Bakın cidden kaba olmamaya çalışıyorum, bu yüzden yazdığınıza cevap vermiyorum ama cidden yeter. Bu kitaba hiçbir etkileşim talep etmedim, sizde vermediniz zaten. Yazan benim, kurgulayan, uğraşan benim. Hiçbir şey talep etmediğimi tekrar dile getiriyorum, etmediğim halde gelip kitapta şu olsun bu olsun, şöyle bitmesin, bu kadar bölüm olsun diye emir veremezsiniz, yoksa bırakırım diye bir tehdit buyuramazsınız. Gözü böyle şeyler ile korkacak biri değilim anlaştık mı? Hadi güzellerim hadi ballarım şimdi paşa paşa bölümünüzü okuyun aramızda tatsızlık çıkmasın.
Ben manipüle edebileceğiniz bir insan değilim, her şeyi anlayabilecek kadar kurnaz tilkiler dolaşıyor beynimde.
Yani yapmayın kısaca.
Geri kalan herkese iyi okumalar diliyorum.
Ender Balkır- Yola bakın belki gelen babamdır.
Koca bir şehrin içinde farklı tarafa savrulan iki bedenin birbirini bulması için gereken tek şey istemeleriydi.
Elinde bir bavul içinde iki jilet bir kazak olsun yeterdi. Ömrün, onun yanında kazandığı her şeyi hazine sanıyordu çünkü. Onunla üzüldüğün anları, onunla güldüğün anları toplayıp sana bir avuç aşk verirdi. Bavulun gittikçe dolduğunu hissetmen ise sadece karşındakinin de sana karşı bir şeyler hissetmeye başlamasıydı.
Çöktüğüm duvar dibinde hazmetmek için soluklanmam iki saat sürmüştü. Tam başımın üstüne asılı olan bozuk saate rağmen her saniyesini hesap edebildiğim tezatlık ile öylece kalakalmıştım. Avuç içlerim soğuk betona öyle sıkı sıkı yapışmıştı ki, artık üşümeye bile mecalim kalmamıştı.
Sıkışmıştım onun bana haykırdığı gerçeklerle. Gözlerimdeki kuruluk yüzünden birkaç saniye gözlerimi yumdum. Lakin yine de işe yaramamıştı. Yanıyordu gözlerim kapadığım an.
Gitmişti.
Bana arabasının anahtarını bırakıp bulduğu ilk arabayla şehire gitmişti. Ben ise bir an olsun kalkamadığım duvar dibinde onun bunca zaman benden, bizden sakladığı hastalığının; bedenimi, zihnimi bir enkaza evriltmesini hazmetmek için çırpınıyordum.
Hastaydı.
Hem de ölmek üzere olan bir hasta...Ve bunu uzun süredir biliyordu. Ailesinin işlerini devralmayarak, dostlarından bir bir uzaklaşarak, hem sevip hem sevildiği halde sevgilisini terk ederek bunu aslında kendi içinde yaşadığını yavaş yavaş anlıyordum. Beynimde yavaş yavaş yakılan spot ışıkların devraldığı gerçeklik bayrağını kaldırmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Solan Zakkumlar | Gay
Teen FictionTAMAMLANDI. ❝ İlk bölümdeki texting metinler değişti, okumuşsanız bir daha göz atmanızı tavsiye ederim. ❞ - Kitabın şarkısı; Dedublüman- Belki. #loveislove- 1 |1.10.2022