Aaron bıkkın bir şekilde cep telefonunu kenardaki masaya bıraktı, ardından bir kral gibi yayıldığı yatağından tembelce kalkmaya yeltendi.
Aslında bugünkü planları biraz daha farklıydı, akşama kadar uyumayı falan düşünüyordu fakat Cloud buna maalesef ki YİNE ve YİNE engel olmuştu. Her seferinde olduğu gibi...hiç şaşırtmaz.
Huysuzca ayaklanıp banyoya doğru yürüdüğü sırada, iyice ayılmak için birkaç esneme hareketi yaptı.
Bu cadılar bayramı saçmalığı da neydi cidden? Bundan zaten yeterince nefret ediyordu, bir de üstüne kampüs partisi çıkıvermişti. Okul her yıl aynı şeyi yapmaktan asla bıkmıyordu.
Aaron aklına gelen çılgın parti şeyleriyle yüzünü ekşiterek aynaya baktı. Ciddi anlamda kalabalık ortamlardan tiksiniyordu, ayrıca bu durum onu oldukça geriyordu. İnsanlarla sosyalleşmek hiç ona göre değildi.
Düşüncelere dalmamak için hızlıca yüzüne art arda su çarptı ve kafasını sağ-sola sallayarak kendisine gelmeye çalıştı. Bu sabah duş aldığı için tamamen temizdi, o yüzden parti zamanına kadar yapması gereken tek şey üstünü hazırlamaktı, ama giyecek bir şeyi olduğunu sanmıyordu...
Yüzüne tuttuğu havluyu umurunda değilmiş gibi çamaşır makinesinin üstüne atarken, tekrar odasına yöneldi. Ardından çokta büyük olmayan gardırobunu açarak içeriye göz attı. Ancak bir sürü basic t-shirt ve kot pantolonlar dışında hiçbir şey görünmüyordu.
Aralarında parlak yeşil rengi sayesinde göze çarpan tek kıyafetini eline aldı, "Bu da ne..?" diye sorguladı kendi kendine. Böyle bir kıyafete sahip olduğunu hatırlamıyordu, ta ki bunun bir kostüm olduğunu anlayana kadar. "Ugh...Belle! Cidden mi?"
Aaron derin bir iç çekerek alnını ovuşturdu ve arkadaşı Belle'in onun için özellikle diktiği Ben Drowned kostümüne baktı. Yani tahminince öyle olmalıydı, yoksa neden kıyafetin cebine bir şişe sahte kan yerleştirsin ki? Hem bu yüzden mi vücut ölçülerini almıştı? Gerçekten bir elf mi olacaktı? Ne utanç ama...
"Bunu giyersem daha çok Peter Pan'e benzeyecekmişim gibi hissediyorum..."
Genç adam omuz silkti. Ne o sahte kanı kullanır, ne de makyaj yapmakla uğraşırdı. Üstelik Belle'in ona büyü yapma potansiyeli olduğundan oldukça emindi, bu yüzden asla.
Sanırım Ben Drowned'ın aslı olan Link karakterinden başka şansı yoktu. Gerçi, Belle'in bunu creepypasta karakteri olması için verdiğinden emindi ama makyajı ile uğraşmak fazla yorucu olacaktı, üstelik Aaron gibi beceriksiz biri için. Bu yüzden sadece Zelda'dan Link olmaya karar verdi.
"Hadi başlayalım." Kendisini motive etmek için isteksiz mırıltılarla üstündeki kıyafetleri tek tek çıkardı ve sonunda yeşillere büründü. Sarı saçlarını güzelce taradıktan sonra huni beresini kafasına geçirdi. Hemen ardından kostümün yanında gelen tahta kalkan ve gümüş kılıcı alarak kombinini tamamladı.
Bunu gerçekten yaptığına hala inanamıyordu...ve açıkçası biraz komik göründüğünü de kabul etmeliydi. Oysaki Belle, sözde olan 'moda tasarımı projesi' için bir ceket tasarlayacağını ve arkadaşının ince yapısından faydalanarak harika bir manken örneği olacağını söylemişti. Muhtemelen kostümü de odaya Cloud'un yardımıyla yerleştirdi, ama bunun için ne kadar uğraştığını tahmin edebiliyordu.
Aaron odanın köşesindeki büyük boy aynasından kendini incelerken olmak istediği kişinin bu olmadığını bilse de, etraftaki insanların hangi karakter olduğunu anlamasını umdu, çünkü şu anda üç farklı kişi gibi göründüğünü itiraf etmeliydi.
"Her ne boksa..." Umursamamaya karar vererek yatak odasından dışarıya çıktı.
Hiç yoktan iyidir, değil mi?
İkinci bölümden merhaba dostlar 🫡
Nasıl bari, beğendiniz mi?
Bilmeyenler, anlamayanlar olur diye çok overthink yaptım, o yüzden sizin için şuraya bi "Ben Drowned" bide Ben'in aslı olan (creepypasta olmayan) "Link" karakterini koyuyorum.
Aaron'ın kostümü de zaten medyadaki fotoğrafta, bence gayet tatlı :*
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Halloween Party || CaiRon (bxb)
Fiksi Penggemar(boy x boy) Aaron parçası olmak istemediği bir cadılar bayramı partisinde, yakın zamanda tanıştığı popüler çocuk Cain ile karşılaşır, ve ikili bir şekilde perili olduğu söylenilen evde tek başlarına kilitli kalırlar. Bakalım neler olacak..? ⚠️[TW: m...