Uzun zaman boyunca orada kalmıştı Sasha, ne kadar süre geçtiğini ise pekala bilmiyordu.
1 gün?
1 ay?
1 yıl?
Ya da daha fazla...
Sadece oturduğunu ve meditasyon yaptığını, bu meditasyon esnasında her ne yaptıysa da sadece karanlık olduğunu biliyordu o zaman boyunca.
Âdeta transa girmişti, neden olduğunu ise hiçbir şekilde bilmiyordu...
Kimi zaman aniden gelen aydınlanmayla nasıl meditasyona girdiklerini bile hatırlamayan insanlar aklında beliriverdi birden.
Kendisinin durumu da onlarınki gibi miydi?
Dikkatli bir şekilde ayağa kalkmaya çalıştı, ruhsal gücünü kullanabilecekmiş gibi hissetmediğinden özünün üstünde durmaya dikkat ediyordu.
Ayağa kalktığında hissettiği ufak eksikliğin ilk başta ne olduğunu anlamadı, sonra fark ettiğinde büyük bir şoka girdi.
Özü ortadan kaybolmuştu!..
Ani farkındalıkla korkarak ruhsal gücüne ulaşmayı denedi, başarısız oldu.
Onun bir deniz misali olan ruhsal gücü de ortadan kaybolmuştu...
Uzayın derinliklerine savrulacağı düşüncesiyle paniğe girdi.
Ya da şöyle demeli, giriyordu.
Ta ki savrulmadığını fark edene kadar.
Yeni uyanmış bir insanın üstündeki şaşkınlığa benzer durumunu yavaşça üstünden atarken neler olduğunu anlayabilmek adına etrafına daha dikkatli bakmaya koyuldu.
Özü ve ruhsal gücü aniden ortadan kaybolmuşlardı.
Nedenini şimdi bulamayacağını hissediyordu, o yüzden bunun üstüne fazla düşünmedi.
Lakin başka bir konu daha vardı.
İkisi de olmamasına rağmen bu dünya onu kabul ediyordu!..
Bunun farkına varınca hem büyük bir rahatlamayla nefes aldı hem de olayın tuhaflığı karşısında düşünmeye koyuldu.
Düşündükçe neler olduğuna dair ayrıntılar ortaya çıkıyordu.
Özünü yerden nasıl alacağını düşünmeye başlamış, daha sonrasında da tuhaf bir trans haline girmişti. Trans hali ilerlerken iyice başının ağrıdığını ve içinde çok tuhaf bir his uyandığını, sanki bir şey tarafından çekildiğini ve çağrıldığını hatırlıyordu.
Bir süre sonrasında da kendisi bir şeyi "çağırmıştı".
Bür süre sonrasında özünün oraya gidip oturduğunu, "karanlık" olarak hatırladığı yerin aslında karanlık bir yer olmadığını, sadece her şeyin görünmez olduğunu hatırladı -ki bunu nasıl fark ettiğiyse bir muammaydı.
O görünmez yerde tek bir ışık kaynağı vardı, kendisiyse ona ulaşmayı deniyordu.
Kendisi koştukça uzaklaşan bu cisim meditasyon yapmaya başlayınca yakınlaşıyordu...
Tek sıkıntı bu meditasyon sırasında enerji alması gerekirken ruhsal enerjisinden vermesiydi.
Ruhsal enerjisi buna yetmemişti...
Sonra ise...
Başındaki ağrı daha fazla düşünmesine izin vermedi -ki bu kadarı da yetmişti zaten.
O cisimin kendi özü, karanlık ortamınsa ruhu olduğunu tahmin ediyordu.
Ruhsal enerjisine gelecek olursak...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hayalet Devrimci
FantasíaBir lanetti bu, onu hayalet yapan. Seçim şansı yoktu, hareketlerini bile kontrol edemiyordu. Bir zamanlar nefret ettiği insanlara dönüştü, sadece öldürüyordu... Merhametsiz, iradesiz, düşüncesiz... Bunu o yapmıyordu! "Lütfen, bana yardım edin!.." Ac...