5.

309 34 14
                                    

                              -Hyunjin-
10 yıl önce:

"Bir işi de düzgün yap, veled!" Vazonun kırılma sesiyle ellerimle kulağımı kapattım. Gözlerim den akan yaş yanaklarıma ulaşmış bir şekilde babamın bana bağırmasını izliyordum.

"Bırak oğlumu artık, yetmedi mi yaptıkların." Annemin ağlamaktan yorulmuş şekilde çıkan sesi babamın hiç umrunda olmamıştı. Şuan tek umursadığı şey benim acı çekmem olabilirdi.

Babam sinirle kemerini kavrayıp büktü. Kemeri fark edip elimle yüzümü kapattım ve başımı eğdim.

Acıyı hissetmeme rağmen hiç tepki göstermiyordum çünkü bu duruma alışmıştım.

Babam, ben ve ablamı her gün zorla dilenmeye gönderiyordu. Eğer günün sonunda az para getirirsek şuan da olduğu gibi beni ya da ablamı döverdi.

Ablam oturduğu yerden hızla kalkıp babamın elini tuttu. Babam duraksayıp ablama sinirle baktı.

Babam ablamı yere fırlattıp elindeki kemeri duvara attı.

"Eğer bir daha az para getirisen seni gebertirim."

Kafama vurup odadan çıktı.

Annem yerinden kalkıp yanıma geldi, ablamı da yanına çekip bizi kucağına aldı. Sıkıca sarılıp saçımızı okşadı.

"Canınız çok yandı mı?"

Ablam ağlamaklı bir sesle yanıtladı "İyiyiz biz anne, sen asıl kendini koru bizi boşver."

Annem daha da sıkı sarılıp ağlamaya başladı...

2 gün sonra

Yorgun bir günün ardından eve gelmiştim. Ablam benden yarım saat önce eve gelmiş anneme yardım ediyordu. Babam ise salonda koltuğa yayılmış birasını yudumlayarak yemeğin hazır olmasını bekliyordu.

Annem geldiğimi görmüş olacaktı ki mutfağın kapısından kafasını çıkarttı.

"Hoşgeldin oğlum, sen geç içeri birazdan yemek hazır olur."

Hafifçe gülüp yırtık ceketimi askıya astım. Hiç istemeyerek salona gittim. Babam beni görünce hafifçe sırıtıp doğruldu "Aslan oğlum getir bakalım paraları."

Her zaman yaptığı şeydi, başta yalakalık yapar daha sonra ise döverdi.

Cebimden paraların olduğu poşeti çıkarıp önüne attım. Sevinçle poşeti alıp içindeki paraları saymaya başladı.

Az para getirdiğimi görünce sinirle ayağa kalkıp bileğimden sıktı.

"Bune lan! Dilenmedin mi sen bugün hiç?!"

Gözümden yaş akmasına izin vermeden cevapladım.

"Sen o paraları topladığıma dua et!"

Babam daha da sinirlenmişti. O sırada annem ve ablam seslere gelmişti.

Babam bileğimi bırakıp belindeki silahı çıkartıp bana doğrulttu.

"Geberticem seni artık, yeter!"

Gözlerimi kapatıp başımı eğdim.

Annemin çığlığı ile gözlerimi açtım. Ablam benim vurulmama izin vermeyip silahın önüne atlamıştı. Babam şaşkın bakışlarla ablamın haraketsiz yatan bedenine bakıyordu. Aynı şekilde bende...

Günümüz:
Arınmanın bitmesine son 1 saat:

Gözlerimi hafifçe açtım. Yorgun gözlerle etrafı izleyip bakışlarımı kucağımda uyuyan Felix'e çevirdim. Hafifçe sırıtıp yavaşça yerimden doğruldum.

Gözüm saatte takılmıştı. Daha arınmanın bitmesine 1 saat vardı. Artık asıl yapacağım şeyin vakti gelmişti.

Ayağa kalkıp banyoya gittim. Yüzümü yıkayıp uykumun dağılmasını sağladım. Banyodan çıkıp girişe ilerledim, askıda asılı olan paltomu giydim. Komodinin üstünde duran silahımı belime koyup kapıya yöneldim.

"Nereye?"

Felix'in sesi ile arkama döndüm. "İşim var 1 saatte gelirim."

Felix elimi göğsünde birleştirip kafasını eğmişti.

"Neymiş o iş?"

Felix'in yanına ilerledim. Elimi yanağına koyup okşamaya başladım.

"İntikam almam gereken biri var, sen beni burda bekle 1 saatte dönmüş olacağım."

"Bende gelicem." Gözlerini devirip bana sinsi bir bakış atmıştı.

"Hayrı, tehlikeli orası." Elimi yanağından çekip cebime koydum.

Kafasını kaldırıp. "Banane."

Derin bir of çekip kafamı olumlu bir şekilde salladım.

Oda hızla paltosunu giydi ve evden çıktık. Arabaya binip yola koyulduk...
-----------------------------------------------------------
Asırlar sonra bölüm attım farkındayım...
Buarada ficin sonuna az kaldı

İyi okumalarr<33


Arınma gecesi -HyunLix-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin