İki adam, ince yapılı ama iri göğüslü, sarışın bir genç kadını soymakla meşguldü. Adamlardan biri siyahi, uzun boylu ve iri yarı; diğeri beyaz, daha zayıf ama düzgün bir vücuda sahipti ve spor salonumdaki eğitmenlerden birine benziyordu. Üzerinde sadece siyah dantelli sütyeni ve külotu kalan kadın, heyecanla bu kez adamların kıyafetlerini çıkarmaya girişti. Kendimi adamlardan çok kadına odaklanmış halde buldum. Belki binlerce kez hayalini kurup kimseye söz etmediğim bir fanteziyi bu kadının gerçekten yaşamasını sağlayan şeyleri, görünüşünü, tavırlarını kıskançlık içinde çözmeye çalışıyordum.
Adamlardan biri kadının sütyenini çıkardı ve iri elleriyle kadının gövdesinde biraz gezindikten sonra memelerini avuçlarına aldı. Memelerin yumuşak dokusunu parmakları arasında yoğuran adamın yüzüne bir zevk ifadesi yayıldı. Öteki adamsa kadının arkasına geçip yavaşça külotunu indirerek kadının yuvarlak kalçalarını ortaya çıkardı. Kadın, önündeki adamın çıplak göğsünde dolaştırdığı ellerini aşağı indirerek boxer'ına ulaştı, parmaklarını şişkinliğin üzerinde gezdirdi ve tek kelime etmeden boxer'ı aşağı çekti. Adamın iri siki dışarı fırlarken sarışının şaşkınlıkla nefes verdiğine şahit oldum. Kısa bir süre karşısındaki aleti seyrettikten sonra onu sıkıca kavradı, adamın gözlerine baktı ve onun gülümsemesine karşılık vererek sırıttı.
Çığlık atmak istiyordum. Hatta içimden zaten çığlık atıyor, o kadının yerinde olma cesaretine sahip olmayı diliyordum.
Bir yandan içkimi yudumlarken bir yandan da gerçek olduğuna hâlâ inanamadığım bir sahneyi gizlice izlemekten kendimi alamıyordum. Kadının adamlardan birini ağzına alırken arkasına uzanıp diğerini eline alışını izledim. Adamların birbiri ardına kadının içine girişini izledim. Kadının kendi memelerini kavrayışını, sırtına kavis vererek ve çığlık atmak istiyormuş gibi tavana bakışını izledim. Üç maskeli beden artık birlikte hareket ediyor, şehvetle dalgalanıyordu. Üstelik birbirlerini tanıyıp tanımadıkları bile meçhuldü.
Adamlardan biri kadının arkasına geçmiş onu becerirken kadının memeleri beni hipnotize eder gibi bir ileri bir geri sallanıyor, başımı döndürüyordu. Kadın, ağzından çıkardığı diğer adamın sikine hâlâ bir salya bağıyla bağlı haldeyken yüzünü hafifçe perdeye çevirdi ve gözlerimi yakaladı. Arkadan aldığı sert darbelerin etkisiyle göz teması arada kesilse de bana bakmayı sürdürdü. Burnunun ve çenesinin ileri geri hareketlerini, darbelere maruz kalırken uzun saçlarının uçuşmasını, yüzündeki enfes zevk ifadesini ve kendisini izliyor olmamdan duyduğu tatmini gözlemledim.
Gizemli partnerim 116'nın bana o şekilde sahip olduğunu hayal etmekten kendimi alamadım. Sonra bir anda başımdan aşağı kaynar sular döküldü: Bu akşam birbirimizi tanımak için hiç plan yapmamıştık!
Perdeden uzaklaşıp oturma odasına döndüm, sırtımı duvara yasladım. Kalbim davul gibi atıyordu. Bu kadar zahmete girip daha önce hiç yaşamadığım bu erotik rüyaya daldıktan sonra hiçbir şey başaramadan ve geçen haftanın devamını getiremeden eve dönmenin ne kadar korkunç olacağını düşündüm. Karanlıkta Randevu'nun karanlığı rahatlatıcı olduğu kadar ham cinsellik ve mutlulukla doluydu, ama somut ve gerçek bir ilişki gibi değildi. Acaba hayatımın geri kalanını asla gerçeğe dönüşemeyecek böylesi mutlulukların peşinde mi geçirecektim?
"Olumlu düşün!" diye uyardım kendimi. "Beni bulacak. Daha önce bulmuştu, yine bulur."
Hava almaya ihtiyacım vardı. Arka verandaya benzeyen bir yere kaçtım. Birkaç dakikalığına yalnız kalmak niyetindeydim ama onun yerine kendimi ışıklarla donatılmış ve evin içinde gördüğüm Sevgililer Günü dekorlarıyla süslenmiş bir kubbenin altında buldum. Yan tarafta oldukça büyük bir jakuzi vardı ve içten aydınlatmalı olduğu için, parlak bir ışıltı içinde yüzen çıplak bedenlerle dolu kaynar bir kazan gibi görünüyordu. Kazan köpürüyor, parlak tenlerden buharlar yükseliyordu.
Jakuzide bulunanların sergilediği cinsel teşhir o kadar aşırıydı ki jakuzi bu insanların ürettiği tutkuyla kendi kendine bile ısınıyor olabilirdi. Kadınlardan biri, jakuzinin kenarına tünemiş bir adamın bacaklarını ayırıp çoktan sertleşmiş ve tepedeki yüzlerce minik ampülle aydınlanmış ıslak erkekliğiyle yüz yüze geldi. Aleti kavradı, sinsi bir gülümsemeyle adama baktı ve biraz önce büyük zevkle ağzıma attığım leziz ordövrlerden biriymiş gibi aleti bir bütün halinde yutuverdi.
Adam başını kaldırıp jakuziye hapsolmuş diğer çiftlere baktığında âdeta gözlerinin parladığını gördüm. Gözleri, başka bir adamın kucağına oturmak üzere olan bir kadını takip ediyordu. Kadın, jakuzinin sularında balık tutmaya çalışıyormuşçasına elini daldırıp adamın sikini tuttu ve bacak arasına yerleştirdi. Kadının vücudu şevkle sulara gömülürken adam da onun içine gömülüyordu. Ilık suyun altında iç içe geçmiş şekilde, birlikte inlediklerini duydum. Kadın kollarını adamın boynuna doladı ve soğuk havada sertleşen memelerini kavrayan adama hoşnut bir ifadeyle baktı.
Hayaletimsi buharlar içinde, tutkuyla birlikte hareket etmelerini büyülenmiş gibi izliyordum. Giderek çılgına dönüyorlar, verdikleri nefesler her bir sert darbenin işareti olan beyaz dumanlar şeklinde havada süzülüyordu. Adam aniden hırıldamaya başladı ve gırtlağından yükselen uzun, kalın bir ses eşliğinde boşaldı.
Hava almak için verdiğim kısa mola, vücudumu kaplayan ve beni riskli bir şeyler yapmaya zorlayan yangını söndürmede tamamen başarısız olmuş, hatta beni daha da alevlendirmişti. Bu evde kendi arzularımın ateşli bir hezeyanıyla karşılaşmadan bakabileceğim hiçbir yer yok muydu?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlıkta Randevu
Romance"Karanlıkta Randevu diyorlar buna. Şehir merkezinde bir yere gidiyorsun. Sana bir numara veriyorlar. Soyunup zifiri karanlık bir odaya giriyorsun ve oradaki erkeklerle tanışıyorsun. Dokunmak serbest. Hoşuna giden birisi olursa numaranı söylüyorsun...