Bölüm 12

22 2 0
                                    

"Angara'nın bağları da büklüm büklüm yolları. Ne zaman sarhoş oldum da galdıramıyom golları"

Eve yürürken aynı zamanla sarhoş ağzımızla şarkı söylüyorduk.

"Alpay gel bi kere öpcem"

Ibne abim kafayı bulduğu için sürekli öpüyordu.

"Canım ben almıyayım sevdiğim var"

"Pezevenk sende varda bizede yok mu?"

Kahkaha atmaya başlayınca bende ona katıldım.  Sebepsiz yere gülüyorduk.

İçince hayat bu kadar güzelse ben hep sarhoş kalmak istiyorum.

*****
Günler aynı hızıyla geçiyordu. Gökra benden köşe bucak kaçarken Selin daha fazla sırnaşıyordu. Abimle aram eskisinden daha iyiydi. Babamla daha çok konuşmaya başlamıştık. Telefonda olsa bile iyi geliyordu. Ali... Ali ile artık çok sık konuşamıyordum. En son Derya ile tartıştığımdan beri araya mesafe koymuştu. Çok umrumda değildi gerçi. Bi kız için sırtını dönücekse yüzüme bakmaması daha iyiydi. Okulların kapanmasına az bi zaman kalmıştı. Mayıs ayındaydık ve hava yazı müjdelercesine güzeldi. Lanet sınava az kalmıştı.  YGS'den ilçe birincisi olduğum için okulum gururlanıyordu. Aman ne hoş.

Bi buruktu bu gün içim. Için için yanıyordu canım bir şeylere. Gökra değildi bu acının adı bambaşkaydı. Içinde özlem vardı yakıp kavuran. Kavuşamayacağım bir şeye duyulan özlemdi bu.

Banklarda oturmuş son dersin bitmesini bekliyordum. Yine boştu dersimiz. Ortamda ki saçma geyikten sıkılıp telefonumu çıkarttım. Sosyal paylaşım sitelerine girip gezindim az biraz. Paylaşımları okurken içimdeki acı büyüdü. Anneler günüydü ya bu gün,ondandı içimde ki burukluk. Derin bir nefes aldım. Aldığım nefesin annem gibi kokmasını isterdim, Selin'in ucuz parfümü değil.
"Selin sana birşey diyeceğim yaklaş az"
Yaklaştığında eğilip kulağına;
"Para vereyim de şu adi parfümü sıkma.  Adam gibi bir şey al." Dedim.
Kafasını geri çekip bozulmuş yüzüyle baktı biraz.

"Bu parfüm paristen geldiiii beee "
"Demek sokak satıcıları seni öyle kalnırdı hımm. "

Çocuklar verdiğim ayara gülerken ben sırıtıyordum. Ayağı kalkıp ayaklarını yere vura vura okula gitti.  Sonunda temiz havayı içime çekmiştim. Ama gitmem gereken bir yer vardı.  Hızla okuldan çıkıp taksiye atladım.  Adresi verip su gibi akan şeritleri izlemeye başladım.

Gökra'dan
Saatlerdır Alpay'ı arıyorduk. Telefonları kapalıydı ve hava çoktan kararmıştı. son bir yer kalmıştı bakmadığımız. Orada da yoksa gelmesini beklemekten başka çare yoktu. Taksi durunca beklemesini söyleyip apar topar indim. Bu saatte içeriye alırlarmıydı bilmiyorum ama girmenin bir yolunu bulacaktım. Kafamı kaldırıp tabelada yazan Bac mezarlığı yazısını okudum. Bismillah diyeler içeri girdim. Bekçi yoktu. Bu işime gelmişti. Alpay abiden mezarlığın yerini öğrendiğim için hızlı adımlarla 9. Adaya yürüyordum. Lambaların aydınlattığı mezarlıkta mezarin yanına oturmuş Alpay'ı gördüm.  Buradaydı işte.  Derin bir nefes alıp yanına yürümeye devam ettim. Dibine kadar girdiğim halde geldiğimi fark etmemişti hala.

"Mezarlık ziyareti için uygun bir saat değil. "

Karşına otururken o irkilerek bana bakmıştı. Beni gördüğü için şaşırdığı yüzünden belliydi.

"Ne işin var burda? Beni nasıl buldun?"

"Seni sandığından iyi tanıyorum. "

Güldü. Ama uzun süredir olduğu gibi yapmacık bir gülmeydi bu.

"Git burdan".
"Ahh benimle rakı içmeye gelirsen neden olmasın. "

Sen ciddimisin gibi bakarken omuz sıltım.
"Sen dememişmiydin rakı tek başına içilmez diye. Kalk ve bana eşlik et."

Elimi tutmayacağını bile bile uzattım.  Beni şaşırtarak elimi tuttu ve ayağı kalktı. Elimi bırakmazken bende daha sıkı tuttum ve bekleyen taksiye yürümeye başladık.
****
Ismini şarkıdan alan meyhane oturmuş rakı içiyorduk. Ben ikinci bardağımı doldururken o beşinciyi bitmişti. Hafiften çakır keyif olmaya başlamıştı.

"Anlat."
"Neyi?"
"Içinden aklından yüreğinden ne geçiyorsa, ne hissediyorsan onu."

Bi süre baktı gözlerime. Yeni doldurduğu bardağı kafasına dikip tek seferde içti.

"Ben sana gece üzerime çöken şu lanet hissi nasıl anlatayım?"

Gözlerine ilk defa bu kadar uzun bakıyordum. Beni bu denli sevmesi çok... Korkutuyordu.

"Dene"
Dedim sesim fısıltı gibi çıkarken.

"Ben seni mantığımdan fazla seviyorum. Gururumdan fazla. Öyle kalabalık seviyorum ki iğne atsan yere düşmeyecek kadar. Bu... bu çok acıtıyor.  Geliyorsun kollarımda ağlıyorsun. Yanıma yatağıma yatıyorsun,hatta sarılarak uyuyorsun. Ama... ama sevmiyorsun.  Yaptığın sadece ümit vermek. Beynim,bedenim ,mantığım inanır da yalan olduğuna ama kalbim... kalbim salak işte bilirsin.  Bir gülersin içinden geler inanir sevdiğine.  Bir umut... Hep bir umut be Mahperi"

Durdu ve yeni doldurduğu kadehi fon dip yaptı. Haklıydı.  Kendimi düşünüp hep onu üzüştüm

"İç sesim bile aşık sana Gökra."

Kendimi daha fazla suçlarken daha fazla burada oturamıcağımı anlayıp hızla kalktım. Ara sokağa girdiğimde biri kolumdan tutarak durdurmuştu. Bedenimi korku sararken kolumu tutan kişi kendine döndürüp sarıldı. Yüzünü görememiştim ama kokusundan Alpay olduğunu anlamıştı.

"Gitme. Senden başka ağlayacak kimsem yok".

Benim sözlerimi bana söylüyordu. Ellerimi beline yerleştirip sarılmasına karşılık verdim. Yüzümü görmek için bi4 adım geri çekildiğinde başımı hagif kaldırmam gerekmişti. Oda başını eymış yüzüme bakarken elleri hala omuzlarımdaydı.

"Susuzluğum dudaklarında dinsin, yalnızlığım ellerinde."

Anlamayan gözlerle ona bakıyordum.

"Öpünce geçiyor ya hani. Hani diyorum denesek ya bi. Geçse artık. "

Alpay'dan devam

Usulca yaklaştı çatlamış dudaklarıma ve fısıldadı üstlerine;
"Sevdiği kadar sevilmez insan ağlama.  Unut dibine kadar"
Buluştu dudakları dudaklarımla. Kurumuş dudaklarım canlandı. Ellerinimi omuzlarından beline indirip çektim daha çok kendime. Susuzluğumu dindiriyordum dudaklarında.  Kalbim depara kalkmış coşku ile atıyordu. Kendini geri çekip dudaklarımızı ayırdığında alnımı alnına dayadım.

"Seni unuturasam sende üzülürsün."

Benim onu unutmam onun beni sevmesi kadar imkânsızdı. Şuan 'seni seviyorum' dese mutluluktan dünyanın amına bile koyardım da... Sevmiyordu işte gerizekalı. Canından vazgeçiyordum canımdan çok sevdiğimden vazgeçemiyordum.

Kendini çekip kollarımdan sıyrıldı. Arkasını dönüp koşmaya başlayınca gitmedim peşinden.  Yani bu kez başka derken yine aynı acıyla başbaşa kalmak.... Yazık be şu kalbime. Cidden yazık.

GÖKRAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin