Yanımdan kalkıp çamaşırlarını toplamaya çalışan sarışın kıza baktım. Adını bile hatırlamıyordum. Omuz silkip yattığım yerden doğruldum. Üstümde sadece boxerim vardı. Kızı umursamadan odam da bulunana banyoya doğru yürüdüm. Sıcak bir duş ağrıyan eklemlerime iyi gelirdi. Hızlı bir duşun ardından belimde havlu ile odama geçtim. Boxer giyip üstüne siyah şortumu geçirdim. Evin için t shirt giymeyi sevmezdim. Islık öttürerek merdivenlerden indim. Sarışın kız ortalıkta görünmüyordu. Abim her zaman ki gibi bu kızı da kovmuş olmalıydı. Bir kere daha omuz silktim. Aslında kovması işime geliyordu. Ağlamalarını çekmek zorunda kalmıyordum. Mutfak masasının üstünde duran elmayı alıp büyük ısırıklarla yemeye başladım. Kafama inen şaplak ile bakışlarımı abime çevirdim.
"Ben senin yaşındayken kafa mı kitaplardan kaldırmazdım şerefsiz".
"Benim yaşımdayken salaksan benim sorunum değil"
Piç sırıtışım ile odama çıktım. İşte bu kadar. Her sabah aynı muhabbet. Abim benim yaşımdayken kafasını kitaplardan kaldırmadığını örnek bir öğrenci olduğunu söyler bende o senin sorunun ben gençliğimi yaşıyorum gibi cümleler kurardım. Babam pek eve uğramadığı için fazla karşılaşmazdık. Zaten karşılaşınca bile stabil konuşmamızdan öteye gitmezdi. Paran var mı? Yok. Al bunu harçlık yaparsın. Bu kadar. Annem öldüğünden beri bize olan tüm ilgisini koparmış kendini işine adamıştı. İşi dediğime bakmayın patronunun götünü yalamaktan başka bir şey yaptığı yok. Abim Altay ise ne iş yaptığını bilmediğim bir şirkette çalışıyor.
Elmanın çöpünü odanın bir kenarına atıp yatağıma uzandım.
Boktan bir hayatım vardı ne harika ama. Bir süre tavanımla olan bakışmama devam ettim.Akşama kadar bakışmayı sürdürdük. Sanırım tavanım benden hoşlanıyor. Hass ya. Ali ile takıla ,takıla gerizekalığı bana da bulaştı. Yataktan kıçımı kaldırdım sonunda. Dolabıma yönelip altıma siyah pantolon üstüne v yaka siyah bir badi giyip kendimi sokağa attım. Saçlarımın önünü ellerimle şekil verip düzelttim. Ellerimi ceplerime koyup üstümdekileri kontrol ettim. Ehliyet tamam , sigara ve çakmak tamam, telefon tamam , cüzdan tamam, anahtarlar tamam. Her şeyim tamamdı. Telefonu mu elime alıp Ali'ye bara gelmesi için mesaj attım. Cool yürüşlerimden biriyle yürümeye başladım. Tanrım yine süperim. Bütün yol boyunca kendi kendime övgüler yağdırıp egomu tatmin ettim. Bar zaten eve yakın olduğu için arabayı almama gerek kalmıyordu. Gerçi ağabeyim de arabasını pek vermezdi. Barın sokağına giren dönemeçten dönerken biriyle çarpıştık. Ama ne çarpışma. Çarptığım kişi sırt üstü düşerken beni de çekmişti. Gözlerimi açtığımda mavi gözleri gördüm. Gök mavisi bir çift göz korkuyla bana bakıyordu . Kendime gelip çarpıştığımız kişinin üstünden kalktım. Bir kızdı. Kahverengi uzun saçları vardı. Masmavi büyük gözleri dikkat çekiyordu. Gözünün üstüne sürdüğü siyah boya ile gözlerini daha belirgin yapmıştı. Masum ve küçük bir yüzü vardı. Oldukça da güzel. Hatta ve hatta çok , çok güzel.
"Özür dilerim"
Ağzında başka şeylerde geveledi ama o kadar hızlı konuşuyordu ki anlayamadım. Yanımdan geçerek hızlı adımlarla uzaklaştı. Endişeli gözüken yüzü aklıma kazınmıştı bile. Hele ki gök mavisi gözleri. Kafa mı sağa sola sallayıp saçma salak düşüncelerden kurtuldum. Sadece güzel bir kız çocuğuydu o kadar. Sexi bile değildi. Ben sexsi ve sarışın kızları severdim. O kızın ise buğday renginde teni kahverengi saçları vardı. Şort ve t-shirt giymişti. Kızı baştan aşağı ezberlemiştim. Aman ne hoş. Omuz silkip barın olduğu sokağa girdim. Ali benden önce gelmiş yerini almıştı bile. Ayhan'a el işareti bile bira getirmesini söyledim. Kendimi Ali'nin yanına atarak sülalem rahat bir pozisyonda oturdum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖKRA
Teen FictionSaçmalıyor muydum, geberiyor muydum bilmiyorum..Ama; uyandığım her sabah, ona yeniden aşık oluyordum.. Onu ölmesini isteyecek kadar çok seviyordum..Ölmüyordu, sevmiyordu