9|santimler ve sinirli biri

419 73 15
                                    

Nefesini verdiğinde bu adamı gerçekten anlamadığımı fark etmiştim.
"Sana mı düştü yardım etmek.Daha düzgün askerlik yapamıyorsun bir de ne idüğü belirsiz birine yardım etmeye mı çalışıyorsun?"
Kim Taehyung kesinlikle sınırlarını bilmiyordu.Aynı beni bilmediği gibi.Bilseydi sevdiğim biri hakkında böyle konuşmaması gerektiğini bilirdi.
"Ne idüğü belirsiz olması sizin için komutanım.Benim için değil.Askerliğimi de sorgulamak için erken olduğunu düşünüyorum.Şimdi ölçümleri almam lazım.Nerede alayım?"

Taehyung'un kaşları çatılırken ne diyeceğini bilememişti.Çünkü ben onun aksine sınırlarımı bilirdim ve bana kızabileceği tek şey bakışlarım ya da ses tonum olurdu.
"Demek öyle.Geç içeri.Tandan korkarsan umrumda olmaz."
"Korkmam."
Bir sinirle açtığı kapıdan geçerken kesinlikle birkaç dakika içinde birbirimizi öldürmezsek iyidir diye düşündüm.Çünkü birimiz fazlaca sinirli birimiz de fazlaca kırgındı.

++++

Öncesinde sadece bahçesini gördüğüm evin içine Yugyeom aracılığıyla girerken mutlu hissetmemiştim.Bir iki gün önce olsa kalbim hızlı hızlı atar,nefesim teklerdi.Sonuçta sevdiğim adamın yıllardır nerede yemek yediğini,nerede uyuduğunu ya da dinlendiğini görebilme fırsatına erişecektim.Lakin şimdi loş ve diğer asker lojmanlarına kıyasla büyük olan eve girdiğim de kaşlarım çatılıydı ve aklımdaysa sadece bir an önce ölçüleri alıp daha fazla beni incitmesine izin vermemek vardı.

Evi oldukça griydi.Çok renk yoktu,olan renkler de siyah,beyaz ve birkaç pastel renkten ibaretti.Kötü değildi gayet kullanışlıydı sadece sıcak değildi işte.Taehyung'un gençliğinde odası da böyleydi.Herkes sevdiği oyuncunun,futbolcunun fotoğraflarını asarken o sadece benimle olan bir fotoğrafı çerçeveletmiş ardındansa bilgisayar masasının üstüne,odasının en görünen yerine koymuştu.Gittiğindeyse o fotoğrafta gitmişti odasından onunla birlikte.

Bilerek odasına küçük hayvan bibloları,minik takılar bırakırdım.Bazen mumlar ve tütsüler getirmeme bile izin verir karşılığında ise ona yemek yapardım,benden izler olmasını seviyordu.Söylemiyordu ama sevdiğini biliyordum.Asla kaldırmazdı koyduğum şeyleri ve bazen mumu yaktığını bile fark ederdim.Zaten kendi odamdan çok kullanırdım odasını.

Koltuğunun üzerinde dağılmış bir pike vardı.Koltukta yatıyordu sanırsam.Ayrıca televizyon da bir basketbol maçı oynuyor,koltuğun yanındaki ufak sehpa da ise biraz şarap ve sigaralar duruyordu.Sigaraya başladığını düşünüyordum ama emin olmak üzmüştü canımı.Sigaradan haz etmediğini söylerdi defalarca.Şimdiyse birkaç tane demeye sayıların az geldiği sönmüş sigaralar her yerdeydi.

Bunun hakkınds bir şey demedim.Demezdim de zaten.Diyecek kadar bir gururum varsa da Kim Taehyung onu çokca zedelemişti.

Keskin kokusu odaya fazlaca hakim olurken başka birinden bir işaret görmemekse biraz ferahlatmıştı kalbimi.Taehyung salonun ortasında giydiği salaş tişörtten görünen kasları gerilmiş şekilde kollarını önünde dolamış,evini merakla izleyen bana bakıyordu.Yüzünde bir sitem,sinir ya da herhangi bir negatif duygu yoktu.Belki biraz huzur? Saçmaladığımı fark edip cebimdeki mezurayı çıkartmış,küçük not defterini ise sigara küllerinin ulaşmadığı sehpanın ucuna koymuştum.

Mezurayı hafif sarsılan ellerimin arasına alıp Taehyung'a yaklaşırken yüzüm mimiksizdi.Onun için gülümsemek istemiyordum.Hep kırılıyordum ama hep de seviyordum ya.
"Komutanım,başlayayım mı izniniz olursa?"
Bu kadar soğuk olmamı bekliyor muydu bilmiyorum ama gözleri kısılmış düşünür gibi duruyordu.
"Pekala,su falan ister misin? O asker bozuntusu hasta olduğunu unutup çalıştırmış bir de seni,aklına gelmemiştir şimdi onun."

Fallen Star | TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin