4

33 5 1
                                    

"Hyung seni de götüremem oraya. Söz verdim kimseye söylemeyeceğime dair."

İkilinin sevgili olduğu öğrendiği geceden beri Hongjoong'un yanına yaklaşmayan hyungu, buluşma gününden bir gün önce yanında bitmişti. Kendisini de götürmesini istiyordu.

"Ne yani ben prens diye kardeşimin sevgilisiyle tanışamayacak mıyım ? Ne olacak ben de gelsem? Kellemi mi alır yoksa?"

Bumjoong zeki birisiydi. Hâla onları tam anlamıyla kabullenip destekleyebilmiş değildi. Sadece nasıl gizlendiklerini öğrenmek ve prens ile de konuşmak istiyordu.

Tek derdi abisine kendini kabul ettirmek olan Hongjoong ise diken üstünde gibiydi. Duyduklarıyla bile hemen paniklemişti. Prensini kötü bilsin istemiyordu.

"Hayır hyung yanlış anladın. Biliyorsun orası bizim gizli yerimiz. Prensime yani şey prense sormadan yapmak istemiyorum bunu."

Prensim kelimesi alışkanlıkla ağzından kaçınca yanakları al al olmuştu bile. Abisi onun yeni gelin gibi tavırları olduğunu düşünmeye başlamıştı bile.

"O zaman şu an gidiyorsun ve durumu anlatıyorsun Joong."

"Hayır yakalanırı-"

"Hongjoong gidiyorsun dedim. Aptal değilim. Küçük prensin şiir saati. Sanat sınıfından birinin odasında olması sorun yaratmaz. Şimdi yazdığın şiirlerden al git yanına. Sakın beni ikiletme."

Hongjoong abisini ilk defa bu kadar ciddi görmüştü. Şu an karşı çıkacak tek kelime etmeye gücü kalmamıştı. Elleri titretken kendini sakinleştirmeye çalışıyordu. Aslında hyungu haklıydı. Sıkıntı çıkaracak bir durum değildi fakat daha yeni birine yakalanmışken endişe sarmıştı kendini.

Abisine ilişkisini kabul ettirme duygusu ağır bastığı için -biraz da az önceki tavırdan korktuğu için- yapacaktı. Ayağa kalkıp dolaptan geçenlerde karaladığı şiirlerden aldı.

"Korkuyorum hyung ama gideceğim. Lütfen benim için şans dile."

"Merak etme. Bir şey olmasına izin vermem. Sen benim minik cadı kardeşimsin."

Kardeşinin stresini almak istercesine yaklaşıp saçlarına bir öpücük kondurdu. Hongjoong zorla ufak bir gülümseme bırakıp  odasından çıktı. Bir yandan abisinin dengesiz tavırlarını düşünüyordu. Bu onu çok yormuştu. Şimdilik sadece alttan alıyordu.

Koca sarayda prenslerin koridorları bile farklıydı. En üst kata geldiğinde Seonghwa'nın koridoruna ilerledi. Koridorun başındaki muhafızlara eğilerek selam vermişti. Elindeki kağıtları gösterdiğinde ilerlemesine izin vermişlerdi. Zaten Joong'un sanat sınıflarında olduğunu bilmeyen yoktu.

Odasının önüne gelince kapıyı tıklattı. Kalbinin çarpıntısının sesi daha yüksek sesli gibiydi. İçeriden komutu duyunca başka biri olma ihtimaline karşı kafası eğik bir şekilde girmişti içeri.

"2. Prens Seonghwa, sizleri selamlıyorum efendim."

Seonghwa yanında bulunanlara çaktırmamaya şaşırsa da büyük bir şoka uğramıştı. Zor da olsa soğukkanlılıkla devam etti.

"Kaldırabilirsin başını.Geç yanlarına."

Hongjoong ses çıkarmadan 2 kişinin yanına geçti. Kendinden sonra birinin gelmemesi için içinden dualar etmeye başladı. Biri varken konuşamazdı.

Bir kişi bitirdiğinde giderken Seonghwa başka kimseyi içeri almamalarını yorulduğunu söylemesini istemişti. Yine konuşmadan kendisini anladığı için çiçeği ona minnettardı.

10 dakika boyunca diğer kişi şiirlerini sunmuştu. Prens asla odaklanamasa da yalandan tepkiler verip o kişiye de göndermişti. Hongjoong derin bir nefes alıp rahatlıkla sevgilisine bakmaya başladı. Günlerdir görememişlerdi birbirlerini. Çok özlemişti ikisi de.

Hiçbir şeyden haberi olmayan prens hızlıca gelip miniğine sarılmıştı. Boynuna burnunu dayayıp derin bir nefes alırken öpücük bırakmıştı. Kollarını tam bırakmadan biraz geri çekilerek konuştu.

"Çiçeğim, sorun ne? Sana bu şekilde gelebilirsin dediğimde beni kesin bir dille reddettiğini hatırlıyorum."

"Hyung mektupları buldu. Bana çok kızdı sonra sarıldı ama yumuşamış mı anlamadım. Bir öyle bir böyle davranıyor. Hç gelmedi yanıma ama sonra bir anda geldi beni de götür ded-"

Seonghwa karşısında panikle bir şeyler anlatmaya çalışan sevgilisinin ağzını eliyle kapattı. Hyungunun öğrendiğini duyduktan sonrası çok karışıktı. Bu kadar panik yaptığına göre iyi şeyler olmamıştı. Şu an sakinleştirmek onun görevi gibiydi.

"Öncelikle sakin ol. Ne olursa olsun ben yanındayım. Derin bir nefes al. Şimdi elimi çekeceğim ve sen bana olanları tane tane anlatacaksın tamam mı çiçeğim?"

Hongjoong kafasını sallayarak onu onayladı. Çok az durup sakinleşmek bile ona iyi gelmişti. Prensi ona iyi geliyordu.

"Ben, senin yanından dönüyordum. Odama girdiğimde abim elinde senin yazdığın mektuplarla bana bakıyordu. İlk başta çok kızdı bana kötü şeyler söyledi. Sonra ben biraz kötü oldum işte. Hyung da bu yüzden bana sarıldı. Ben sakinleşince yanımda olduğunu falan söyledi beraber uyuduk. Ama kalktığımda yoktu. Bir iki saate kadar hiç görmedim. Gelmedi yanıma. Sonra bir anda çıkıp buluşma yerimize gelmek istediğini söyledi. Senden habersiz götüremeyeceğimi söyleyince izin almam için buraya gönderdi. Ben de öyle geldim işte. Korkuyorum, çok korkuyorum."

Seonghwa kollarını dolarken, aklı miniğinin bir haftadır yaşadıklarındaydı. En büyük korkusunu yaşarken ondan haberi bile olmamıştı. Şu an bile fazla zamanları yoktu ki.

"Korkma, çiçeğim. Hyungun o senin sana zarar gelmesine izin verir mi? Gelebilirsiniz yarın. Eminim bir şeyleri sindirmesi gerektiği için uzaklaşmıştır. Yarın gelin beraber konuşalım."

Hongjoong hem sarılmanın hem sevdiğinden duyduğu sözlerin etkisiyle biraz da olsa rahatlamaya çalışıyordu. Prensin gözlerine bakmak için çok az geri çekildiğinde prens derin bir nefes alıp ciddileşmişti.

"Hayatın toz pembe olmadığının ikimiz de farkındayız çiçeğim. Bir şey olursa bile seni bırakmayacağım. Sonsuzluğa bile beraber gideriz tamam mı? Kollarımız sarılıyken ölüm olsa bizi ayıramaz."

Hongjoong nedensizce çok iyi hissetmişti. Onunla her şeye vardı. Deli cesareti mi aşk mı bilinmezdi tabi. Şu anda da gülümsemeye başlamasının sebebi buydu. O varken ölümü bile kabul edebilirdi.
—————————
Merhaba👋
Devam edemeyeceğimi düşünüp yayından kaldırmıştım ama bitirmeye karar verdim.

Umarım beğenirsiniz düzenli olmasa da yakın zamanda gelecek yeni bölüm.

Aşkımızın Şarabı / SeongjoongHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin