''Niye öyle bir şey söyledi ki,doğru söyle çocuğa ne yaptın?''
''Ne yapacağım Erdem kaç gündür görmemiştim bile.''
Başımı rastgele yatağa atarken bıkkınlıkla nefesimi vermiştim.Kerem'in ağzıma sıçmasının üstünden bir hafta geçmişti.Bu yedi günde olasılıkları kendi içimde değerlendirmeye çalışsam da her seferinde çıkmaza girmiştim.Son çözüm yolu olarak biricik akıl hocam Erdem'e danışmıştım.
''Belki seninle ilgili bile değildir.Dünya etrafında dönmüyor Sezen'ciğim.Kendi kendine niye gelin güvey oluyorsun?''
Bağdaş kurmuş şekilde yerde oturan Erdem'e ters bir bakış attım.Benimle ilgili olmayabilirdi ama bana böyle davranmasını gerektirmezdi.İçimdeki magazin sevdalısı da ortaya çıkmıştı,deli gibi merak ediyordum.
''Taylan'a sorsam mı ki? Zaten borç borç diye başımın etini yedi.''
''Sorma desem sözümü dinleyeceksin sanki.''
''Canım arkadaşım ne güzel tanırmış beni.''
Saat akşam yediydi.Çok da geç olmadan biraz görüşsek sorun olmazdı bence.Telefonumu komodinin üzerinden alıp Koray'a mesaj attım.Telefon numarasını alıp öyle arayacaktım.
Koray: Sen neler karıştırıyorsun yine? Kaç gündür garip davranıyorsun zaten. (19.02)
Siz: Bir şey karıştırdığım yok Koray ya aklıma soru takıldı onu soracaktım. (19.02)
Koray: Şu ketumluğun beni öldürecek.Al atıyorum hayrını gör.Nasıl olsa yakında çıkar kokusu. (19.03)
Attığı numarayı hızlıca rehberime kaydedip arama tuşuna bastım ve Erdem'in ısrarları yüzünden hoparlöre aldım.İki çalışta telefonu açmıştı.
''Buyurun kiminle görüşüyorum?''
''Selam Taylan.Sezen ben.Kusura bakma bu saatte rahatsız ettim.''
Arka taraftan gelen gürültü azalırken dudaklarımı kemirerek konuşmasını bekledim.
''Selam Sezen.Yok ne kusuru ben de bizimkilerle sohbet ediyordum.Bir sorun yoktur umarım.''
''Sorun yok da meşgulsün galiba ben sonra arayayım seni.''
''Yok yok.Kerem,Halil ve Berkan var.Birazdan Oğulcan'la Peri de gelir.Berkan'ın evindeyiz gel sen de istersen takılırız.''
Ani teklif karşısında duraksarken Erdem kafasını iki yana sallıyordu.Her ne kadar gitmek istesem de Kerem varken aklımdaki soruyu soramazdım.
''Seninle konuşmak istediğim bir konu vardı da müsaitsen kafede buluşalım mı diyecektim.Hem borç mevzusunu halletmiş olurduk.''
''Olur gelirim zaten her gün gördüğüm insanlar.Sen konumu at hemen geleyim.''
''Tamamdır çok teşekkür ederim.''
Telefonu kapatırken bir taraftan da ayağa kalkmaya çalışıyordum.Erdem de benimle birlikte ayaklanmış ve yanıma gelmişti.
''İstersen ben de geleyim geçe kalırsan iti kopuğu musallat olmasın.''
''Sen bana bak bakayım.Karşında 15 yaşındaki Sezen mi var? Yakındaki yere gideriz zaten gelmene gerek yok.''
''Sen bilirsin prenses.Ben de annenin yaptığı kurabiyelerden yiyeyim bari sen gelene kadar.''
Gözlerimi devirip dolaptan basit bir kazakla kot pantolon aldım.Söz konusu yemek olduğunda Erdem için akan sular duruyordu.Bu kadar yemesine rağmen gram dahi almaması su içse bile yarayan bana çok koyuyordu.Elimdekilerle çıkmasını beklerken öylece durmuş etrafa bakınıyordu.
