heeseung çoğu insanın aksine beni hiç rahatsız hissettirmiyordu. diğer insanlarla kıyaslarsanız oldukça tuhaf ve korkutucu bir kişiliği vardı. bazı davranışlarının nedenini çözememiştim ama ben de bir o kadar tuhaf değil miydim sonuçta... tuhaflığı ve korkutucu davranışları bir kenara bırakıldığında heeseung oldukça yakışıklı, dikkat çekici biriydi. nedensiz bir şekilde ilk görüşümden beri onu tekrar ve tekrar görmeye devam etmek istiyordum.
anneme biri ile konuştuğumu söylediğimde biraz sevinmiş, onunla nerede tanıştığımı duyunca biraz da somurtmuştu. psikolojimin daha çok bozulacağından korktuğunu söylediğinde ona güldüm. nevrasteni midir nedir, ne olduğunu araştırmamı söylediğinde üşendiğimden bakmamıştım. çıkışta da o kendisi açıklamıştı zaten ne olduğunu. annem her ne ise daha detaylı öğrenmemi istedi. annemi üzmeyi sevmediğimden dediğini yaparak internette arattım.
"nevrasteni, ilk olarak en azından 1829 gibi erken bir tarihte sinirlerin mekanik zayıflığı için kullanılan ve nörolog george miller beard'ın 1869'da bu kavramı yeniden tanıtmasından sonra, on dokuzuncu yüzyılın sonlarında ve yirminci yüzyılın başlarında kuzey amerika'da önemli bir tanı haline gelen bir terimdir.
"psikopatolojik bir terim olarak, nevrasteni üzerine ilk yayın yapan 1869'da kalamazoo akıl hastanesinden michiganlı psikiyatrist e. h. van deusen'di, birkaç ay sonra yine 1869'da new york'lu nörolog george beard tarafından yorgunluk, anksiyete, baş ağrısı, kalp çarpıntısı, yüksek tansiyon, nevralji ve depresif ruh hali semptomları olan bir durumu belirtmek için yayınlandı."
bir kaç satır daha okuduktan sonra heeseung'ın davranışlarının hastalıkla alakalı bilgilere uyuştuğunu gördüm. hastalığın ismini uzunca tekrar tekrar okuduktan sonra bir yerden tanıdık geldiğini hatırlamamla nereden tanıdık geldiği üzerine bir buçuk ya da iki saat kadar ciddi ciddi düşündüm. sonrasında ise izlediğim bir dizide duyduğumu hatırladım. (bkz. netflix'ten juvenile justice "suça itilen çocuklar" 1. ve 2. bölüm)
heeseung ile daha sık dışarı çıkıyorduk, aslında ben dışarı çıkmayı çok sevmiyordum. o da bayılıyor gibi görünmüyordu. ama dışarıda olmazsa buluşabileceğimiz bir yer yoktu.
psikolog randevum için evden çıktığımda heeseung ile konuşmaya başladığımdan beri insanların davranışlarını o kadar umursamadığımı fark etmiştim. psikolog gelmese bile heeseung sanırım bana iyi geliyordu.
psikoloğun kliniğine normalde gittiğimden biraz geç gittiğim için heeseung çoktan içeri girmişti. merak ediyordum, onu bu hale getiren tetikleyicileri, acaba nelerdi...
_______
16.08.22gittikce bok yoluna saracak arkadaslar tesekkurler iyi gunler
ŞİMDİ OKUDUĞUN
✓ neurasthénie ⌗ heeseung × sunghoon
Fanfickorku; tehlike, acı veya zarar tehdidinin neden olduğu hoş olmayan bir duygudur. [angst, story] ©jadedstilll - 2022 !!, psychological disorder, abuse, homicide, suicide