0| Chinhae Donanma Üssü

1.3K 89 54
                                    

/Başlangıç tarihiniz 🤏🥃

"Kimliğini göster,asker."
Bakışlarımı kalın ve monoton sesin sahibine çevirirken bu cümleyi bir günde defalarca kez söylediği mimiklerinden anlaşılabilirdi.Koskoca alanın daha girişinde gerilmeye başlarken üniformamın cebine sıkıştırdığım kimliği ve az sonra isteyeceğini bildiğim belgeleri çıkartırken titreyen ellerimi fark etmemesi için aceleci davranmıştım.

Neredeyse görünmeyecek kadar kısa kesilmiş saçları,çekik gözleri ve çatılmaktan kendini gerçekten öyle sanan kaşları adamı daha da korkunç gösteriyordu ve bu pek de hoşuma gitmemişti.

"İçeriye geç.Kaldığın odayı kimliğinin üzerindeki kağıtta bulursun."
"Teşekkür ederim,iyi günler."
Bir cevap amacı gütmediğim için hızlı hızlı açtığı demir kapıdan geçerek neredeyse iki yıl kalacağımı düşündüğüm bölgeye ilk adımımı attım.

Chinhae donanma üssü.

Herhangi bir ergin kore erkeğinin olması gerektiği gibi askerlik belgelerim kapıma geldiğinde ilk an ne yapacağımı şaşırmış ardından aklıma gelen ve buraya gelmem için yeterli bir sebep olan kişiyle birlikte anında askeriyeye gidip istediğim bölgeyi seçmeye çalışmıştım.Ah elbette birkaç kişiyi-aile dostumuz Busan Donanma komutanı Daehwon hyungu- araya sokmuş ve neredeyse ağlayarak buraya gelmiştim.

Böyle bir yerde askerlik yapmak istemek kesinlikle bir aptallıktı ve ben yıllardır aptaldım.

Bende ki tek fark belki de aylardır uzattığım siyah uzun saçlarımın kısalmış olması olsada kesinlikle tuhaf hissediyordum.Kalın taban botlarımın çekingen bir şekilde yürüyüşü bile buraya ait olmadığımı öylesine bağırıyordu ki,hemen şimdi birinin çıkıp senin burada ne işin var demesini bekliyordum.

Daehwon hyung beni bu bölgenin zorluğu ve disiplini karşısında defalarca uyarmıştı lakin bu kararımdan vazgeçmeme değil sadece korkarak buraya gelmemi sağlamış olsada derin bir nefes alarak omzumdaki kıyaferlerim ve birkaç bakım eşyası ile dolu olan büyük çantayı daha dikkatli tutarak çevreme baktım.

Çevresi yuvarlak tellerle kaplıydı ama dizilerde ve filmlerde gördüğüm çoğu askeriyeden daha konforlu olduğu da bir gerçekti.Tamamen gri ve beyaz hakimdi bölgeye,iç karartıcıydı.Yeşil herhangi bir bitki yokken yerler tamamen kumlarla kaplıydı.Botlarımla bastıkça kum taneleri havaya kalkıyor siyah cilalı botlarımın üzerini kaplayıp pisletiyordu.

Bir sürü küçük küçük odaların olduğu minik evler varken,her köşede neredeyse boyları kadar silahlar tutan askerler bekliyordu.Birkaç kişide tahminen sabahın erken saatleri olmasından dolayı ihtiyaçlarını giderirken elimdeki küçük kağıda çevirdim dikkatimi.Birkaç sayı dışında kalacağım yer hakkında en ufak bir bilgi yoktu. Sırtımdaki çanta gittikçe ağırlaşıyordu ve hala nerede kalacağımı bilmiyordum.

Yerimde bir başkası olsa buraya gelmek için kesinlikle ek bir şey yapmazdı fakat şimdi asla pişman olmadığım vicdanımla,bana doğru yürüyen sarışın çocuğa bakıyordum.Benden birkaç santim kısa ve daha zayıf vücudu ama daha güleç suratıyla neredeyse yanıma gelmiş olan çocuk gülerek durdu.Burada aylardır olan biri için...Fazla mutlu?

Enerjisi şimdiden hoşuma giderken sohbeti başlatması için onu bekledim.
"Selam,yenisin değil mi? Aslında yeni olup olmadığından emin değilim çünkü ben de yeniyim.Dur sen neden buradasın çömez gibi duruyorsun buraya çömezler gelemiyor diye biliyorum."

Demek o da benim gibiydi.Burası Güney Kore'nin sadece eğitimli ve makam sahibi askerlerini eğitip göreve hazırlayan gerektiğinde savaşa sokan kısmıydı ve biz iki ne yaptığından habersiz kişi olarak burada fazlasıyla sırıtıyorduk.

Fallen Star | TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin