Fallen Star | Taekook

3|Tam mânâsıyla ilk gün

Büzülmüş dudaklarımı birbirine bastırırken etrafa bakındım nöbetteki birkaç kişi dışında etrafta kimse yoktu onlarda kendi hallerindeydi.

Buram buram havludan gelen koku kendimi dizginlemek yerine ağlamama daha çok alan açarken adımlarımı hızlandırarak sabah ilk defa gittiğim odaya doğru ilerledim.

Arkamda beni izlediğini bildiğim adamla birlikte.

***

Jimin'in yorganımı çekiştirip duran elleri artık uyanmamın gerektiğini açıkça belli ederken sinirle gözlerimi araladım.Normalde bu saatte asla kalkmayacağımı bilmek,şimdiyse sırf bir adam yüzünden sabahın köründe kalkmak canımı sıkıyordu.

Bu bahsi geçen adamın umurunda olmamak da ayrı bir canımı sıkıyordu elbette.

"Kalk artık,geç kalırsak başka yemek bulabileceğimize sanmıyorum."
"Tamam,tamam kalktım git sen."
Dediğimi yaparak dün öylece rastgele bulduğum yastıktan kalkarken Jimin de elindeki birkaç kozmetik ürünle hızlıca odadan çıkmıştı.Banyoya gidiyordu tahminimce.

Fazlasıyla rahatsız edici olan yastıktan kalktıktan sonra boynumdaki acı boy gösterirken sinirle gözlerimi yumdum.Burada ilk gecem kesinlikle berbattı.

Taehyung bana havlusunu verip aramızda herhangi bir bağ olamayacağını açıkça belli edip yanımdan gittikten sonra tuvaletten ayrılsam da,arkamda beni izlediğinin pekala farkındaydım lakin bakışları öylesine sertti ki bunu başka bir anlama çıkarmam da epey olanaksızdı.

Her ne kadar moralim bozuk olsa da buradan gitmenin artık neredeyse imkansız olduğunu biliyordum.

Jimin benden önce gelmesine rağmen daha yerleşmemişti ve odamızda,ki zaten ufacıktı, büyük bir kargaşa boy gösteriyordu.Bunu düzeltmek de bugün işimizi erken bitirip yorgun olmamız gerektiğini gösteriyordu.

Daha fazla geç kalıp odada bizi çağırmak için gelen bir asker görmemek için yataktan kalkarak üzerimdeki ince tişörtü çıkartıp en az onun kadar ince olan yorganımın içine atıp kısaca yatağımı toplayıp formamı giyindim.Son olarak bulduğum botlarımı giyerek seri adımlarla odadan çıkarak kenardaki musluğa ilerledim.

Bu musluğun farkına dün varmıştım ve kesinlikle yardımı dokunacak gibi durmuştu.Açtığım musluktan gelen tazyikli su tamamen yüzümü hatta saçlarımı bile ıslatırken yeterli geleceğine kanaat getirerek kapadım.

Nereye gideceğimi bulmak için olduğum yerde etrafıma baktım lakin etrafta az kişi olmasına karşılık biraz ileride komutan Min ile konuşan bir Taehyung'u görmek yüzümü düşürmüştü.
Yine de sabah kalktığımda ilk gördüğüm yüzlerden birinin onun yüzü olmasını öylesine özlemiştim ki günümün yeni aydığını fark ettim.

Bakışları üzerimde gezinen lakin bir tepki vermeyen Taehyung'un gözetiminden çıkmak için arkamı dönerek dün toplandığımız yere doğru giden birkaç aşina olduğum yüzün peşine takıldım.

Orada daha fazla kalarak Taehyung'un boş bakışlarını hissetmek fazlasıyla yeni bir şeydi bedenime.Islak kısaltılmış saçlarım yüzüme düşerken hızımı arttırarak arkama bakmadan toplanma alanına doğru koştum.

Jimin'in yanındaki boşluğa geçerek adımlarımı durdurduğumda içime derin bir nefes çekip beni izleyen Jimin'e döndüm.
"Yetiştim."
"Evet ama diğer günler nasıl kalkacağız Tanrı bilir ikimiz de fazlaca uykucuyuz."
"Sen nasıl kalktın ki o zaman?"

Beni kaldıranın kendisi olmasından dolayı anlamazca sorarken gülerek koluma vurdu.
"Yoongi uyandırdı tabii ama sen kıpırdamadın.Sabahları komutanlar odaları geziyor."
"İyi de bizim komutanımız o değildi ki."
"Şapşal,o ve Yoongi bizim birlikten sorumlular yani tek başına değil."
"Anladım ama keşke haber verseydin düzgün yatardım."
"Endişelenme sorun yok seni görmedi bile."