İlk adımı erkek atar dediler. Tamam ben ilki attım, ikinciyi attım, üçücüyü attım dört beş altı derken nefesim kesildi amına koyayım. Her seferinde bu son deyip yine kendimi ona yalvarırken bulmak... Ne bileyim fazla acınası. Ama hayal kurmaktan yorulmadım ya, bana da helal olsun.Ben artık özlemek değil sarılmak istiyorum, sarılınca geçsin bitsin istiyorum.Ben ona mutluluk teklif ediyorum, o benim hayatımı sikiyor.Olmuyor. Yine kendimi onda bulurken vazgeçmeye çalışmak... Yapamıyorum. Baş belası umutlarım var benim. O'nun beni sevmesini düşleyen bir kalbim var.Planlarım var, yalnız O'nunla yapılması için ertelediğim. Yüreğim var sadece aşkı için çarpan.
Aslında her şeyi silip yeniden bir şeylere başlasak belki daha güzel olacak ama bazı anılar o kadar güzeldi ki, silmeye kıyamıyoruz işte.Hayrandım onun nur cemaline. En çokta benden bu kadar uzaktayken, hala hayatımı sikebilmesine hayrandım.
Telefonumun mesaj sesini duyduğumda yattığım yerden hafifçe doğrulup, komodinin üstünde ki telefonumu uzandım. Saçma salak şekil olan tuş kilidimi açıp mesajlara girdim. Mesaj Ali'dendi.Onunla aramı düzeltmiştim. Annemin dediği gibi. Agora'ya gelmemi söylüyordu. Neden çağırdığını sormadan,hızla yataktan çıkıp üstümü giyindim. Fazla aceleye gerek duymadan yavaş yavaş, gözlerimi kapasam bile adım gibi bulabileceğim yere doğru yürümeye başladım. Yaz yaklaştığın için bahar ayı bir şımarmış, yaz havasında gibi sıcak olmalar falan iyice götü kalkmış durumdaydı. Tabiri caizse dışarı çıktığımız an götümüzden ter akıyordu. Hava kararmak üzere olmasına rağmen yine de çok sıcaktı. Buna rağmen yinede cool yürüyüşümden ödün vermiyordum. Bir iki kilo almış yüzümün eski sağlığına yaklaşmasını sağlamıştım. Saçlarımın boyunu kısaltıp her zaman ki gibi rampa yapıyordum. Dış görünüş olarak eski Alpay'a benzesem de içim artık daha koyuydu.
Dilime doladığım şarkı ile yürümeye devam ederken etrafta gezinen çiftleri kesiyordum. Bakışlar ile öldürmek mümkün olsaydı şuan katliam çıkaracağıma yemin edebilirdim. 'Tamam yeter mutlu olduğunuz. Allahın emri peygamberin kavliyle biraz da ben mutlu olmak istiyorum. Bak allahın adını verdim. Az müsade edin.' diye bağırmak geliyordu içimden,yüzlerine karşı. Ama tek yaptığım ters ters bakıp,yaşlı dedeler gibi 'ya havle' çekerek yürümekti." Sevenleri sevdiğine vermediler" diye zıplaya zıplaya oynarsak, Allah da bizim belamızı yalnızlıkla verirdi işte böyle.
Ads by OffersWizardAd Options
Agoraya yaklaştım derken karşıdan gelen kişi ile bir an Ali'yi siktir edip yolumu değiştiresim gelmişti. Beni görünce koşarak yanıma gelen Selin'i derin bir iç çekerek bekledim. Yanıma geldiğinde tiksindiğim dudaklarını boynuma bastırarak sulu bir öpücük kondurdu ve ahtapot gibi olan kollarını belime doladı. Sanırım gece eve gidince dudaklarının deydiği her yerimi çamaşır suyu ile yıkamak zorunda kalacaktım. Tiksintiyle yüzümü buruşturup omuzlarından itekleyince bir iki adım sendeleyip düşmekten son anda kurtuldu. O topuklularla nasıl dengesini sağladığını düşünürken o mal gibi yüzüme bakıyordu.
"Ne var? ne istiyorsun?"
Evet odun, öküz, havyan gibi tüm yakıştırmaları söyleyebilirlerdi. Ama bu kıza kibar olmak benim lugatım da yazmıyordu. Vuralası dudaklarını büktü yine,ben tiksinti ile yüzüne bakarken.
"Neden böyle yapıyorsun? Oysa seni kendime bağladığımı sanmıştım. Okulda beni öpünc.."
Alaylı kahkaham sözünü kesmişti. Zar zor kahkahamı durdurup yüzümden silinmeyen sırıtışımla bakmaya başladım.
"Birine bağlanmak mi ? Ben ayakkabımın bağcıklarıni bile içine koyuyorum "
Eğilip ayakkabılarıma baktı. Siyah spor ayakkabılarımın bağcıklarının bağlı olmadığını görünce bir an afallasa da yüzünü yine acayip bir şekle sokmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖKRA
Teen FictionSaçmalıyor muydum, geberiyor muydum bilmiyorum..Ama; uyandığım her sabah, ona yeniden aşık oluyordum.. Onu ölmesini isteyecek kadar çok seviyordum..Ölmüyordu, sevmiyordu