Bölüm 2= 4 Farklı Tek Aile

122 10 0
                                    

Bu gün Ensar yatağından kan ter içinde kalktı ıslanmış sırtına elini attı ve düşündü, aklında gördüğü o karanlık içerisindeki ses geldi ve ne olduğunu anlamaya çalıştı yavaşca yatağında doğruldu ve hemen baş ucundaki dün geceden yarıya kadar içilmiş suyundan bir kaç yudum daha aldı. Bardağından daha önce içtiğini bile hatırlamıyordu oysa.

En azından bir duş alayım da kendime geleyim diye düşündü ve banyoya girdi. Tam duşa girecekken babası Ensar' ı gördü ama Ensar babasını fark etmedi ve duşa girdi babası ne olduğunu anlamadı ve Ensar' ın bir sorunu olduğunu düşündü.

Ensar duştan çıktı biraz daha rahatlamış gibi gözüküyordu. Babası yanına geldi oğlum bir sıkıntın mı var dedi. Ensar önce gördüklerini yaklaşık bir haftadır yaşadıklarımı anlatsam deli sanarlar en iyisi anlatmayım diye düşündü. Babası bir süre daha ısrar etti. Ensar en sonunda dayanamadı ve teker teker anlattı gördüklerini hissettiklerini.

Babası bunların olabileceğini birer halüsyon olabileceğini söyledi. Son senesi olduğu için çok çalıştığını ve artık biraz dinlenmesi gerektiğini söyledi. Ensar derdini anlatamadığı için Babasına hak verircesine kafasını salladı.

Babası bu sene Ensar'ı dil öğrenimi için Amerika'ya gönderecekti. Ensar ne kadar büyümüş olsa da bu son sıra yaşadıklarından korkar olmuştu. O da Amerika' yı bir çıkış yolu bir kaçış olarak gördü ve kendi kendine benim içinde en iyisi bu olacak sanırım dedi.

Ensar günden güne hiç yaşamadığı şeyler yaşıyordu bu gün çarşıda bir kadının çığlığını duydu ve Ayakları onu hızlıca o bölgeye götürdü. Kadının çantası çalınmıştı ve hırsız çoktan sokağın diğer başına ulaşmıştı. Ensar koşmaya başladı ve kendine hakim olamıyor ne yön değiştirmek istediğinde ayakları ona en kestirme yolu bularak hırsıza yöneliyordu.

Ensar hırsızın yanına yetişmişti ve ona çantayı vermesini istedi. Hırsız Ensar'ın birazda çelimsiz uzun boyuna bakıp Güldü ve serseri edasıyla ''vermezsem noolacak'' dedi. Ensar bir kere daha çantayı ona vermesini ısrarla söyledi. Hırsız pıçak çıkardı ve Ensar'ın üzerine yürüdü. Ensar çok korkuyor ama vucüduna hükmedemiyordu. Bacakları kolları onu beynine bıraksa şimdiye gitmişti. Ama orada kaldı ve hırsıza yürüdü. Hırsız bir hamle yaptı ve Ensar hayatında hiç olamadığı kadar hızlı bir şekilde kendini savundu. Ensar bile buna şaşırmıştı çünkü o okulunda beden derslerinde bile hep kenarda oturan, faaliyetlere becerisi olmayan bir insandı bu kadar atiklik belki bir dövüşçüde bile görülmemişti. Ensar şaşıran hırsızın ikinci hamlesine izin vermeden hırsıza okkalı bir yumruk attı. Hırsız neye uğradığını şaşırdı. Yerden kalkamadı Ensar hırsıza doğru yürüdü ve çantayı aldı. Hırsız arkasına bile bakmadan koşarak uzaklaştı. Ensar hayatında kimseye vurmamıştı. Her zaman uysal bir çocuktu ve ilk defa kendine bu kadar güvenmişti. Kadının yanına gitti çantasını kadına verdi. Kadın o kadar minettardı ki gözlerindeki o ışık aydan parlak cehennemden bir taştı sanki...

Ensar eve gitmeden önce çarşıda bir kaç işini halletti ve dönüş yoluna geçti. Yolda o rüyasında gördüğü adamı tekrar gördü ve ona doğru koştu neden rahatsız ediyordu neden karşısına çıkıyordu Öğrenmek istemişti. Ama yoldan karşıya geçene kadar karanlık kaybolmuş yerinde yeller esiyordu. Ensar eve geldi ve kimseye bir şey anlatmayacağına kendine söz verdi. Çünkü anlatsa babasıgilin onun psikolojik Yardıma ihtiyacı olduğunu düşünecekti. En iyisi çenemi kapatayım da ne kendi huzurumu ne de başkasının huzrunu bozayım dedi.

Sahi kendi huzuru var mıydı onu da bilmiyordu. Amerika'ya gitmeden önce yapacağı işleri halletmenin verdiği ama yaşadıklarının aldığı o huzuru bulmayı umut ederek yatağına girdi ve kıvrılıp uyudu.

YORUM YAPARSANIZ SEVİNİRİM

Cehennemin Göz YaşlarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin