I Would Like And Buy • Taekook

"yalnız bir noel babayım, ho ho ho"

Arkdşlar bölümde okuyacağınız bazı pozisyonları Twitter'da gördüğüm tatlı videolar var ordan esinlendim. Bölüm sonuna videoları YouTube hesabıma ekleyip o videonun linkini koyacağım. Ben taekooku bu bölümde 2 sahnede o pozisyonda hayal ederek yazdım.

Bölüm sonu o videoya bakmayı unutmayın 🧚‍♂️

Bölüm, 10k. Lütfen yorum yapın okumayı çok istiyorum. Sizi seviyorum.

Bu bölüm senin için, umarım her daim mutlu olur ve gülümsersin. Seni seviyorum ashiraw

Öyleyse, güzel okumalar. 🐰🌼

***

Rastgele bir sınıfın önünde durduğumda Taehyung kolumdan tutarak boş olan sınıfa çekti. İçeriye girdiğimiz zaman sırtım anında kapanan kapıyla buluştu ve Taehyung hemen dibimde bitti.

Heyecanlandığım için bakışlarımı ondan kaçırdım. Ellerimi nereye koyacağımı bilmiyordum ve dışarıdan da bu yüzden komik durduğumun farkındaydım.
Bunu farketmiş olacak ki elimi tutarak omzuna koymamı sağladı. Yüzünde tuhaf bir gülüş vardı. Bu beni iyice heycanlandırırken tuttuğum omzunu sıktım. Yüzünü iyice yüzüme yaklaştırdı, eli yavaşça belimi kavradı ve vücudumun kapıdan ayrılmasını sağlayarak göğüslerimizi birleştirdi.

Ardından eğilerek dudaklarıma bir kaç öpücük bıraktı. "Kıskanınca nasıl olduğunu da gördük." Dedi hafifçe sırıtırken. Aklından kim bilir neler geçiyordu. "Tüm okulun duyacağı şekilde evlilik teklif ettin ve o da yetmezmiş gibi herkesin gözleri önünde dudaklarıma yapıştın." Dudaklarını yaladı, onun bu hareketi bakışlarımın saniyelik oraya kaymasına sebep oldu.

Ardından belimdeki eliyle destekleyerek beni kendine doğru çekti, "bacaklarını belime sar." Dediğinde yapacağı şeyi anlayarak ona kolaylık sağlamak adında hafifçe zıpladım. Bundan destek alarak tuttu beni. Bacaklarım beline dolandığında kollarımda boynundaki yerini aldı çoktan. Öğretmen masasına doğru ilerledi, sandalyeyi çektiği gibi beni kucağından indirmeden oturdu. Ayaklarım belinin iki yanında aşağıya sarkıyordu şimdi.

Aramızda kısa bir sessizlik olurken bunu istemeyerek boğazımı temziledim. Ardından yerde olan bakışlarımı Taehyung'a çevirerek derin bir nefes aldım. "Dün bana teklif ettiğinde ben ilk başta çok şaşırdım. Aklımda eski kötü anlar vardı ve sen o teklifi o iğrenç yerde yaptığın için çok üzüldüm. Bu yüzden reddettim. Cevap vermedim sana. Sonrasında da haklısın Taehyung. Ben dün gece sen uyurken Jeongguk ile konuştum işte. Onunla konuşunca anladım. Aklım öyle başıma geldi. Seni reddetmek yerine çift taraflı mühür istediğimi söyleyebilirdim. Ama ben bu seçeneği yoksayarak seni reddettim. Sanki sen beni öldürmek istiyormuşsun gibi konuştum sana." Taehyung'a bakamıyordum konuşurken. Bunları haketmediğini bildiğim için ona karşı böyle davranışım utandırıyordu beni.

Kafamı iyice göğsüne yasladım, yüzümü görmediğinden emin olunca ise konuşmaya devam ettim. "Taehyung ben seni gerçekten çok seviyorum. Küçükken verdiğim bir söz demiştim ya, eğer o sözü verdiğim zaman seni hatırlıyor olsaydım, ileride karşılaşacağımızı ve beraber olacağımızı bilseydim böyle bir söz vermezdim kendime. Keşke sen bana ilk teklif ettiğinde kabul etseydim. Çok pişmanım gerçekten. Seni üzgün görmeye dayanamıyorum. Benim yüzümden üzgün olduğunu bilmek tüm moralimi bozuyor ve gözüme uykuda girmiyor. Başka şeylere de odaklanamıyorum çünkü aklımda sadece üzgün yüzün oluyor. Taehyung, ben farkettim ki eğer seninle olacaksam mühürün nasıl olacağı umurumda bile değil. Ben sadece anlık şok ile öyle konuştum seninle. Bilmiyorum sadece, orada teklif etmen beni çok üzmüştü ve o an tamamen odaklandığım tek şeyde buydu. Ama sonra Jeongguk ile konuşunca onu neden yaptığını da anladım. Dediğim gibi o an ben düşünememiştim sadece bunu."