drug lord

'20 : Seni kendi(m)e aşık ettim.

Elvis Drew - Make Me Feel

İyi okumalar~

♡

♡

Boynuma usulca konan öpücükden sonra zirveye ulaşmışım gibi kafamı geriye attım. Kardeşim içeride mışıl mışıl uyuyor olması, ister istemez çıkan yüksek seri duyup sıcak yatağından kalkıp bizi basması olağan bir durumdu. Her ne kadar inlememek için kendimi zor tutsam da onun sert dokunuşları beni doruklarıma kadar çıkarıyordu.

Bana göre uzun olan aleti kalça aramda sıkıca durmaya devam ederken. İki parmağı ağzımı yokladıktan sonra isteklice araladım dudaklarımı. Ağzımın içine yolladığı parmakları emerken boğuk çıkan sesler yüzünden endişe ediyordum. Kapıya da ister istemez müdahale oluyordu. Parmağını dil darbelerimle beraber uyuşuna kadar emdikten sonra, aletini aşağı yukarı kaydırmaya başladı.

"Görüyor musun?" Dedi eli dikleşen göğüs ucuma değdiğinde. İki eli oralarımda gezinip dururken belimi kırdım. Tatmin olmuşcasına tısladı. "Seğiriyor." Dedi üzerimdeki baskını artırarak. Çıplak esmer teni loş ışıkta parlıyordu. Kaslı kolları her iki tarafımda, kapının arkasına yasılı duruyordu. Beni sıkıştırmışmasını geçtim buradan nasıl topallamadan çıkarım diye düşünüyordum.

"Beni yeterince tahrik ediyorsun. Kıyafetlerini parçalamamı istemiyorsan kendin soyun." Üzerimdeki baskı çekildiğinde bir süredir kapalı olan gözlerimi açtım. Küçük banyoda ne kadar geriye gidebilir diye düşünürken sadece bir adım gidebilmişti ama hâlâ nefesini hissediyordum ensemde. Yavaşça arkamı döndüğümde elleri belinde, geniş omuzlu, formda olan vücudu ile duvara yasılı duruyordu. Kaslı baldırları, her bir kıvrımı bu sayede ortadaydı. Yeşilleri beni yemek istercesine bakıyordu.

Önümde kavuşturduğum ellerim uyuşmaktan kaskatı kesilmişti. Beni baştan aşağı süzdüğünde, yeşilleri ıslak pantolonuma kaydı. Onca temastan sonra ıslanmam doğaldı.

Hatta bir dokunsa şelale olurdum kesin.

"Davetiye mi bekliyorsun Jeon? Yoksa götün mü yemedi?" Ellerini aletine sarıp sıkıyordu. Bakıp bakmamak mühim değildi. Netice de fena sikilecektim.

Daha fazla zaman kaybetmeden önce üstümdekini çıkardım. Ağır çekimle çıkartıyormuşum gibi havaya giriyordum bir de. Ten rengime göre fazla koyu olan göğüs uçlarım beni rahatsız ediyordu. Tahrik oluşumdan kaynaklıydı elbette.

Sırada altımdaki eşofmana geldi. Onu da tek hamlede iki bacağımdan kurtardığımda pürüzsüz ve kıvrımlı bacaklarıma ağzı açık seyrediyordu. Kıyafetleri bir kenara ittiğimde ikimizin gözleri buluştu. Ellerimi iç çamaşırıma attığımda dudakları kıvrıldı.

"Burası küçük değil mi? Odada yapsak." Dediğimde gözlerini gözlerime değdirdi. O keskin bakışlardan dolayı bir gün kalpten gidecektim.

"Kucağımda, yani senin içinde olduğumda geçeriz." Dedi yaslandığı duvardan bedenini ayırdıktan sonra. Kafa salladım cevabını onaylamak için.

Çok heyecanlıydım. Kalbim öylesine hızlı, öylesine vahşice atıyordu. Damarlarımdan akan kan sanki seyrini değiştirmiş gibi.. Vücudum karıncalanıyordu. Derin bir nefes aldım, onun neden beklediğini bile anlamamıştım. Sanki zihnimi okumuş gibi konuştu.

"Seni böyle izlemek, bedeninin kıvrımlarını, o gözlerin, dudakların, bek kıvrımın.. Hepsini kazıyorum. Aklıma kazıyorum. Biraz sonrada bedenime kazıyacağım."

Cümlesini bitirdiğinde iç çamaşırımdan kurtuldum. Yerle bütünleşen iç çamaşırıma baktıktan sonra karışında tamamen çıplaktım. Onun bana gelmesi gerekirken ben ona gittim.