Bölüm şarkısı: Cristina perry - human.Kendimden hallice - sakince yoruldum.
"Ahh, itmeyin lütfen! Müsade eder misiniz zaten geç kalıyorum." Kalabalık metro istasyonunda yolumu bulup kazanmak için kendimi yırttığım üniversiteye yetişmeye çalışıyordum.
"Hanımefendi hepimiz bir yerlere yetişmeye çalışıyoruz sizin ayrıcalığınız ne ki çekileyim." Diyen adama gıcık olmuş bir ifadeyle baktım. Sonra aklıma gelen fikirle neredeyse sırıtacaktım. Ama bu yapacağım role uymazdı.
"Hamileyim ben! Doktor randevuma geç kalıyorum." Dedim. Şimdi kıvran adam bozuntusu! Adamın yüzündeki telaşa ve utanmış ifadeye karşı biraz duygularıyla oynuyormuş gibi hissetsem bile umrumda olmadı. Bir kere gıcık olmuştum.
"Çekilin kız hamileymiş dikkat edin." Diyerek önümü açıyordu . İnsanlarda büyük bir ciddiyetle yol veriyordu sanki karnımda bıçak vardı da ölüyordum . Bu nasıl bakış diye içimden geçirdim bana korkuyla bakan bir çocuğa karşı. Tam o sırada bir teyzenin cırlamasıyla durdu önümdeki u dönüşçüsü.
"Ne yapıyorsun evladım beni ezmeye mi niyetlisin!" Diye elini kalbine koymuş bize onaylamayan bakışlarla bakıyordu. Orta boylu 70'lerinde gösteren bir kadındı. Yanımdaki kel olduğunu yeni farkettiğim ama ukalalığından saçı varmış gibi görünen adam cevap verdi hararetle. Arada bir işe yarıyormuş ukalalık , seni dumur etmek için söylediğim yalan işime yaradı.
"Teyze kız hamileymiş herkes itip kakıyor diye yolunu açtım bir şey olmasın şimdi bu kalabalıkta." Diye cevap verdi. O an gölge etme başka ihsan istemez demek istesemde tuttum kendimi. Yaşlı kadın gözlerini büyüttü ,sonra karnıma baktı ve hevesle şakıdı. O ne güzel gözlerdir teyzem su içinde yüzüyor sanki kim bilir gençken ne canlar yaktın?
" Ay çiçeği burnunda , yeni hamilesin belli çok güzel yapmışsın yavrum evlenince hemen çocuğu eline al yaş aldıkça yetemiyorsun çok yoruyor. Vitamin al bol bol, sabahları bulantın olursa bir kaşık limon suyu iç bana çok iyi geliyordu benimkilerde..." diye sıralarken onun zamanında bitki çayları yoktu herhalde diyordum içimden. Yaşına hürmetten herkes yol verdiği için hemen gelen metroya binmiştim. Aslında haksızlıktı belki sırasını bekleyenlere ama bu derse geç kalmamalıydım ne yapayım?
" Kızım bakmasana aval aval gel yer tuttum ayakta durma." Diyen beni çağıran kadına baktığımda gerçekten şemsiyesini yanına koyup yer tuttuğunu gördüm. Gidip yanına oturduğumda gülümsemeden edemedim tatlı bir kadındı.
"Teşekkürler çok naziksiniz." Diye kibar davranarak vicdanımı rahatlattıktan sonra sakin bir yolculukla kampüse ulaştım. Bu sene son senemdi hevesle okuduğum tıp fakültesinden psikiyatrist olarak mezun olacaktım insanlara iyi gelmek için elimden geleni yapacaktım. 24 yaşındaki genç bir psikiyatrist olarak ülkeme dönüp çok köklü bir hastanede işe başlayacaktım. Yüksek notlarım hastanelerin ilgisini çekmiş olmalıydı ki geçen dönem son seneme başlamamla Fransa 'da da teklifler birbirini kovalamıştı. İşte yurtdışının farkıydı notlar ön plandaydı .
Düşüncelere dalmışken fakültenin önüne ulaşmıştım. Universite de Versailles, faculte de medecine , bâtiment principal de psychiatrie.
Versay üniversitesi , tıp fakültesi, psikiyatri ana binası. Bu üniversiteye gelmenin hayaliyle yıllarca çalışmış kendimi paralamıştım. Ailem benim emeğimi gördükçe para biriktirmeye başlamıştı . Zaten durumumuz iyi sayılabileceği için çok zorlanmamışlardı ama bana yaptıkları o sürprizi unutamıyordum . Abim yeni projesinden gelen tüm parayla bana şirin bir ev almıştı , üstelik okula yakındı bir kaç durak sonra varıyordum. Şehir merkezine de çok uzak değildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖLÜM UYKUSU (Askıda)
General FictionÖlüm hiç bu kadar davet edilmemişti... Hayatımı üzerine çalışılmış bir ders gibi yaşamanın bedelini ödüyordum. Hiç bir sevgi ölümü getirmemeliydi bense ölmüş olmayı diliyordum. Tanrım bu cehennem yatağında bana bir kurtarıcı göndermene ihtiyacım...