Bu bölümü arkadaşım,kardeşim beni en çok destekleyen kişiye Neslihan'a ithaf ediyorum :D
Masum bir şekilde benim yatağımda uyuyordu. Masum değildi biliyordum. Ama kötü biri diyebileceğim kadar da kötü değildi. Sadece Gökra'ydı o. Gök gözlü güzeller güzeli. Bencildi. Benim canım sırf ağladı diye yanarken o ağlıyacak omuz için yanımdaydı. Kendinden başkasını düşünmezdi. Benim yanımda olmasının bile bir sebebi vardı. Çıkarları için birinin yanında olurdu. İki kişi dışında ailesine bile değer vermezdi. Sevmeyi bilmezdi. Hoşlanmayı aşk sanan milyonlarca apyaldan biriydi Gökra. Mete için değil yalnız kaldığı için ağlayan kız bana aşktan bahsediyordu.
Bide bir gülüşü vardı bin kere aşık ettiren... Gözleri kısılır başı hafifçe arkaya doğru giderdi. Kahkahasının tınısı o kadar zarifti ki o gülerken ben gülmeyi unuturdum. Ağladığı zaman titrerdi alt dudağı. kızarır tam öpülesi olurdu. Gözleri koyulaşır serer önüme denizleri. Ağlarken bile güzeldir Gökra.
Elimi uzatıp burnunu rahatsız eden saçlarını geriye ittirdim. Usulca yaklaşıp fısıldadım kulağına aklımda olan şiiri.
gözlerin gözlerime değince
felâketim olurdu ağlardım
beni sevmiyordun bilirdim
bir sevdiğin vardı duyardım
çöp gibi bir oğlan ipince
hayırsızın biriydi fikrimce
ne vakit karşımda görsem
öldüreceğimden korkardım
felâketim olurdu ağlardım
ne vakit maçka'dan geçsem
limanda hep gemiler olurdu
ağaçlar kuş gibi gülerdi
bir rüzgâr aklımı alırdı
sessizce bir cıgara yakardın
parmaklarımın ucunu yakardın
kirpiklerini eğerdin bakardın
üşürdüm içim ürperirdi
felâketim olurdu ağlardım
akşamlar bir roman gibi biterdi
jezabel kan içinde yatardı
limandan bir gemi giderdi
sen kalkıp ona giderdin
benzin mum gibi giderdin
sabaha kadar kalırdın
hayırsızın biriydi fikrimce
güldü mü cenazeye benzerdi
hele seni kollarına aldı mı
felâketim olurdu ağlardım
Rahatsız etmeden yanına iliştim hemencik.
Sardım kollarımı küçük bedenine çektim iyice kendime. Kedi gibi ses çıkarıp sarıldı belime. Canına yandığım kadın , ne kadar yakıyorsun canımı farkında değilsin.
***
Boyun girintimi ıslatan şeyle uyandım. Kollarımın arasında ki beden uykusunda hem ağlıyor hemde sayıklıyordu.
"Gitme.... Nolur.... Seviyorum... Mete..."
Kalbimde ki acı yine artçı sarsıntılarını göndermişti beynime. Daha sıkı sardım bedenini.
Ona sarılmam yanlıştı, şuan benim yanımda -yatağımda olması yanlıştı, kendi acımı unutup onun kini dindirmeye çalışmam yanlıştı,onu bu denli sevmem yanlıştı. Çok yanlış vardı ve ben her gün bir yenisini daha ekliyordum. Buna engel olamıyordum. Onu sevmeyi durduramıyordum. Sanki onu sevmeyi bıraksam kalbim duracak gibiydi.
Sıçrayarak uyandı. Yataktan çıkmak için kollarımı gevşettiğimde bu defa o sıkı sıkı sardı.
"Gitme ne olur."
Ses etmeden sıkılaştırdım kollarımı yine. Son kez uykulu sesi ile mırıldandı;
"İyi geceler Mete. Seni seviyorum."
Birşey düğümlendi boğazıma. Yutkundum gitmedi. Her nefes alışımda batıyor,acıtıyordu o düğüm. Sustum. İçimde hoyratlar, fırtınalar koparken ağımdan tek kelime laf çıkmadı. Bu... Bu çok fazla gelmişti kalbime. Düzenli nefes alışından uyuduğunu anlayıp sıyrıldım kollarından. Balkona attım kendimi. Havalar soğumaya başlanmıştı. Umrumda değildi benim içim zaten buz dağına dönmüştü. Vücudum o kadar hissizleşmiştiki esen rüzgara tepki vermiyordu. Üşüdüğümü hissediyordum ama tepki veremiyordum. Yanlıştı. Her şey gibi bu da yanlıştı.
****
"Hay içine"
Söylene söylene kravatımı takarken Gökra hala uyuyordu. Güneşin doğuşunu izleyip sonra da soğuk bir duş almıştım. Ne zaman düşüncelerimi diriltmek istesem soğuk suyla yıkanırdım. Eğer düşüncelerimi gevşetmek istersem sıcak suyla yıkanırdım. Ortası hiç olmamıştı ya çok soğuk ya çok sıcak. Düşündüğüm zaman benim hayatımda hiç bir şeyin ortası yoktu. Sevdiğim zaman kendimden geçecek kadar çok severdim. Nefret ettiğim zaman bir daha yüzüne bakmayacak kadar olurdu. Soğuduğum zaman güneşi vücudumdaki bütün deliklere soksalar ısınmazdım bir daha . Tüm duygularımı en uçlarda yaşardım. Ben Alpay Kara hiç bir şeyin ortasını bulamayan arafta kalan adam.
Aynada ki görüntüme bakıp iç geçirdim. Saçlarım her zaman ki gibi dağınık, üstüm yine her zaman ki serseriliğinde. Yüzüme baktım. Göz altlarım çökmüş ve morarmış. Zayıflamışım. Yüzüm bir zombiyi andırıyordu. Yaşayan ölüden farkım kalmamıştı. Kendi halime güldüm. Dün Gökra'ya okuduğum şiirde "güldü mü cenazeye benzerdi" diye bir mısra vardı. Sanırım şiirin etkisine kendimi çok sokup özenmiştim. Gülüşüm cenazeye benziyordu ah.
Kendime bakmayı kesip Gökra'yı uyandırdım. Uykusu hafifti zaten,uyanırdı hemencik iki dürtme ile.O hazırlanırken çıktım kapıya. Beklerken sigaramı içiyordum yavaş yavaş. Aşağı yanıma indiğinde konuşmadan çoktan çağırdığım taksiyi beklemeye başladık. Sigaram bittiğinde yere atıp siyah spor ayakkabımın ucu ile ezdim. Taksi gelmişti o sırada. Ben ön tarafa o ise arka tarafa oturmuştu. Zaten konuşmuyorduk böyle yaparak konuşmak istemediğimi daha çok belli ettim. Okula gelene kadar radyoda çalan parçalara eşlik ettim mırıldanarak.
Okula geldiğimiz de parayı verip onu beklemeden indim. Gökra'nın adımı seslenişini duymuştum ama duymamazlığa gelerek önümden gelen Selin'e gülümsedim. Sadece dudaklarım kıvırlmıştı yukarı doğru. Yapmacık olduğu belliydi. Ama Selin umursamazdı pek bunları. Koluma biri dokunduğunda Selin'de yanıma gelmişti. Arkamda kalan kişiyi umursamadan Selin'ın dudaklarını sömürmeye başladım. Aklımda sadece intikam vardı. Dün gece Gökra'nın telefonun da gördüğüm mesaj gibi. Zihnimde dönüp duran mesaj yüzünden gözlerimi sıkı sıkı yumdum. Lanet olasıca mesaj gitmiyordu gözümün önünden.
-Alpay'ın yanındayım merak etme. Ona daha yakın olmam gerek. Mete'den intikamımı ona yakın olarak alabilirim ha. Ne dersin?
Sinirliydim. Kızgındım. Kızgınlığım ona değil kendimeydi. Beni kullandığını bilmeme rağmen onu sevdiğim için kendimden nefret ediyordum.Ona hissettiğim sadece kırgınlıktı.
Öyle kırgınım ki sana...
Nazar olsan değmem o derece .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖKRA
Ficção AdolescenteSaçmalıyor muydum, geberiyor muydum bilmiyorum..Ama; uyandığım her sabah, ona yeniden aşık oluyordum.. Onu ölmesini isteyecek kadar çok seviyordum..Ölmüyordu, sevmiyordu