkayıp temizlemek daha iyi olur belki.." dedi. gerek duymadım. peçeteyi aldım ve avcuma bastırdım. acımıştı ama ne yapabilirdim ki?
"sonra ne oldu heeseung? hiç bir şey fark etmedi mi ailen."
"hayır. yaz bitti ve evimize döndük. kimse benim ne halde olduğumu fark etmedi. okula gittiğimde insanlar bana dokunduğunda ya da kazayla temas ettiğinde elim ayağım titremeye başlamıştı. kriz falan geçiriyordum. annem neyim olduğunu onu okula çağırdıklarında sordu. o zamana kadar bir sorunum olduğunu bile fark etmemişti. o yüzden ben de ona bilmediğimi söyledim. neyim olduğunu bilmiyordum dedim. öyle işte. sonra psikiyatrist ve bir kaç doktora gittik. nevrasteni teşhisi koydular. insanların davranışlarını sinir bozukluğum yüzünden yanlış yorumladığımı söylediler... öyle işte." dedim. sonra gelip bana sarıldı ve özür diledi.
sanki annem ve babam adına, bana zarar veren herkesin adına özür diliyor gibiydi. kendimi yeterince tutmuştum o yüzden göz yaşlarımı bıraktım. seansımın süresi bitene kadar öyle ağladım. sonrasında ilaçlar hakkında biraz konuştuk ve odadan çıktım.
çocuk, ayaklarını yere vuruyordu. dik dik ona bakmaya başladım, bana döndü ve ayaklarını durdurdu. bir süre öylece bakıştık. "park sunghoon içeri gelebilirsiniz." dedi görevli kadın biraz sonra, ve çocuk ayağa kalktı.
sunghoon, park sunghoon... ismi bile güzeldi. hatta o isim başka hiç kimseye yakışmayacak gibiydi. yanımdan geçerek psikoloğun odasına girdi. ben de haftaya aynı gün aynı saat için randevumu alarak çıktım. rahatlamış mıydım? bilemiyorum. ama sanırım daha iyiyim.
_______
03.05.22
hoptirileyley tritriheyhey!! arkadaslar sinir krizi gecirerek yaziyorum bu fici
![](https://img.wattpad.com/cover/309414258-288-k240314.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
✓ neurasthénie ⌗ heeseung × sunghoon
Fanfickorku; tehlike, acı veya zarar tehdidinin neden olduğu hoş olmayan bir duygudur. [angst, story] ©jadedstilll - 2022 !!, psychological disorder, abuse, homicide, suicide